Rahmet kardeşlik ve dayanışma vakti

İçerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni de barındıran ve Kur'an-ı Kerim'in içerisinde indiği ay olan "On bir ayın sultanı Ramazan" başladı. Bu akşam ilk iftar sofrası kurulacak. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen ve Diyarbakır Ulucami İmamı Osman Yağmur, ramazan ayının rahmet, kardeşlik ve dayanışma ayı olduğuna dikkat çekti.

Ekleme: 24.04.2020 09:44:12 / Güncelleme: 24.04.2020 09:44:12 / Ramazan
Destek için 

DİYARBAKIR-ANKARA

İslam âlemi, Ramazan ayına kavuşacak olmanın sevinci ile birlikte tüm dünyada küresel bir salgına dönüşen Kovid-19’dan dolayı camilerde teravih namazı ve mukabele sünnetini toplu halde yapamayacak olmanın hüznünü yaşıyor.

"EVLERİMİZ TEFEKKÜR VE ZİKİR MEKÂNLARI OLSUN"

Bütün müminler ve insanlık için rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi olan Ramazan ayı hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, "Hakikaten camilerimizin cemaat, Cuma ve teravih namazına kapalı olması bizim açımızdan büyük bir hüzündür. Müslüman için her olumsuzluğu olumluya çevirme fırsatı var. Mademki camilere gidemiyoruz. O zaman evlerimizi cami veya mescide çevirebiliriz. Kıymetli babalardan istirham ediyorum, mutlaka evde namazları cemaatle kılmak için caba göstersinler. Eşleri ve çocuklarıyla evlerinin bir odasında mini bir mescid oluşturup ibadetlerini evde yapmaya çalışsınlar. İtikâflarını evlerinin bir odasında yapmaya çalışsınlar. Evlerimiz tefekkür ve zikir mekânları olsun." dedi.

"RAMAZAN’DA BOL BOL KUR’AN-I KERİM’İ OKUYALIM"

"Evlerimizde Kur’an okunsun." tavsiyesinde bulunan İşliyen, "Ramazan'ı on bir ayın sultanı haline getiren, Kadir Gecesi'ni bin aydan daha hayırlı eden, Mekke’yi şehirlerin anası haline getiren, Muhammed Mustafa’yı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) alemlere rahmet, insanlığın en hayırlısı haline getiren Kur’an-ı Kerim’dir. Onun için bol bol Kur’an-ı Kerim’i okuyalım. Sadece yüzünden okumakla kalmayıp mutlaka Kur’an-ı Kerim tefsirlerinden ve meallerinden istifade ederek Rabbimizin bize ne dediğini anlama çabası ve gayreti içerisinde olalım." ifadelerini kullandı.  

"TERAVİH İBADETİ EVİMİZDE EDA EDİLEBİLECEK BİR İBADETTİR"

İşliyen, "Teravih yalnız camide değil evimizde de eda edilebilecek bir ibadettir. Cemaat ile kılmaya gücü yetenler teravih namazını evlerde cemaatle kılmalıdırlar, yetmeyenler kılabildikleri kadar evde teravih namazlarını yalnız kılmaya gayret etmelidirler. Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ‘Allah Ramazan’ın gündüzlerini size farz kıldı. Gecelere mahsus ibadetler benim sünnetimdir.’ diye buyuruyor. Her kim Ramazan'ı oruç ve ibadetle sevabını yalnız Allah’tan (celle celaluhu) bekleyerek geçirirse Ramazan’ın sonuna gelince günahlardan kurtulur. 'Dünyaya gözlerini yeni açan bir yavrunun günahsız oluşu gibi' diye müjdeliyor Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem). Onun için evlerimizi itikâf, zikir, Kur’an ve tefekkür mekânları haline getirmek gerekir." diye konuştu.  

