Eğitimci İlhan: “Yaşlı insanlar inancımıza göre ilahi bir emanettir”

​65 yaş üstü yaşlılara sokağa çıkma yasağı konulmasının ardından sosyal medyada yaşlılara yönelik hakaret içerikli görüntülerin üzüntü verici olduğunu belirten İlahiyatçı Eğitimci Ali İlhan, yaşlılara merhametle muamele edilmesi gerektiğini söyledi.

Ekleme: 25.03.2020 15:40:05 / Güncelleme: 25.03.2020 15:42:32 / Güncel / Şanlıurfa Haberleri
Destek için 

İslam dininin küçüklere sevgi, şefkat ve merhamet; büyüklere de saygı gösterilmesini emrettiğini hatırlatan Siverekli Eğitimci Ali İlhan,  İslam dininin yaşlıları manevi olarak koruduğunu belirtti.

Eğitim sisteminde yaşlılara iyi davranılması ile ilgili konuların işlenmesi gerektiğinin altının çizen İlhan, yaşlıların ilahi bir emanet olduğunu ifade etti.

İslam dininin yaşlılara verdiği değerinin zikredildiği ayet ve hadisleri hatırlatan İlhan, “Bir fıtrat dini olan İslamiyet, toplumun bütün katmanlarını rahmetle kucakladığı gibi yaşlı insanlara da ayrı bir ehemmiyet vermiştir. Çocukları, kadınları ve gençleri şefkatle koruduğu gibi yaşlılara dahi manevi bir koruma kalkanı getirmiştir. Nitekim Rabbimiz, ‘Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster.’ buyuruyor.  Hazreti Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) bir hadisinde, ‘Küçüklerimize sevgi, şefkat ve merhamet, büyüklerimize de saygı göstermeyen bizden değildir.’diye buyurmuştur. Bu hadisin ve bu ayeti kerimenin Batı düşüncesi tarafından yeterince anlaşılabileceğini sanmıyorum. İslam’ın bazı hükümlerinin iman nuruyla veya musibetler hengâmında tecrübe edilebileceğini düşünüyorum.” dedi.

“Hanendeki bereket direği, rahmet vesilesi, musibet dâfiası ihtiyarlardır”

Üstad Bediüzzaman’ın İhtiyarlar Risalesi’ne değinen İlhan, şunları söyledi:

“Bediüzzaman Said-i Nursi İhtiyarlar Risalesinde, ‘Ey derd-i maişetle müptelâ olan insan! Bil ki, senin hanendeki bereket direği ve rahmet vesilesi ve musibet dâfiası, hanendeki o istiskal ettiğin ihtiyar veya kör akrabandır. Sakın deme, maişetim dardır, idare edemiyorum. Çünkü onların yüzünden gelen bereket olmasaydı, elbette senin dıyk-ı maişetin daha ziyade olacaktı. Bu hakikati benden inan. Bunun çok kat’î delillerini biliyorum.  Seni de inandırabilirim. Fakat uzun gitmemek için kısa kesiyorum; şu sözüme kanaat et…’ diye söylemektedir.Bu hakikatleri uzaktan hisseden fakat iman nuru olmadığı için tam olarak kavrayamayan Batının ilim çevreleri Gerentoloji (yaşlılar ile ilgili bilim dalı) Andragaji (Yetişkinler Eğitimi) adı verilen yeni ilim dallarını 1940’lardan sonra oluşturabilmişlerdir. Bunda da endüstriyel devriminin sonuçlarının ve yüz yüze kalınan gerçeklerin etkili olduğunu düşünüyorum. Buna rağmen hala milyonlarca yaşlı huzur evlerinde kalmaya devam etmektedir.” 

 “Şefkat ve merhametin de kaynağı imandır”

İnsanlardaki şefkat ve merhamet duygularının iman kaynaklı olduğunu ifade eden İlhan, Yaşanılan dünyada merhamet ve şefkat ile ilgili müspet bir gelişme olmazsa insanlığın daha vahim durumlara düşeceğinin altını çizdi.

İlhan, “Yaşamdaki bütün güzelliklerin kaynağı nasıl ki iman ise, elbette şefkat ve merhametin de kaynağı imandır. İman hakikatlerinin hiç kimseyi ötekileştirmeden ve siyaset üstü bir tarz ile bütün insanlığa tebliğ edilmesi gerekiyor. Herkesin, özellikle de nüfusu tüm dünyada bir milyara yaklaşan yaşlı insanların kabrini aydınlatacak iman hakikatlerine belki de herkesten daha ziyade ihtiyaçları vardır. Bu virüs salgının, yaşlı insanların himaye edilmesine, sorunlarının gündeme gelmesine, onlara karşı duyulacak merhamet duygusunun ve duygunun arkasındaki iman nurunun keşfedilmesine vesile olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

“Bu salgın ile birlikte yaşlıları ötekileştiren, küçümseyen, asalak gibi gösteren kaba bir dil yaygınlaştı”

Coronavirus tedbirleri kapsamında 65 yaş ve üzeri için yapılan yanlış uygulamalara işaret eden İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geleneğimizde ve kültürel kodlarımızda yaşlılara büyük bir hürmet ve tazim varken, son zamanlarda özellikle yazılı, görsel ve sosyal medyada bu hürmetin ve tazimin azaldığını söyleyebilirim. Bu salgın ile birlikte yaşlıları ötekileştiren, küçümseyen, asalak gibi gösteren kaba bir dil yaygınlaştı. Yaşlıların evlerinde kalmaları için yapılan ısrarların altında onlara duyulan bir merhamet olduğuna dair şüphelerim oluştu. Onların hastalık bulaştıran ve kendilerinden uzak durulması gereken varlıklar oldukları ima ediliyor. Özellikle dijital dünyada, yaşlılara negatif yönde bir bakış açısını besleyen bir süreci yaşıyoruz. Bu süreç rastgele, spontane gelişmiş bir süreç değildir. Kökleri maddeci felsefeye kadar uzanan ve Modernite içerisinde tecessüm etmiş bir yaşam algısından bahsediyorum. İnsanı üreten ve ürettiği oranda değerli gören bu anlayışın herhangi bir şefkat veya merhamet sahip olamayacağı aşikârdır.”

“Yaşlı insanlar inancımıza göre ilahi bir emanettir”

Kapitalizm ve İslam’ın yaşlılara bakış açısını karşılaştırarak ortaya koyan İlhan, “Salgın bir hastalığın yaşandığı şu günlerde yaşlı insanlara karşı geliştirilen dilin ötekileştirici bir karaktere sahip olduğunu ve gizli öfke unsurlarını barındırdığını düşünüyorum. Bu tutumlar ve tavırlar, yıllardır inşa edilmeye çalışılan bir zihnin acı meyveleridir. Yaşlı insanlar inancımıza göre ilahi bir emanetken, kapitalist anlayış ‘onlar üretemeyen ve topluma yük olan varlıklar’ olarak kabul etmektedir. Üretemeyen, belki de bakıma muhtaç olan bu yaşlı insanları toplumun bağrına basması, şefkat ve merhamet düsturları olmadan mümkün değildir.” dedi.

“Medyada, dindarlık ve cehalet arasında bir ilişki olduğu subliminal mesajları veriliyor”

Son zamanlarda dindar insanlarla ilgili algılara dikkat çeken İlhan, “Dikkat ederseniz son zamanlarda görsel ve sosyal medyada; cahil, dindar, okumamış, üstü başı kötü, köylü, fakir, Türkçesi bozuk ve dünyayı algılayamayan bir vatandaş ve özellikle yaşlı bir insan imajı çiziliyor. Maalesef  ‘Dindarlık’ ile ‘Cehalet’ sıfatları arasında doğru orantılı bir ilişkiyi ima eden ve subliminal mesajlar içeren haberler, izleyicinin gözüne zumlanarak, veriliyor. İzlediğimiz çok sayıda haber ve videolarda bu algıyı rahatlıkla fark edebiliyoruz. Şefkatten yoksun bu tavırların bir gün dönüp bu algıyı oluşturan kimseleri vuracağı unutulmamalıdır.” ifadelerini kullandı.

“Eğitim sistemi içerisinde yaşlılık konusu işlenmelidir”

Coronavirus tehditlinin olduğu bu süreçte yaşlılar ile ilgili yapılabilecek çalışmalara vurgu yapan İlhan, yaşlı insanların, özellikle kimsesiz ve bakıma muhtaç olanlarının bir veri tabanında kayıtlı olmaları gerektiğini belirtti.

Açıklamasının devamında İlhan, şunları söyledi: “Onlara karşı gerçek manada şefkatle ve merhametle muamele edilmelidir. Özellikle sokağa çıkmanın sınırlandırıldığı şu günlerde onların ihtiyaçlarının kurumsal olarak yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yetkili makamların yaşlı ve zayıf insanlara karşı bakış açımızı negatiften pozitife çevirecek tarzda üslup kullanmaları, bu konuda farkındalık oluşturmaları faydalı olabilir. Özelikle eğitim sistemimiz içerisinde bu konunun işlenmesi, müfredat içerisinde daha fazla yer verilmesi gerekir. Yoksa yılların getirdiği ve fıtrata uygun olamayan bu tutumların birkaç günde değişmesi mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki herkes bir gün yaşlanacak ve belki de bakıma muhtaç hale gelecektir. Ama bizim yapacağımız bu işler ‘biz bir gün yaşlanınca başkası da bize baksın.’ diye yapılmamalıdır. Bu ihlas sırrına aykırıdır. Evrende ve yaşamın her alanında tecelli eden rahmete, nefislerimizle ayna olmakla mükellefiz. Bu salgında vefat edenlere Allah’tan rahmet ve yakınlarına sabırlar diliyorum.” (İLKHA)