Uzmanlar maske kullanımının abartılmaması uyarısında bulundu

​Corona virüs nedeniyle maske kullanımında artış yaşandığını ifade eden uzmanlar, Türkiye'nin şu an risk altında olmadığını ve bundan dolayı vatandaşların paniğe sevk edilmemesi gerektiğini belirtti.

Ekleme: 03.03.2020 11:15:07 / Güncelleme: 03.03.2020 11:15:07 / Güncel / Gaziantep Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Dünyayı etkisi altına alan Corona virüs tehdidi devam ederken ilk olarak 12 Aralık tarihinde Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa süre içerisinde de binlerce kişinin ölümüne sebep olan virüs nedeniyle maske kullanımında artış yaşandı.

Ölümlere neden olan Corona virüsün dünya ülkelerinde görülmeye başlaması vatandaşlarda paniğe neden oldu.

İran ve Irak gibi komşu ülkelerde Corona virüs ortaya çıkınca Türkiye'de vatandaşların maske talebi arttı.

Birkaç hafta öncesine kadar uygun fiyatlara tüketiciye sunulan filtreli maskelerin fiyatları da çok ciddi bir şekilde yükseldi.

Özellikle internetten satışlarda aynı ürünün farklı sitelerde, birbirinden çok farklı fiyatlarla sunulması ise dikkat çekiyor.

Türkiye'de Corona virüse rastlanmamasına rağmen vatandaşların önlem amacıyla maske kullandığını belirten uzmanlar, şu anda Türkiye'de maske kullanımını gerektirecek bir durumun olmadığına dikkat çekiyor.

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Cuma Yıldırım, Corona virüs sonrası maske kullanımıyla ilgili İLKHA'ya önemli açıklamalarda bulundu.

Corona virüs hastalığı sonrası maske kullanımıyla ilgili yanlış algıların olduğuna dikkat çeken Yıldırım, bu konunun abartılmasının paniğe neden olabildiğini ve insanları tedirgin ettiğini belirtti.

Corona virüs nedeniyle toplumda bir bilgi kirliliği yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Yıldırım, Türkiye'de virüs olmadığı için maske kullanılmasına gerek olmadığını, daha çok hijyene dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

"Corona virüsün normal viral enfeksiyondan bir farkı yoktur"

Corona virüsün, bir tür viral enfeksiyon olduğunu dile getiren Yıldırım, "Corona virüs günlük hayatımızda en çok karşılaştığımız gribal enfeksiyonların bir türüdür. Virüslerin şöyle bir özelliği de var; her vücut değiştirdiğinde, yeni bir bedene gittiğinde, yeni bir türü yeni bir çeşide ulaşır. Yani genetik yapısında değişiklik olur. Haliyle daha dirençli virüsler yeni mikroorganizmalar çıkabilir. Muhtemelen böyle bir genetik transformasyona uğramıştır. Arkasından çoğalıp ölümcül hale gelmiştir. Özellikle de yerleştiği vücutta bazı altyapısı uygun hastalıklar varsa daha ölümcül hale geliyor. Biliyorsunuz Çin'in Vuhan kentinden çıkan viral enfeksiyon dünyanın birçok ülkesinde şu anda ölümcül sonuçlar verebiliyor. Bu virüsün normal viral enfeksiyondan bir farkı yoktur. Ölümcül olması muhtemelen genetik yapısındaki değişiklikten ve normal yollarla mücadele edilmemesinden kaynaklanmaktadır." dedi.

"Virüs savunmasız ve korumasız hastalık gruplarında ölümcül olabiliyor"

Virüsün daha saldırgan, ölümcül ve vücuda zarar veren etkileri olduğunu belirten Yıldırım, "Elbette insan bedeninde bazı eksiklikleri, rahatsızlıkları ve tıbbi durumlarda ölüme zemin hazırlayabilir. Örneğin bir kanser hastası kemoterapi gören, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği veya dalak ameliyatı olan bir hasta, yine aşırı derecede düşkün yaşlı hastalar, bebekler, küçük çocuklar yani savunmasız ve korumasız olan hastalık gruplarında biraz daha saldırgan ve biraz daha ölümcül olabiliyor." ifadelerini kullandı.

"Şu anda Türkiye'de tespit edilmiş resmi bir Corona virüsü hastalığı yok"

Birçok kişinin Corona virüsün bilindik tipleri ile defalarca karşılaştığına dikkat çeken Yıldırım, "Tüm virüsler yaygındır. Elbette viral enfeksiyonlarla her gün karşılaşılır, günlük hayatta anne ve babalarımızdan da duyduğumuz, 'ilaç kullanırsanız 7 günde, kullanmazsanız bir haftada iyileşirsiniz' tarzında söyledikleri gribal hastalıklar, nane limon ve istirahat ile geçer. Ancak bu gribal enfeksiyonlar, viral enfeksiyonların muhtemelen genetik yapıları daha güçlü, sağlam oldukları için de daha saldırgan hareket ediyorlar ve daha ölümcül sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Sağlık Bakanlığı ve ülkemizin gerekli kurumları bu konuda çok iyi çalışıyorlar. Şu anda Türkiye'de tespit edilmiş resmi bir Corona virüs hastalığı yok. Şehrimizde de görmedik. Ancak bu gelmeyeceği anlamına gelmez, tedbirli olmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

"El hijyenine çok dikkat etmek gerekiyor"

