Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın 24 Nisan tarihinde Ankara Hacı Bayram Velî Camii'nde "Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi" başlığıyla verdiği hutbede, Allah'ın haram kılıp lanetlediği eşcinsellik ve zinanın, nesli ifsat ettiğine değinmiş ve ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara şubesi, Prof. Dr. Erbaş hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Onların derdinin Ali Erbaş Hoca'nın değil, yıllardır içlerine sindiremedikleri İslam dini olduğuna dikkat çeken Doğrusever, "Unutmayalım ki bugün bizler bir araya gelmez isek, bizler birlik ve beraberliğimizi sağlayamaz isek, işte böylesine güruhlar tarafından İslam ve Müslümanlar her zaman aşağılanacaktır. Bizler buna müsaade etmemiz gerekiyor." dedi.
"Ankara Barosu irşat faaliyetini nefretle aşağılamakta ve kitleleri hedef göstermektedir"
Diyanet İşleri Başkanımız Cuma hutbesinde Allah'ın haram kılıp lanetlediği eşcinsellik ve zinanın, nesli ifsat ettiğine değinmesi bazı kesimleri rahatsız ettiğini ifade eden Doğrusever, Ankara, İzmir barolarını Müslümanları inançlarından dolayı aşağıladıklarına dikkat çekti.
Doğrusever, "Ankara Barosu, Prof. Dr. Erbaş hakkında basın açıklaması yapmış ve suç duyurusunda bulunmuştur. Aslında yaptıkları haddi aşan açıklamalardı ve bunlar suç işlemişlerdir. Diyanet İşlerinin Başkanlığının kanuni görevi: 'Dinin temel esas ve emirlerini halka iletmesidir.' Zina ve eşcinselliğin hukuken suç sayılmaması ayrı bir konudur, bu bir irşat faaliyetidir. Kamu görevini yapan bir başkan halkının tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede kutsal kitabında yazanı tabi ki görevi gereği bildirecektir. Bütün ilahi dinlerde ve evrensel ahlaki ilkeler arasında geçen, halkın örf, adet ve vicdanında yer etmiş bir hususu alanına girmediği halde diline dolayan baro, kanunen görevi olan dini bir irşat faaliyetini nefretle aşağılama ve kitlelere hedef göstermedir. Kin ve düşmanlığa tahrik, kan kokan cüret şeklindeki iftiraları ile Prof. Dr. Erbaş'ın sözlerini tamamen tahrif etmekte ve biz Müslümanları inançlarımızdan dolayı aşağılamaktadırlar." diye konuştu.
"Ankara ve İzmir barosunun açıklamaları utanç verici bir şekilde toplumu yaralamıştır"
Ankara ve İzmir Barosunun değer tanımayan ve ironi bir şekilde engizisyon mahkemeleri gibi tahriki esas alarak açıklamalar yaptıklarını dile getiren Doğrusever, bu açıklamaların utanç verici bir şekilde toplumu yaraladığına vurgu yaptı.
Bir suç duyurusunda bulunulacak ise bunu biz Müslümanların yapması gerektiğine vurgu yapan Doğrusever, "Ne diyorlardı basın açıklamalarında? 'Sesi çağlar ötesinden gelen' tabiri ile hem Kur'an'a hem de Hazreti Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'e dil uzatarak suç işlemektedirler. Bununla yetinmemekle birlikte İslam dünyasında hiç olmayan 'cadı' diye kadın yakma hadisesini İslam'a mal ederek yaymaya çalışmak istemektedirler. Diyanet İşleri Başkanı'mıza yapılan tahkir ve suç duyurusuna Tüm sivil toplum kuruluşları dün akşamdan bu yana gerek sosyal medyada olsun gerek farklı mecralarda olsun tüm desteklerini gösterdiler." ifadelerini kullandı.
"Hazreti Adem'den kıyamete kadar devam edecek bu davada hakkın yanında olmalıyız"
Bugün Müslümanların birlik olma zamanı olduğuna dikkat çeken Doğrusever, "Aslında karşı cenahın yapmış olduğu Erbaş'ı suçlamak değil, onlar İslam'ı kötülemektedirler, yapmış oldukları tek şey budur. Bizler de biliyoruz ki bu bir hak ve batıl savaşıdır. Hazreti Adem'den kıyamete kadar devam edecek bu davada bizler hakkın yanında olmamız gerekiyor. Cümle alem biliyor ki onların derdi Ali Erbaş hocamız değil, onların derdi yıllardır içlerine sindiremedikleri İslam dini iledir. Unutmayalım ki bugün bizler bir araya gelmez isek, bizler birlik ve beraberliğimizi sağlayamaz isek, işte böylesine güruhlar tarafından İslam ve Müslümanlar her zaman için aşağılanacaktır, bizler buna müsaade etmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Bu bildiriye imza atan herkes bu konuda yargılanmalıdır"
Ankara Barosunun bildirisiyle Diyanet İşleri Başkanlığının şahsına açık bil saldırıda bulunduğunu dile getiren Doğrusever, Ankara ve İzmir Barosunun dini değerleri aşağıladığını kamu görevlisine hakaret, ettiğini, halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiğini kaydetti.
Kendilerinin açık bir suç işlediklerine dikkat çeken Doğrusever, "Bu bildiriye imza atan herkes bu konuda yargılanmalıdır. Bizler Ankara Barosunun yapmış olduğu bildiriyi kabul etmiyoruz. Bizlerde onlara karşı bir suç duyurusunda bulunmak istiyoruz. Hedef İslam'dır, hedef Kur'an'dır, hedef Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'dir. Baroların yapmış olduğu bu meydan okumaya karşı bizler birlik olup ses çıkarmasak yarın dinimize el uzatmaya cüret edecekler, İslam eş cinselliği lanetliyor dediği için hakkında dava açılan Diyanet İşleri Başkanı'mızın yanındayız ve eşcinselliği de lanetliyoruz." diye konuştu. (İLKHA)