"İSLAM TARİHİNDE İLK KEZ RAMAZAN AYINI BU ŞEKİLDE BURUK GEÇİRECEĞİZ"

Diyarbakır Ulu Camii İmam Hatibi Osman Yağmur, İslam tarihinde ilk defa Ramazan ayının bu şekilde buruk geçeceğini belirten Yağmur, bu durumdan dolayı camilerde toplu halde yapılan ibadetleri evlerimize taşımamız gerektiğini söyledi. Covid-19 salgınından dolayı ilk defa Ramazan ayının coşkusunu buruk bir şekilde yaşayacaklarını belirten Yağmur, "Çünkü bütün dünyayı kasıp kavuran bir virüs ile baş başayız. Yine gizli bir düşman ile karşı karşıyayız. Bütün süper güçlerin ve bütün süper münafıkların aciz kaldığı bir dönemde yaşıyoruz. Silahlarına, güç ve kuvvetlerine güvenen ülkelerin bir virüs karşısında aciz duruma düştüğünü görüyoruz. Rabbim bu virüsten kurtulmayı bize nasip etsin inşallah." ifadelerini kullandı. Yağmur, "Covid-19 virüsünden önce Ramazan aylarında her yıl camilerimiz şen şakraktı. Camilerimiz yirmi dört saat açık ve içerisinde ibadet ediliyordu. Fakat bu yıl Covid-19 salgınından dolayı öyle bir şansımız olmayacak. Bir bakıma Rabbimiz bizlere ‘Ey kullarım! Yaşadığınız yerdeki camilerden ziyade evlerinizi camiye çevirin. Bütün evleri mescitleştirin. Bütün herkes birer imam olsun. Kendi aile bireylerinizi toplayıp cemaatle namaz kılın.’ dercesine bir mesaj veriyor. Dolayısıyla bütün bireylere bu saatten sonra önemli görevler düşüyor.” şeklinde konuştu.

“RAMAZAN AYINDA HER EV BİRER MESCİT VE MEDRESE HALİNE GELMELİ”

Ramazan ayı boyunca evlerimizi birer mescit haline getirmemiz gerektiğini belirten Yağmur, “Bu kapsamda bütün bireyler Ramazan ayında yaptığımız ibadetleri evlere taşımalıdır. Örneğin; teravih namazı cemaatle kılındığı gibi ferdi bir şekilde de kılınabilir. Nitekim bu Peygamber Efendimizden bizlere kalan bir sünnettir. Bundan dolayı bizler evlerimizde bulunan bütün fertlerle birlikte cemaatle teravih namazlarımızı eda edeceğiz. Teravih ile birlikte camilerde daha önce yaptığımız mukabeleyi aynı şekilde evlerimizde aile bireylerimizle yapacağız. Bu şekilde her ev birer mescit haline ve medrese haline gelmiş olacak. Beş vakit namazlarımızı da aile bireylerimiz ile cemaatle evlerimizde kılacağız. Ayrıca Ramazan ayında geceleri de ibadetle geçirmemiz gerekiyor. Mümin bireyler olarak gece namazlarını eda edip sahurumuzu yapmalıyız.” ifadelerini kullandı.

"SADAKAYI SADECE MADDİ BİR ŞEY OLARAK DA DÜŞÜNMEMEMİZ GEREKİR"

Müminlerin zekât, sadaka ve fitrelerini ihtiyacı olan ve muhtaç kimselere ulaştırmaları gerektiğini belirten Yağmur, “Müslümanlar zekâtlarını, fitre ve sadakalarını ehil olanlara vermeli. Hatta gezip fakirleri evlerinde görelim. Belki fakirlerimizi evinde gördüğümüz vakit bir lira vereceğimiz yerde 5 lira yardım ederiz. Bundan dolayı zekâtı Cenab-ı Hakk'ın belirttiği sınıflara vermemiz elzemdir. Sadakayı ise herkese verebiliriz. Tabi sadakayı sadece maddi bir şey olarak da düşünmememiz gerekir. Bir mümin kardeşimize tebessüm etsek dahi bunun sadaka olduğunu unutmamamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.