Prof. Dr. Mehmet Görmez: “Musibetleri rahmete çevirelim”

Coronavirus salgınına bir Müslümanın bakışı nasıl olmalı gerektiği noktasında önemli açıklamalarda bulunan İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Mehmet Görmez, bu tür musibetlerin birer ilahi adet değil, birer ilahi ayet olduğunun altını çizdi.

Ekleme: 28.03.2020 15:45:08 / Güncelleme: 28.03.2020 16:38:07 / Güncel
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan şu ana kadar Türkiye dâhil 185’ten fazla ülke yayılan Coronavirus (Covid-19) nedeniyle dünya genelinde 27 bin 365 kişi hayatını kaybetti. Salgının bulaştığı insan sayısı dünya genelinde 597 bin 252’e yükseldi. 133 bin 363 vaka hastalıktan kurtuldu.

İslâm Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de birçok yanlış bilgilinin yayıldığı Covid-19 ile ilgili bir Müslümanın bakışı nasıl olmalı noktasında önemli bir video paylaştı.

“Belki de tarih Corona’dan önce ve sonra diye ikiye ayrılacak”

Kur'an-ı Kerim ve sünnet ışığında yaşanan salgına bakış açısını anlatan Görmez, ülkelerin bugüne kadar görülmemiş kararlar aldığını belirterek  “Belki de tarih Corona’dan önce ve sonra diye ikiye ayrılacak” dedi.

“Rahmet mi, azap mı?”

Prof. Dr. Mehmet Görmez, şunu söyledi: “Ülkemize, milletimize ve bütün insanlık âlemine geçmiş olsun diliyorum. Maruz kaldığımız bu salgın hastalıktan bir an önce kurtuluş niyaz ediyorum. Vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbimizin her zaman olduğu gibi eş-Şafi ismiyle bütün insanlığa tecelli etmesi için dua ediyorum. Âlim kullarının kalbine devasını ilham etmesini diliyorum. Engin ve sonsuz rahmetiyle biz aciz kullarından korku ve endişeleri kaldırmasını niyaz ediyorum. Kıymetli kardeşlerim biz bu ilmi müessesede, İslam Düşünce Enstitüsü’nde öğrencilerimizle birlikte daha çok usul ilimlerine yönelik dersler yapıyoruz. Hem İslam’ı bütün olarak anlama usulü hem de İslami ilimlerde usul bu enstitümüzün temel ihtisas alanı olarak kabul edildi. Bugün içinden geçtiğimiz istisnai zor zamanları dikkate alarak farklı bir usul üzerinde durmak istiyorum. Belki de en çok usulsüzlük yaptığımız bir konuya işaret etmek istiyorum. İslam’da musibetleri, afetleri, hastalıkları okuma usulünden bahsetmek istiyorum. İlahi azap mı yoksa rahmet mi? Bu gibi afetleri nasıl anlamak gerekir, bir Mü’min olarak? İddia edildiği gibi bu gerçekten bir ilahi azap mıdır? Yoksa bilmediğimiz bir rahmet midir? Bazılarının zaman zaman haddi aşarak iddia ettiği gibi bu bir kıyamet midir? Yoksa bir ilahi ayet, bir ibret midir? Ebedi ve ezeli kitabımız Kur’an bu gibi konularda ne diyor? Allah Resulü sevgili Peygamberimizin (s.a.) bu konudaki tavsiyeleri nelerdir? İşte bugünkü usul dersimizde daha çok bu soruların cevabını kendi müktesebatım çerçevesinde âcizane vermeye çalışacağım.”

“İlk defa Kâbe kapandı, tavaf durdu, say durdu, camiler kapandı…”

Bugün insanlık tarihin hiçbir döneminde olmayan yeni bir dünya ile karşı karşıya olduğunu kaydeden Görmez, “Kısa denilebilecek bir zaman diliminde yeni bir dünyaya girdi bütün insanlık; doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle. Belki de bundan sonra tarih ‘Coronavirus’ten önce ve sonra’ diye ikiye ayrılarak konuşulacaktır. Üç ay gibi kısa bir zaman önce Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan virüs adeta bütün insanlığı teslim aldı, hayat durma derecesine vardı. Ülkeler sınırlarını kapattı, ulaşım asgari düzeye indi. Ticari hayat yavaşladı. Eğitime hatta toplu ibadet hayatına ara verildi. Belki de tarihte ilk defa Kâbe kapandı, tavaf durdu, say durdu, Medine kapandı, Mescid-i Aksa kapandı. Bütün camiler kapılarını ibadet eden insanlara kapatmak durumunda kaldı. Caddeler, sokaklar, şehirler boşaldı. İnsanlar evlerine kapandı. Şüphesiz insanlık bu gibi salgınlarla ilk defa karşı karşıya değil.” dedi.

“Bugünü dünden farklı kılan nedir?”

İnsanlık tarihinin musibetlerle dolu olduğunu aktaran Görmez,  bir açıdan bakıldığında tarihin afetlerin, açlıkların, kuraklıkların, hastalıkların tarihi olduğunu anımsattı.

Görmez, “Kolera, verem, tifo, influenza, aids, sars gibi nice bulaşıcı hastalıklarla yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Daha İslam tarihinin ilk zamanlarında, Hz. Ömer döneminde Amvas vebasında içinde onlarca seçkin sahabenin bulunduğu 25 bin insan can verdi. Daha geçen yüzyılın başında I. Dünya Savaşı’nda Avrupa kıtası nüfuzunun 1/3’ünü bulaşıcı hastalıklarda kaybetti. Bugünü dünden farklı kılan nedir? Ancak değerli dostlar bunların hiç biri bugün yaşadıklarımıza benzemiyor. Tarihte yaşananların hiç birisi bugünkü gibi küresel bir salgına dönüşmemişti. Evet, bugün insanlık küresel bir salgınla karşı karşıyadır. Bütün insanlığı büyük bir endişe ve korkuya sevk etti. Bütün insanlığı çaresiz bir gelecek endişesi kaplamaya başladı. Üstelik bütün bunlar insanın en güçlü olduğu bir zamanda gerçekleşiyor. Bilgi, bilim, teknoloji, iletişim devrimlerinin gerçekleştiği, bütün dünyayı yok edecek kimyasal silahların üretilebildiği bir dünyada gerçekleşiyor bütün bunlar. Nano teknolojisi ile insanlığın yeni bir gelecek kurguladığı bir çağda gerçekleşiyor. Tıbbın ve ilaç sanayiinin zirve yaptığı, ölümsüzlüğü çarelerinin araştırıldığı, uzayda hayat alanlarının arandığı bir dünyada gerçekleşiyor.” diye konuştu.

“Bu tür hadiseler ilahi azap değildir”

Bu tür musibetlerin birer ilahi adet değil, birer ilahi ayet olduğunun altını çizen Görmez, “Bazen öfke ile iddia edildiği gibi bu tür hadiseler ilahi azap değildir.” diyerek, Kur’an-ı Kerim’den ayetler okudu.   

Görez, “Bugün bu musibet ve Coronavirus diye adlandırdığımız salgını bir ilahi ayet olarak okuduğumuzda, insan kendine çekidüzen verecektir.” dedi. (İLKHA)



Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar