Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Corona virüs (COVİD -19) bulaşıcı hastalığının, toplumda korku ve endişe oluşturduğunu ifade eden Baytar, bu hastalıktan korunmak için alınan tüm tedbirlere uyulması gerektiğini belirtti.
İslam'ın temizliğe büyük önem verdiğini, hatta bazı ibadetlerin yerine getirilebilmesi için abdestin şart olduğunu belirten Baytar, temizliğin Müslüman'ın karakteri olduğunu vurguladı.
Ölümün çeşitli sebeplerle gerçekleştiğine vurgu yapan Baytar, salgın hastalıkların da bu sebeplerden biri olduğunu, Müslümanların hangi sebepten olursa olsun, ölüm gelmeden önce amellerini düzeltmesi gerektiğini hatırlattı.
"Mü'minin maddi olarak ibadetlere hazırlık maksadıyla yapacağı temizlik, Mü'minin kimliği şeklini alır."
İslam'ın temizliğe ibadet nazarıyla baktığını belirten Baytar, "Resulullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir Hadis-i Şeriflerinde, temizliğin imandan olduğunu, temizliğin imanın yarısı ve parçası olduğunu beyan etmiştir. Üzerimize farz olan birçok ibadeti yerine getirebilmemiz için de bu ibadetlerin ön hazırlığı olan bazı uygulamalar da ibadet kapsamına alınmıştır. Örneğin namaz farizasını yerine getirebilmemiz için namazdan önce abdest alınması gerekir. Abdestten önce de maddi temizlik olan hadesten ve necasetten taharetin yapılması gerekir. Farzların mukaddimesi sayılan hazırlıklar, ibadetin bir parçası sayılmıştır. İslam, temizliğe bu nazarla bakar. Gerçekten de buna dikkat edildiği vakit, bir Mü'minin maddi olarak ibadetlere hazırlık maksadıyla yapacağı temizlik, Mü'minin kimliği şeklini alır. Mü'minin, Müslüman'ın, Resulullah Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem), Sahabe-i Kiramın ve İslam'ın belirttiği şekilde bu konuya dikkat etmesi lazımdır." şeklinde konuştu.
"Bulaşıcı hastalıklar konusunda da elbette İslam'ın bir çözümü vardır"
İslam'ın bulaşıcı hastalıklarla ilgili tavrına vurgu yapan Baytar, "Her konuda olduğu gibi bu tür 'bulaşıcı hastalıklar' konusunda da elbette İslam'ın bir çözümü vardır. Bu konuda Resulullah Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hadisleriyle de reçete sunmuştur. Bizatihi uygulaması da Hazreti Ömer döneminde vuku bulan 'Veba' salgını ile gerçekleşmiştir. Resulullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), bulaşıcı hastalıklar eğer toplumda yaygınlaşırsa dışarıdan o beldeye kimsenin girmemesi ve belde içerisinde bulunanların da dışarıya çıkmaması yönünde tavsiyeleri vardır. Müslümanlar da bu tavsiyelere uymak zorundadırlar. Bu durum 'ben' merkezli düşünmek anlamına gelmemelidir." ifadelerini kullandı.
"Temizliğe gerekli önem, İslami bir bilinç içerisinde verilmelidir"
Müslümanın salgın hastalıklar durumunda kimseye zarar vermemesi gerektiğini ifade eden Baytar, "Tedbir, Allah-u Teâlâ'nın insana verdiği değerin bir gereğidir. Mademki böyle bir vaka vardır bu hastalığın bulaşma özelliği varsa bu durumda Müslümanın kendi kardeşlerini muhafaza etmesi aynı şekilde Müslümanın üzerinde bir görevdir. Bu bağlamda, bu konunun uzmanı olan kişilerin verdiği beyanatlar doğrultusunda, temizliğe gerekli önem İslami bir bilinç içerisinde verilmelidir. Aynı zamanda konuyla alakalı alınması gereken tüm tedbirlere de riayet edilmelidir. Bu, her Müslüman üzerinde bir sorumluluk ve vecibedir." diye konuştu.
"Ölüm gelmeden önce Müslüman'ın amellerini düzeltmesi lazımdır"
Corona virüs nedeniyle toplum içerisindeki endişe ve korkulara dikkat çeken Baytar, "Bu virüsün yaygınlaşma ihtimali ile birlikte insanları ciddi bir endişe ve korku sardı. Bir Müslümana düşen görev şu olmalıdır. Bu endişe ve korkunun sebebi; bu hastalığın ölüme neden olmasından dolayıdır. Amenna, her ölüm bir vesileyle olacaktır, bir sebep dairesinde gerçekleşecektir. Ölüm, bazen bir salgın hastalık vesilesiyle olabilir bazen de günümüz şartlarında birçok sebepten dolayı olabilir. Bir Müslüman'ın şunu iyi bilmesi lazım; Ölüm gelmeden önce Müslüman'ın amellerini düzeltmesi lazımdır. Bu hastalıktan dolayı şunu gözlemliyoruz; Bu hastalık sebebiyle birçok insan kendi karnesini ve geçmişini gözden geçirmeye başladı. Daha önce ihmal ettiği akrabalarını, kardeşlerini, dostlarını ve komşularını hatırlamaya başladı. Aslında Müslüman'ın görevi her zaman bu hal üzere olmaktır. Belki bu da bir vesile oldu. Hikmet nazarı ile bakmak lazım. Aynı şekilde bu konuda önerilen tedbirlere de ciddi manada uyulmalıdır." dedi.
"Müslümanların Corona virüs ile ilgili tedbirlere uyması gerekir"
Corona virüs nedeniyle birçok alında alınan tedbirlere vurgu yapan Baytar, "Bu konuda uzman olan kişilerin almış olduğu tedbir kararlarına riayet etmek lazımdır. Bu konuda eğer böyle bir tedbir önerilmişse Müslüman'ın bu tedbirlere uyması, Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünnetine uymasıdır. Bu tedbir kararı; camileri, cemaati ya da namazı yasaklamak olarak algılanmamalıdır. Bu tedbir, insanların topluca bulunduğu yerlere girilmemesi olarak anlaşılmalıdır. Hatta gün gelir Allah muhafaza şöyle bir gelişmede olabilir. Bir ihtimal, bu salgın daha çok yaygınlaşırsa toplumun birçok katmanına sirayet edebilir. Evlere sirayet etmesi durumunda gerekirse ev içerisinde bile hastalığı yaymamak ve diğer aile fertlerine bulaştırmamak için, hastalığa bulaşmış olanlar kendini ailenin diğer fertlerinden tecrit etmek zorunda kalacaktır. Bu bakış açısı ile bakmak lazımdır." şeklinde konuştu.
"Ailemiz ve çocuklarımızla beraber İslami geçmişimizi ve geleceğimizi gözden geçirmeliyiz"
Diyanet İşleri Başkanlığının, Cuma namazı dâhil camilerde cemaatle namaz kılınmasına ara vermesi tedbirine değinen Baytar, "Şu an için belki bir süre camilerde cemaatle namaz kılmaya ara verilmiştir. Bu süre zarfında evlerimizde, kendi aile ferlerimizle cemaatle namaz kılmaya dikkat etmeli, bunu bir fırsata çevirmeliyiz. Gerekirse ailemize karşı ihmal ettiğimiz görevleri biraz daha İslami bir mecraya çekebilmeliyiz. Ailemiz ve çocuklarımızla beraber İslami geçmişimizi ve geleceğimizi gözden geçirmeliyiz. Bir program dâhilinde bunu hayra vesile olabilecek bir mecraya çekebilmeliyiz." diye belirtti. (İLKHA)