Günahları İtiraf Etmek

Soru: "Günahını itiraf eden kişi sanki günah işlememiş gibi olur" deniyor. Bu sözün gerçeği nedir?

Ekleme: 13.04.2020 12:37:44 / Güncelleme: 13.04.2020 12:37:44 / Fetva Kurulu
Destek için 

Günahları İtiraf Etmek

Soru: "Günahını itiraf eden kişi sanki günah işlememiş gibi olur" deniyor. Bu sözün gerçeği nedir?

Cevap: Eğer burada günahı itiraf etmekten kasıt, ondan sakınmamak, pişmanlık duymamak, ona bir daha dönmemek değil de, sadece onu dile getirmek, itiraf etmek ise böylesi bir itiraf hiçbir günahı silmez ve gidermez, onun cezasını da düşürmez. Birçok insan günahlarını açıktan itiraf ediyor, hatta günahlarıyla övünüyorlar. Hâlbuki Rasûlullah (s.a) şöyle buyuruyor:

Ümmetimin hepsi affedilecektir. Günahlarıyla iftihar edenler ha¬riç. Günahıyla iftihar edenler, günahlarını görmeyenlere de onu anlatmış olurlar.

Ancak, günahları itiraf etmekle beraber kişi ondan ciddi bir pişmanlık duyup uzaklaşırsa, bir daha ona dönmemeye azmederse, günahını taata ve Allah'a yaklaşmaya tebdil ederse, bu konuda niyetini halis kılar ve Allah'tan sakınırsa işte Allah böylesi insana merhamet eder, onun tövbesini kabul eder, günahlarını siler. Çünkü Allah bağışlayandır, merhamet edendir. O bütün günahları bağışlar. Rasûlullah şöyle buyuruyor:

“Ciddi olarak günahından tevbe eden günah işlememiş gibi olur.” Bu hadis-i şerifi îbn Mâce, İbn Mesud kanalıyla rivayet etmiştir. Beyhaki ve İbn Asakir Abdullah b. Abbas'tan şöyle rivayet ediyor:

“Günahına tövbe eden kişi günah işlememiş gibidir. Günahına devam edip de bağışlanmayı dileyenler, sanki rableriyle alay ediyorlar.”

Kuşeyrî Risalesinde (ki aynı hadisi, İbn Nacar da Enes'ten rivayet etmektedir) şu hadisi naklediyor:

“Günahtan tövbe eden günah işlememiş gibidir. Allah bir kulunu sevdi mi günah ona zarar vermez.”

Bu hadisi olur olmaz yerde kullanmak, özellikle hadisin son kısmı dikkate alındığında günahkârlara günaha karşı bir cesaret verebilir. Oysa Allah Teâlâ ancak muttaki, vefalı ve halis kullarını sever. Onlar ki, Allah'ın rahmetini dilerler, O'nun azabından korkarlar.

Bir başka hadis-i şerifte -ki, insanlar bunu yanlış anlıyor- şöyle buyuruluyor:

“Eğer siz günah işleyip istiğfar etmezseniz, Allah öyle bir toplum getirir ki onlar günah işlerler ve arkasından tövbe ederler, Allah da onları bağışlar.”

Bu hadis-i şerifte günaha teşvik yoktur. Bu hadis insanın noksan ve taksirli yaratıldığını, hata işlememesinin mümkün olmadığını ifade ediyor. Bununla birlikte, hemen tövbeye sarılacaklarını, Allah'ın da onları bağışlayacağını belirtiyor. Allah'ın şu sözünü hep beraber gözden geçirelim:

“Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!

O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.

Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki?! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.

İşte onların mükâfatı, rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir.” (Âl-i İmran/133-136)