HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Şehzade Demir, Saadet Partisi Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Sakartepe, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ile tutuklular hakkında yapılacak infaz indirimi düzenlemesine ilişkin İLKHA'ya açıklamalarda bulundular.
"Hükümet, elini vicdanına koysun"
Cezaevlerinin kapasitesinin iki katından fazla olduğuna dikkat çeken HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Şehzade Demir, "Cezaevlerinin doluluk oranına ulaştığı bir dönemde infaz düzenlemesine gidilmesi elbette önemlidir. Ancak hükümetin bu düzenlemede amacı adaletin ikamesi mi, sadece cezaevlerindeki doluluğu bir şekilde boşaltmak mı, Coronavirusune karşı cezaevlerindeki mahkûmların can güvenliğini sağlamak mı yoksa bazı çevrelerin beklentilerini karşılayarak bir siyasi ranta dönüştürmeyi mi murat etmekte? Hükümet, elini vicdanına koyarak bu sorulara cevap verdikten sonra bu düzenlemeyi yapmalıdır. " dedi.
"Virüs, insanlara bulaşırken onların siyasi düşüncesine, aidiyetine ve etnik kimliğine bakmamaktadır"
Demir, "Düzenleme kapsamına alınan mahkûm sınıfları ile kapsam dışında bırakılanları değerlendirdiğimizde bu taslak ile adaletin ikame edilmesinin mümkün olmadığı görülmektedir. Bunun yanında cezaevlerinde yatmakta olanların virüse karşı can güvenliklerini sağlamanın da mümkün olmadığı anlaşılıyor. Zira virüs, insanlara bulaşırken onların siyasi düşüncesine, aidiyetine ve etnik kimliğine bakmamaktadır. Bazı mahkûm sınıflarını içeride tutmayı, bazılarını ise bırakmayı izah etmek mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
"Genç yaşta evlilik mağdurlarının dışarıda bırakıldığı bir düzenleme kamu vicdanını yaralayacaktır"
Açıklamasının sonunda Demir, şu ifadeleri kullandı:
Cinsel suçların ve uyuşturucu suçlarının dahi kapsama alındığı ancak genç yaşta evlilik mağdurlarının dahi dışarıda bırakıldığı bir düzenleme kamu vicdanını ve adalet anlayışını ciddi olarak yaralayacaktır. Yapılması gereken; mahkûm sınıflarına bakılmaksızın infaz sistemindeki adaletsizliklerin giderilmesi ve genel olarak, bir seferliğe mahsus bir infaz indirimine gitmektir. Virüs nedeniyle ağır risk altında bulunan yaşlılar ve kronik hastalıkları bulunan mahkûmların dosya içeriğine bakılmaksızın kapsama alınması, insanlığın gereğidir. Ancak böyle bir düzenlemenin de olmayacağı görülmektedir.
"Düzenleme yeni mağduriyetlere yol açacaktır"
Saadet Partisi Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, "Teklif edilen düzenlemeler Coronavirusün salgın bir hastalık haline gelmesi sebebi ile cezaevlerinin kapasitesinin üstünde doluluğa sahip olmasından dolayı kısmen boşaltılması amacını taşıyan geçici düzenlemeler ile birlikte bazı kalıcı düzenlemeleri içermektedir. Sorunun temeline inerek çözmeye çalışan yaklaşım yerine geçici tedbirler kısa sürede istenen sonucu alsa bile adalet duygusunu inciten, sistemi daha da içinden çıkılmaz hale sokan kalıcı hasarlar meydana getirmektedir. Bu amaçla infaz düzenlemesine ilişkin paketin cezanın caydırıcılığı ile infaz rejiminin ıslah edici fonksiyonunu karşılamaktan uzak olduğu, ayrıca suçları kategorize ederek anayasanın eşitlik ilkesine aykırı uygulamalar meydana getireceği açıktır. İfade ettiğimiz gibi infaz düzenlemesinin cezanın ıslah edici ve hükümlünün topluma intibakına ve bir daha suç işlememe iradesine olumlu katkı yapması gerekir. Ayrıca anayasa gereği herkesin kanunlar önünde eşit olduğu ilkesine aykırı uygulamaların eşitlik ilkesini zedelemesi sebebi ile mağduriyetleri gidermediği gibi yeni mağduriyetlere yol açacağı açıktır." dedi.
"Söz konusu özel düzenleme ‘kanun önünde eşitlik-tabii hâkim-adil yargılanma hakkı’ ilkelerine aykırı"
Kaya, "Ayrıca Türk Ceza Kanununda zaten mukayeseli hukuka göre oldukça uzun tayin edilen ceza sürelerine ek olarak Terörle Mücadele Kanunu ile muğlak kavramlar getirilmesi ve bu muğlak ifadeler ile cezaların daha da artırıldığı bir gerçektir. TMK, Ceza Hukuku, Ceza Yargılaması Hukuku ve İnfaz Hukuku alanlarında özel düzenlemeler getirmiş ve bu kanun, söz konusu özel düzenlemelerle ‘kanun önünde eşitlik’, ‘tabii hâkim’ ve ‘adil yargılanma hakkı’ ilkelerine aykırılık teşkil eden düzenlemeleri barındırmakta ve Türk Ceza Kanunu'nun içi boşaltılarak ceza hukuku sistematiğini bozmaktadır. Hal böyle iken ayrıca TMK ile terör suçu tanımı getirilmiş ve cebir şiddet unsuru taşımayan ve terör kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan birçok suç terör suçu olarak kategorize edilmiştir. Şimdi bu infaz yasası ile oldukça geniş bir şekilde tanımlanmış terör suçları kategorisi oluşturularak cebir ve şiddete bulaşmamış kişilerin de terör suçlusu olarak kategorize edilerek infaz yasasından yararlandırılmaması yeni mağduriyetlere yol açacaktır." şeklinde açıkladı.
"Devlete karşı işlenen suçları affetme yetkisi devlette"
Dünyanın normal bir süreçten geçmediğini söyleyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Sakartepe, "Tarihte az görülen salgın hastalık tehlikesi ile mücadele edilmektedir. Tüm hükümetler, mevcut krizi en az hasarla atlatmak amacıyla bir takım tedbirler almaktadırlar. Şu anda TBMM görüşülen, infaz yasasındaki değişiklik önerisi, bu kapsamda değerlendirmek gerekmektedir. Bu düzenleme, infaz yasası değişikliği olarak gelse dahi sonuçları itibarıyla dolaylı ve kısmi bir af şeklinde toplumda algılanmaktadır. Yeniden Refah Partisi olarak, toplumun adalet duygusunun tatmini açısından, af yetkisinin, suçtan zarar gören de (mağdurda) olduğu kanaatindeyiz. Bu ilke çerçevesinde devlete karşı işlenen suçları affetme yetkisinin devlette; şahıslara karşı işlenen suçların da affetme yetkisinin, bu suçtan zarar gören mağdurda yani, şahıslarda olması gerekmektedir. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, hükümetlerin şahısların yerine geçerek, mağdurlar yerine af yetkisini kullanması, toplumdaki adalet duygusunu zedelemektedir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)