2018 yılında ailesi ile birlikte Kurban Bayramı münasebetiyle Ağrı merkeze bağlı Bezirhane (Bizirxane) köyünde ikamet eden dedesine ziyaret giden Leyla Aydemir kaybolduktan 18 gün sonra, köy yakınlarında bir derede cesedi bulunmuş, bunun üzerine soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturma çerçevesinde Ağrı Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava görülmeye başlanmıştı.
Son olarak 21 Şubat'ta davası görülen Leyla Aydemir'in mahkemesi 27 Nisan tarihinde yeniden görülmek üzere ertelenmişti.
27 Nisan tarihinde görülecek olan dava Coronavirus (Covid-19) salgınına karşı alınan tedbirler doğrultusunda devam edecek.
Aydemir ailesinin avukatlığını yapan Erdoğan Tunç, yürütülen dava hakkında İLKHA'ya konuştu. Av. Tunç, soruşturmanın yeterli düzeyde iyi yürütülmediği için sağlıklı bir yargılamanın yapılamayacağını, soruşturma ve kovuşturmanın genişletilmesi gerektiğini kaydetti.
Tunç, bu süreçte amaçlarının masum insanları mahkûm etmek olmadığı gibi gerçekleştirilen vahşetinde sonuçsuz kalmamasının önemine değinerek bu davanın insanların adalete olan bakış açısını belirleyeceğini söyledi.
"Soruşturma ve kovuşturmanın daha da genişletilmesi beklentimizdir"
"Leyla Aydemir cinayeti, toplumu derinden yaralayan ve kanayan bir yara haline gelmiştir. Elbette ki bizde bu işin takipçisi olarak, gerek insani sorumluluğumuzu ve gerekse işin hukuki boyutunu takip etmeye çalışıyoruz." diyen Tunç, şöyle konuştu:
Geçen celse eksik soruşturma yapıldığına dair beyanlarımızı söyledik. Soruşturma yeterli düzeyde iyi yürütülmediği için sağlıklı bir yargılamamanın yapılamayacağını, bu sebeple soruşturma ve kovuşturmanın genişletilmesi gerektiğini mahkeme heyetine söyledik. Yalnız bu taleplerimiz gerekçeden yoksun olduğu iddiası ile reddedildi. Bizim elbette ki gerekçelerimiz var. Olayın soruşturma boyutuna baktığımız zaman¸ 18 gün boyunca köyün aranmadığını görüyoruz. Köye giriş çıkışların denetlenmediğini, kamera kayıtlarının alınmadığını, yeteri düzeyde telefon dinlemelerinin yapılmadığını ve yeterli sayıda HTS kayıtlarına bakılmadığını tüm bu saydığımız sebeplerden ötürü, olası hak kayıplarını önlemek için geç olmadan soruşturma ve kovuşturmanın daha da genişletilmesi beklentimizdir.
Toplumun adalete olan güveninin azalmaması için yargılamanın şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi gerektiğini kaydeden Tunç, sanıkların dışında bu olayın başka bağlantılarının olup olmadığının iyi araştırılması gerektiğine dikkat çekti.
"Leyla günlerce soğuk bir hava deposunda bekletildi"
"Bu süreçte amaç masum insanları, mahkum etmek olmadığı gibi bizler böyle bir vahşetinde sonuçsuz kalmamasını istiyoruz." diyen Tunç, "Dolayısıyla bu yargılama insanların adalete olan bakış açılarını belirleyecektir. Sonuç itibari ile toplumda bu şekil infial yaratan, insanlık dışı olaylarda eğer ki biz şeffaf, adil bir şekilde yargılamayı yürütüp fail ve failleri halkın önüne koyamazsak toplumun adalete olan güveni zayıflar. Saydığım sebeplerden ötürü, yürütülen yargılamanın daha hassas daha özenle yürütülmesini diliyorum. Biz şu an yargılanan sanıkların dışında acaba bu işin başka bağlantıları var mı? Bilgisi, görgüsü yada suç ortalığı olan kişi, kişiler varsa bunlar tespit edilebilir mi? Bununda mücadelesini veriyoruz. Çünkü bu olay belli ki bir organize ve plan dahilinde yapılmış. Ve Leyla, günlerce aç susuz bırakılarak saklanmış bir yerlerde. Adli Tıp raporuna göre belli bir süre soğuk bir depoda tutulduğu, daha sonra suya atılmış olabileceğine kanaat getirilmiş. Dolayısıyla bu aşamada yapılması gereken ne varsa biran önce yapılması gerekir." ifadelerini kullandı.
Davada son durum
Dava ile ilgili son bilgilileri de paylaşan Tunç, "Davada birkaç tane tanık beyanı eksik bunlar alınacak, eksiklikler bakımından süreçte şu an pek fazla bir eksiklik yok. Geçen celse yeni gizli tanık ifadeleri dosya ya eklenmişti. Celse arasında mütalaanın da verilmesini bekliyorduk yalnız bir takım tanık dinlemeleri şuan devam edilmektedir, tutuklu bir, tutuksuz 5 sanık bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Devlet bu konudaki hukuk politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor"
Benzer olayların önüne geçilebilmesi için caydırıcılığın olması gerektiğinin altını çizen Tunç, "Hukukun da ötesinde temel insani değerler vardır. Bu değerler bir toplumun vicdanını, ahlakını, kişiliğini ve karakterini ortaya koyar. Dolayısıyla bütün bir toplumun bizden beklentisi Leyla'nın katillerinin adalete teslim edilmesi ve gereken cezaların, yaptırımların uygulanması. Benzer olayların önüne geçmek için bir caydırıcılığın olması gerekir. Bu konuda ki cezaların ağırlaştırılması, devletin bu konudaki hukuk politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söylüyoruz. Hukuki labirentlerin arkasına saklanıp daha çok faili korumaya yönelik bir hukuki refleks istemiyoruz. Her ne kadar insanların masumiyet karinelerine saygı duyulmasını istiyorsak aynı şekilde olayın faillerinin de en ağır şekilde gerekli cezalarla halkın önüne çıkarılmasını istiyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)