Gezi Davasında çıkan beraat kararlarını değerlendiren Hukukçu Ercan Ezgin ve Mirhan Özbekli, alınan kararın, neden alındığının gerekçesinin kamuoyuna sunulmasının gerektiğini söylediler.
Hukukçu Ercan Ezgin, Gezi olaylarının demokratik ve kitlesel bir eylem olmadığını belirterek, Gezi Olayları döneminde yüzlerce aracın yakıldığını, ambulansların taşlanıp yakıldığını ve şiddetle beraber yağmalamaların görüldüğünü söyledi.
Gezi Olaylarının arkasında dış güçlerin olabileceğine dikkat çeken Ezgin, o dönemde CNN ve BBC gibi uluslararası yayın kuruluşlarının sürekli canlı yayın yapması ve Gezi Olaylarına katılan kişilerin yiyecek, giyecek ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasının normal bir durum olmadığını belirtti.
Hukukçu Mirhan Özbekli ise, Gezi Davasında çıkan kararlardan dolayı kamuoyunun rahatsız olduğunu belirterek, aksine Gezi Davası sanıklarının avukatları dâhil, birçok kesimin mahkemeden ceza çıkacağı yönünde düşünceleri olduğunu vurguladı.
Türkiye'de hukukun bütün guruplara eşit mesafede yaklaşmadığını belirten Mirhan Özbekli, Ergenekon, Balyoz ve Gezi Davasında gösterilen hassasiyetin dindarları ilgilendiren davalarda gösterilmediğini dile getirdi.
"Gezi Olaylarını demokratik ve kitlesel bir eylem olarak görmek pek mümkün değildir"
Gezi olaylarını Değerlendiren Hukukçu Ercan Ezgin, "Gezi Olaylarını, demokratik ve kitlesel bir eylem olarak görmek pek mümkün değildir. Çünkü hepimizin şahit olduğu olaylar zinciri vardı. Bakıldığı zaman o dönemde ambulanslar dâhil yüzlerce aracın yakılması, binaların zarar görmesi ve işyerlerinin yağmalanması gibi birçok şiddetin yaşandığını görüyoruz. İnsanlar hükümeti beğenemeyebilir veya tepki de gösterebilir. Ama bunu hukuk çizgisi ve çerçevesi içinde yapmalıdır. Gezi Olayları ilk etapta belki demokratik bir tepki olarak doğmuş olabilir ama ondan sonra gelişen olaylar tamamen bir kalkışma niteliğine döndü." şeklinde konuştu.
Dış güçlerin Gezi Olaylarını desteklediğine dikkat çeken Ezgin, "Bakın başta Osman Kavala'nın yönetiminde bulunan vakıf ve buna benzer dünyadaki bütün vakıflar, temelde sivil toplum örgütü şeklinde kurulup daha sonra dış güçlerin desteğiyle ülkelerde faaliyet sürdürüyorlar. Bu durumu Gezi olaylarında da gördük. Baktığımızda Gezi olayları döneminde CNN ve BBC gibi uluslararası yayın kuruluşların sürekli canlı yayın yapması en güzel örnektir. Osman Kavala'nın hesabına milyonlar yatırıldı. Bu boşuna yatırılmadı. Türkiye'nin hayrına bu paralar yatırılmadı." dedi.
"Dış güçler Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdiler"
Dış güçlerinin İslam ülkelerini kontrol altına almak için her yolu denediklerini belirten Ezgin, "Dış güçlerin, İslam ülkelerini 'Arap Baharı' adı altında hâkimiyetleri altına almaya çalıştıklarını biliyoruz. Milleti kandırıp yola çıkan dış güçler Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdiler. Gezi Olayları da oluşumların devamı niteliğindedir. Tıpkı bir ahtapotun kolları gibidir. Ortak hareket edip aynı amaca hizmet ediyorlar." ifadelerini kullandı.
"Toplum olarak da bunların cevabını vatandaşlar merak ediyor"
Gezi Davasında alınan beraat kararları sonrası kamuoyunda cevaplanması gereken şüpheler olduğunu belirten Ezgin, "Gezi Davası 29 celse süren ve iddianamesi hazırlanan bir mahkemedir. Bir mahkemenin iddianamesinin hazırlanabilmesi için kuvvetli delillerin olması gerekiyor. Bakıldığında 29 celse devam eden bir mahkemede, ara kararlarda tutuklanmalar sürekli devam ettiriliyor. Yani aynı deliller ve aynı şüpheler mademki mahkeme sürecinde vardı, o zaman neden son celse de beraat kararı verildi? Bu sanıklar eğer beraat edilecekse niye 29 celse öncesi edilmedi? Bu soruların cevabını da insan sormadan edemiyor. Toplum olarak da bunların cevabını vatandaşlar merak ediyor." şeklinde konuştu.
Hukukun bütün herkesi kapsaması gerektiğini söyleyen Ezgin, "Hukuk herkese lazımdır. Herkese adalet vardır. Çünkü bizler bugün varız ama yarın yokuz. Ya da bugün bu iktidar var yarın başka bir iktidar gelecek. Her iktidar kendi hukukunu uygulamaya çalışırsa sıkıntılar olur. Bundan dolayı adalet kavramı dünyanın her yerinde önemlidir." ifadelerini kullandı.
"Mahkemeden ceza çıkacağına yönelik bir beklenti vardı"
Gezi Davasında dava avukatlarının dâhil birçok kesimin mahkemeden ceza çıkacağına yönelik beklentilerinin olduğunu söyleyen Hukukçu Mirhan Özbekli, "Öncelikle Gezi Olaylarının hükümete ve siyasi iktidara yönelik bir eylem olduğunu belirtelim. Gezi Olaylarının sanıklarının beraat edilmesiyle kamuoyunun bu karardan rahatsız olduğunu görüyoruz. Çünkü savunma avukatları dâhil duruşma öncesi bu dava ile ilgili herkesin basına verdiği demeçler, basınla konuşmaları ve paylaşımlarına bakıldığında, bu mahkemeden ceza çıkacağına yönelik bir beklenti vardı. Bundan dolayı alınan beraat kararı sonrası gündemde bir rahatsızlığın oluştuğunu görebiliyoruz." dedi.
Gezi Olaylarında görülen eylemlerin hukuk çizgisi dışına çıktığını belirten Özbekli, "Gezi olaylarının başlangıcı belki insancıl ve masum bir şekilde başlanmış olabilir. Fakat nihayetinde siyasal bir harekete dönen bir eyleme dönüştü. Ayrıca Gezi Parkındaki eylemlere katılan insanların da sıradan insanlar olmadığını görüyoruz. Yapılan protestoların hukukun çizdiği çerçeve içerinde yapılmadığı da biliniyor. Çünkü protestolar veya gösteriler hukukun çizdiği çerçeve içinde yapılmalıdır. Aksi takdirde protestolar veya gösteriler hukukun çizgisi dışına çıkıp şiddete ve kargaşaya yol açıyorsa bununla ilgili gerekli önlemler alınır. Bundan dolayı Gezi Olaylarında eylemcilerin çıkardığı şiddet ve kargaşadan dolayı müdahale kaçınılmazdı." diye konuştu.
"Türkiye'de hukukun bütün gruplara maalesef eşit mesafede yaklaştığı söylenemez"
Gezi Davasında Osman Kavala ismine dikkat çeken Özbekli, "Başta ABD olmak üzere bir kısım Avrupa ülkeleri, beğenmedikleri veya tümüyle kendisine hizmet etmeyen iktidarları devirmek istediklerinde o ülkenin içerisinde bulunan birtakım sivil toplum kuruluşları ile irtibata geçip bu emellerine ulaşabilirler. Bu noktada Gezi Davasında yargılanan Osman Kavala önemli bir isim. Çünkü Osman Kavala'nın Avrupa Birliği, Avrupa İnsan Hakları ve birçok Avrupa ülkesindeki üniversiteler nezdinde çok hatırı sayılı bir kişiliği olduğu biliniyor. Osman Kavala şahsında "Açık Toplum Vakfına" Gezi Olayları döneminde banka hesaplarına milyonlarca liranın aktarıldığı da ortaya çıktı. Aslında para akışı olan bu vakfın arkasındaki gücü ortaya çıkarmak gerekiyor." dedi.
Hukukun bütün gruplara aynı ölçüde yaklaşması gerektiğini belirten Özbekli, "Türkiye'de hukuk, Cumhuriyetin kurulmasından günümüze kadar maalesef hiçbir zaman bütün gruplara aynı mesafede yaklaşmadı ve eşit davranmadı. Bu durumu en güzel örneği, yargıda Balyoz, Ergenekon veya en son yaşanan Gezi Davasında gösterilen hassasiyetin, özellikle dindarları ilgilendiren davalarda gösterildiğini söyleyemeyiz. Bundan dolayı mevcut hukuk sistemi kim iktidarda olursa olsun ve mağdurun kim olduğuna bakmadan herkese eşit mesafede yaklaşılması gerekiyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)