Türkiye’nin birçok yerinde genç yaşta evlendikleri için haklarında açılan kamu davaları sonucunda binlerce kişi "tecavüzcü" yaftasıyla cezaevinde yatıyor. Bu kapsamda 8 bin aile 16 bin çocuğun mağdur olduğu belirtiliyor.
İLKHA’nın ve bazı duyarlı medyanın gündeme getirdiği genç evlilik mağdurları, evlendikten yıllar sonra açılan kamu davalarıyla mağdur edildiklerini belirterek, severek ve isteyerek evlendikleri resmi nikâhlı eşlerinin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunuyordu.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında kanuna geçici madde eklenmesine ilişkin bir kanun teklifi, yeniden gündeme geldi. Teklifin ne zaman Meclis’e sunulacağı bilinmezken yasalaşması halinde yıllardır devam eden mağduriyetler son bulacak.
Kanuna eklenmesi teklif edilen geçici maddeler şöyle:
"1)Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenen Türk Ceza Kanunu'nun 103üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki suç bakımından;
a)10 Nisan 2020 tarihi itibariyle mağdur ile failin evlenmiş olması,
b)Suçun işlendiği tarihte failin başka biriyle evli olmaması,
c)Mağdurun şikayetinin bulunmaması,
d)Suçun işlendiği tarihte mağdurun on dört yaşına girmiş olması,
e)Mağdur ile fail arasında onbeş yıldan fazla yaş farkının bulunmaması,
koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda mahkemece yargılamaya devam olunarak hüküm kırılır ve mahkumiyet halinde cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. İnfaz aşamasında olan hükümler bakımından da bu fıkra hükümleri uygulanır. Bu fıkra uyarınca infazın ertelenmesine karar verilmesi halinde mahkumiyete bağlı hak yoksunlukları uygulanmaz.
2)Birinci fıkra uyarınca fail hakkında cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilir.
3)Birinci fıkra uyarınca verilen kararda, failin iki yıl süreyle denetime tabi tutulacağı belirtilir ve mahkeme Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı uzmanlarından bir denetim görevlisi atanır. Denetim görevlisi, üç ayda bir mahkemeye rapor verir.
4)Aşağıdaki hallerden birinni gerçekleşmesi durumunda birinci fıkra uyarınca ertelenen cezanın infazının devamına mahkemece karar verilir;
a)Failin üçüncü fıkrada belirtilen denetim süresi içinde aile birliğinden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmediğinin veya eşine ve varsa çocuklarına karşı sorumluluklarına uygun davranmadığının tespit edilmesi,
b)İnfazın ertelenmesi kararının verildiği tarihten itibaren beş yıl içinde evliliğin failin kusuruyla sona ermesi,
c)Dördüncü fıkrada belirtilen sürelerin yükümlülüklerine uygun hareket etmek suretiyle dolması halinde verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.,
6)Birinci fıkrada yazılı koşulları taşıyıp da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce koşullu salıverilen veya hakederek tahliye tarihini tamamlayanlar hakkında üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri ile mahkumiyete bağlı hak yoksunlukları uygulanmaz. Ancak, evlenme tarihinden itibaren beş yıl içinde failin kusuruyla evliliğin sona ermiş olması halinde hak yoksunluğu devam eder.Koşullu salıverilen veya hakederek tahliye tarihini tamamlayanlar, evlenme tarihinden itibaren beş yıl geçmemiş ise bu süre tamamlanıncaya kadar hak yoksunluğu bakımından dördüncü fıkranın (b) bendindeki denetime tabi tutulurlar.
7)Bu madde uyarınca verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz kanun yoluna başvuralibilir.” (İLKHA)