Binlerce çift, genç yaşta evlendikleri gerekçesiyle evlendikten yıllar sonra açılan kamu davaları nedeniyle büyük mağduriyet yaşıyor. Kocalar, yıllar sonra gelen "tecavüzcü ve çocuk istismarcısı" iftirasıyla cezaevine alınırken geride ise eşleri ve çocukları kaldı.
Çocuklarıyla birlikte kocalarından ayrı bir yaşam sürdürmeye çalışan eşler, infaz yasasında yıllardır bir düzenleme yapılacağı yönde söz alırken son infaz yasasında da kendileri kapsayan bir düzenlemenin olmaması nedeniyle büyük bir üzüntüye kapıldı.
Son günlerde yine genç evlilik mağdurlarına yönelik yeni bir kanun teklifinin Meclis'e sunulacağı haberleriyle yeniden heyecanlanan mağdur aileler, bazı kesimlerin teklifi çarpıtarak algı operasyonları yaptıklarına dikkat çekiyor.
Malum kesimler olası düzenlemeyi "tecavüzcülerin ve çocuk istismarcıların serbest bırakılacağı" şeklinde gösterip hükümet üzerinde baskı kurmaya çalışıyor.
Bunlardan biri de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer. Sözüer, geçtiğimiz gün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Bu teklifin 'yine' baskın şeklinde getirilmek istenmesi dahi teklifteki sorunu ve ayıplılığı gösteriyor. Niye bir gece ansızın getirilir! Evet ortada bir sorun var. Çözümü de var. Ama tecavüzcüyle evlendirme bir çözüm olamaz, olmamalı. Milletin canı burnunda olması fırsat sayılmamalı." iddiasında bulundu.
Sözüer'in bu iddiaları sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük tepki topladı. Sözüer'in bu iddialarına ve çarpıtmalarına en büyük tepkiyi gösterenlerden biri de AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanvekili avukat Ali Özkaya oldu. Özkaya yine Twitter üzerinden tepki gösterdi
Özkaya, "TCK maddesi 104/1 gereği; 15 yaşını tamamlamış kız çocuğu anne-babasının tüm itirazına rağmen 70 yaşında bir insanla beraber olmasına, yaşamasına ve çocuk yapmasına izin veren, ama evlenmesine müsaade etmeyen kanunları yazan Bilim (!) Komisyon üyesi mi veriyor bu aklı TBMM'ye?" dedi.
Özkaya'nın diğer paylaşımları şöyle:
"1938'den 2002'ye kadar 64 yıl evlilik yaşı 14 iken bir andan 16 oldu. Toplumun binlerce yıllık geleneğinin bir günde değişeceğini düşünen Bilim(!) hocaları, hiçbir onarıcı adalet kurumu koymadan kanun tasarısı hazırladı. Çocuklar ailelerinin ve kendilerinin rızası ile evlendi.
Çocuk sahibi oldu, mutlu yuva kurdular. Aradan 5-10 yıl sonra 8-15 yıl arasında hapis cezaları geldi. Eş, anne baba ve aile hapiste ama gelin ve çocukları çaresiz tek başına kaldı. Devlet 16 yaşına gelince bunlara evlenme cüzdanı da verdi. Resmî olarak eşi olan çocuk istismarcısı diye hapse girdi.
"3 bin aile yıllardır eş ve çocukların babasının hapisten çıkıp mutlu ailesine dönmesini bekliyor"
Neden, 90 yıllık Türk Ceza Kanunu değişmesi sonucu 20 maddelik cinsel suçlar 4 maddeye indirilmiş ve hepsi de cinsel dokunulmazlık suçu olmuş. Çünkü bilim (!) öyle istemiş. Yaklaşık 3 bin aile yıllardır eş ve çocukların babasının hapisten çıkıp mutlu ailesine dönmesini bekliyor.
Cebir, şiddet, tehdit ve hilenin olmadığı ve ailelerin rızasına dayalı olarak devletin 'evlilik' cüzdanı verdiğinin infazını durdurmak, toplumsal bir yarayı tedavi etmektir. Millete bu zulme sebep olanların bunu anlamasını beklemiyoruz, bari geçmişte yaptıklarından utanıp sussunlar." (İLKHA)