Diyarbakır Müderrisleri: İLİTAM’ın kapatılması gelecek ve geleneğe olumsuz etki edecektir

İlahiyat Lisans Tamamlama Uzaktan Eğitim Programının (İLİTAM) kaldırılması yönündeki tekliflere tepki gösteren Diyarbakır Müderrisleri, ilimle iştigal eden her kesimin önemsediği medrese gerçeğinin göz ardı edilemeyeceğini belirttiler.

Ekleme: 12.03.2020 15:50:12 / Güncelleme: 13.03.2020 01:44:25 / Kültür & Sanat / Diyarbakır Haberleri
Destek için 

Geçtiğimiz hafta Gaziantep’te İlahiyat ve İslami İlimler Fakültesi dekanları, mutat toplantıları vesilesiyle bir araya gelerek; İlahiyat Lisans Tamamlama Uzaktan Eğitim Programı (İLİTAM) ve II. Öğretim programının kaldırılması için yetkili mercilere talepte bulundular.

İlahiyat camiasında kalitenin artması için bu durumun gerekli olduğunu öne süren dekanların, Türkiye’de ilimle iştigal eden her kesimin önemsediği ve ayrı bir değer atfettiği medrese gerçeğini göz ardı etmeleri Diyarbakır Müderrisleri'nin tepkisine neden oldu.

Diyarbakır Müderrisleri tarafından yapılan yazılı açıklamada, eğitime başladığı 2005 tarihinden bu yana başta medrese talebeleri ve mezunları olmak üzere birtakım sosyal sorumlulukları bulunan kişiler için büyük umut olan Lisans Tamamlama Programı’nın kaldırılmasının bu alanda bir boşluk oluşturacağına dikkat çekildi.

"Lisans Tamamlama programı medrese öğrencilerini akademik alana kazandırdı"

Söz konusu boşluğun ilk ve ortaöğretimdeki dini hassasiyetin zayıflamasının önünü açacağı belirtilen açıklamada, "Lisans Tamamlama programı medrese öğrencilerini akademik alana kazandırmış, yıllardan beridir var olan Medrese-Üniversite rekabetini asgari düzeye indirmiştir. Dekanların bu girişimi bu rekabetin yeniden belirgin hale gelmesine ortam hazırlayacaktır. Bu iki önemli kurumun senteziyle ilgili çeşitli makaleler yazılmış, farklı platformlarda bu mesele değerlendirilmiş ve ilgili birçok kişiden olumlu sonuçları olacağı ile ilgili açıklamalar yapılmışken, akademik çevrelerden böylesi bir tutumun ortaya konulmuş olması üzücü olmuştur. Halbuki bizim anlayışımıza göre medrese ve ilahiyat fakülteleri birer rakip değil, birbirinin eksiğini tamamlayacak iki kardeş kurumdur. Her alanda bir araya gelerek ortak programlar icra etmeleri beklenir." denildi.

"Eğitim müfredatı sağlam temeller üzerine bina edilmelidir"

İLİTAM’ın kapatılması yönündeki talebin amacının şer’i ilimlerde kalitenin arttırılmasıysa bu durum medrese talebelerini ilahiyat ortamından uzaklaştırarak değil, medreselerde yaygın olan “öğrenci merkezli” eğitim modelinin yüksek lisans öncesinde de muhafazasıyla mümkün olduğu belirtilen açıklamada, "Kaliteden murat sosyal bilimlerse, bunun çözümü de eğitim müfredatı ve stratejisiyle ilgili programın sağlam temeller üzerine bina edilmesiyle mümkündür.  Zira uzaktan eğitim vesilesiyle akademik ortama karışan medrese mücazlarının bu ortama nasıl bir kıymet kazandırdığı özellikle son yıllarda kendisini belirgin hale getirmiştir. Yok eğer bu tedbirlerle de sorun çözülmeyecekse o zaman Lisans Tamamlama için Dikey Geçiş Sınavı haricinde şer'i bilgi seviyesini ölçen ayrı bir sınav daha yapılsın ve sadece belli bir seviyenin üstündeki öğrenciler alınsın. Böylece ilmi kalite korunacağı gibi medrese mezunları ile Diyanet personelinin de önü kapatılmamış olur." ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi:

Kısacası varsa ortada bir sorun, teşhisi doğru konulmalı ve ucuza kaçarak direk 'İLİTAM kapatılmalıdır.' söyleminden de vazgeçilmelidir. Zira bir araya gelinerek bu mesele çok daha doğru yöntemlerle de çözülebilir. Diyanet personellerine sağladığı kolaylıklar, İLİTAM’ın bir başka önemli yönüdür. Son zamanlarda Diyanet’in kendi personelinin eğitim kalitesini arttırmak niyetiyle İLİTAM programından istifade ettiği bir gerçektir. Bu ve daha birçok sebebe dayanarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da bu meselede sorumluluk almaya çağırıyoruz. Meseleyi her yönüyle değerlendirmesi ve personellerini göz ardı etmemesi gerekir. Tüm bu sebeplerden dolayı Lisans Tamamlama Programı’nın kaldırılmasıyla ilgili talepler tekrardan gözden geçirilmeli; geleceğe ve geleneğe etki edecek bu girişimden uzak durulmalıdır. Temennimiz odur ki yetkililer bu hususta başta medrese gerçeği olmak üzere sosyal şartları nedeniyle örgün eğitime katılamayanları dikkate alan bir tutum sergilerler.

Açıklamada, ismi geçen müderrisler ve medreseler

Molla Abdurrahman Özekinci / Gavs-ı Geylani Medresesi

Molla Abdurrahman Aslan / Tellikaya (Kankırt) Medresesi

Molla Abdussamed Ensari / Organize Sanayi Medresesi

Molla Aziz Aktan / Mürşid-i Kâmil Şeyh Selahaddin Efendi Medresesi

Seyyid Bahauddin Genç / Şemmamî Haşimi Medresesi

Molla Cüneyt Özmen / Abdül Kadir Geylani Vakfı

Molla Halit Bilen / Hanoserı Medresesi

Molla İsa Bayraktar / Hazreti Mehdi Medresesi

Molla Kasım Ortakaya / İmam Buhari Medresesi

Molla Mehmet Kalkan / Selhattin Eyyubî Medresesi

Molla Metin Yiğit (Doç. Dr) / Sanayi Medresesi

Molla Muhammed Özer / İttihad-ul Ulema

Molla Muhammed Reşat / Hatuniye Medresesi

Molla Muhammed Gül / Hayderi Zehra Medresesi

Molla Musa Kılıç / Bismil Nur Medresesi

Molla Resul Poyraz / Horozlu Medresesi

Molla Sadullah Ergün / İmam Nevevi Medresesi

Molla Sabri Ortaç / Barava Medresesi

Molla Salih Çiftsüren / İttihad-ul Ulema Bağcılar Medresesi

Molla Şehmus Coşkun / İxliya Medresesi

Molla Veysi Ezgin / Akhüseyin Medresesi

Molla Yalçın Dursun / Hayderi Medresesi

Molla Zülkif Alabalık / Tahya Medresesi (İLKHA)