Corona virüsten korunmak için tavsiyelerde bulunan Yıldırım, "Öncelikle bir enfeksiyon kaynağı varsa onu izole etmek gerekiyor. Hem toplumda yayılmasının hem de ailesine geçmesini hem kendi sağlığı için izole etmek gerekiyor. Damlacık enfeksiyonları bulaştığı için böyle durumlarda el ile temas ve sarılma gibi toplum olarak bu tür şeyleri çok severiz ama bu tür şeylerden biraz daha uzak durmamız gerekir. Yani birebir temastan uzak durmak gerekiyor. Bulunduğunuz ortamda eğer viral enfeksiyon ya da grip olan birisi varsa ona istirahat vermek gerekiyor. Çünkü o kişinin evinde kalması gerekiyor. El hijyenine çok dikkat etmek gerekiyor. El hijyenine dikkat ederken de aşırı deterjan kullanıp alerjik reaksiyonlara sebep olmamak lazım. Normal hijyenimizi ve el temizliğimizi yapmamız yeterlidir. Damlacık enfeksiyonundan korunmak gerekiyor. Bir de gribal enfeksiyonumuz varsa istirahat ederek bol sıvı alacağız. Bunun başka tedavisi yok." diye konuştu.

"Fazla abartı toplumu olumsuz etkiliyor"

Dünyada her geçen gün yaygınlaşan ve ölümlerle sonuçlanan Corona virüsün insanları tedirgin ettiğini ve psikolojik olarak ister istemez etkilediğine dikkat çeken Yıldırım, şunları söyledi:

Tabi insanlar haklı olarak korkuyorlar. Bir de görünmeyen bir virüsle mücadele ediyorsunuz, elbette bu çok zor bir durum. Elbette toplumların bu konuda hassas olmaları çok önemlidir, ancak gereğinden fazla abartı da toplumlarda psikolojik olarak bir baskıya, strese ve başka problemlere sebep olabiliyor. Onun için Sağlık Bakanlığı yetkililerinin önerilerini dinlemek, onların önerisi ile hareket etmek, sosyal medyada çıkan aslı olmayan, iyi bir kaynaktan gelmeyen haberlere ise çok itibar etmemek gerekiyor. Toplumsal krizde çok büyük sıkıntılara, problemlere neden olabiliyor. 'Virüs ben de olabilir mi?' diye aynı anda yüzlerce ve binlerce kişi acile başvurabiliyor. Hâlbuki böyle bir şey yoktur. Dolayısıyla bunun toplumsal olarak getirdiği panik çok daha problemdir. Ülke olarak son 15-20 yıl içerisinde kuş, domuz gribi ve benzeri başka viral enfeksiyonlarda yaşadık ve Corona virüs şehrimizde tespit edilmedi. Fakat yüzlerce hatta binlerce sayılarda hasta, hastanelere başvurdu ve bunlarda testler yapmak durumunda zorunda kaldık.

Üst solunum yolu hastalıkları belirtilerinden bazıları olan burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, ateş ve hapşırmanın virüsün belirtilerinden olduğunu ifade eden Yıldırım, bu tür belirtileri taşıyan kişilerin en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini ifade etti.

"Vatandaşlar sosyal medyadaki gereksiz provokasyonlara ve paniklere kapılmasınlar"

Her Corona virüsün yeni bir yeni bir tip virüs olduğunu belirten Yıldırım, "Virüs her vücut değiştirdiği zaman yeni bir konakta yeni bir tipe girebilir. Muhakkak ki yeni bir tip virüs olabilir. Böyle bir durum olabilir. Haliyle bunlara da hazırlıklı olmamız gerekiyor. Vatandaşlarımız, Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve bilim insanlarının tavsiyelerini takip etsinler. Sosyal medyadaki gereksiz provokasyonlara ve paniklere kapılmasınlar. Eğer gribal bir enfeksiyon varsa öncelikle aile hekimlerine gitsinler ve aile hekimleri de onları tedavi etsin. Eğer şüpheli bir durum varsa her şehirde de Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği bir pilot hastane vardır." dedi.

"Maske kullanımı abartılmamalıdır"

Yeni tip Corona virüs hastalığı sonrası maske kullanımıyla ilgili çok yanlış algıların bulunduğunu ve bu konunun abartılmasının paniğe neden olabildiğini ifade eden Yıldırım, "Maske takma ile ilgili bir problem var. Sağlıklı bir kişinin normal hayatında maske kullanmasına gerek yoktur. Maske kişi eğer hasta ise başkalarını korumak için gereklidir. Eğer gribal bir enfeksiyon geçiriyorsanız, topluma ya da insanlığa saygınız için bir maske takın ve gribi etrafınıza yaymayın. El hijyeninize dikkat edin, insanların yüzüne hapşırmayın. Ama eğer ki sağlıklı biriyseniz işte anneler çocuklarını okula maske ile gönderiyorlarmış, bunlara hiç gerek yok. Sağlıklı bir insanın maske kullanmasına gerek yok. Ancak herhangi bir hastalık durumu olursa veyahut bizim gibi bir risk grubuysanız yani hastalıklı insanları tedavi ve hizmet etmek zorunda kalan bir meslek grubuysanız, o zaman maske takmanız gerekiyor. Onun haricinde lütfen bu tür panik ve provokasyonlara kimse gelmesin." uyarısında bulundu. (İLKHA)







Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar