Yüce Allah'ın samimiyetle kendisine iman eden kullarından razı olacağının belirtildiği hutbede "Mümin, Allah Teâlâ'ya olan muhabbetini, saygısını ve bağlılığını ibadetleri kadar, temiz ve nezih davranışlarıyla da gösterir." ifadeleri yer aldı.
Kılınan sünnet namazların ardından hutbe vermek için minbere çıkan Adıyaman Ulu Cami İmamı Salih Kahraman, "Her kim iyilik yaparak kendini Allah'a teslim ederse şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah'a varır." mealindeki ayeti okudu.
Kahraman, ardından "Kim, Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da o kimseye kavuşmayı arzu eder. Kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da o kimseye kavuşmaktan hoşlanmaz." hadisini paylaştı.
"Varlığımızın yegâne sebebi Allah Teâlâ'dır"
İnsanoğlunun var olma gayesinin Allah'ı tanımak olduğunu belirten Kahraman, "Aziz Müminler! Varlığımızın yegâne sebebi Allah Teâlâ'dır. O'nun 'Ol!' emriyle, gökler ve yer arasındaki bütün varlıklar dünya hayatındaki yerini alır. Bizleri yoktan var eden; kudreti, ihsanı ve yardımı ile yaşatan; nimet verip sınayan O'dur. Sabah uyandığımız andan gece uykuya varana kadar, aldığımız her nefeste, attığımız her adımda, verdiğimiz her kararda Allah'a karşı sorumluluğumuz vardır. Peygamber Efendimiz (Aleyhisalatu veselem) bir hadis-i şerifinde bu sorumluluğu şöyle anlatır: 'Allah'ın, kulları üzerindeki hakkı, kulların sadece O'na ibadet etmeleri ve hiçbir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır.' Bunu yaptıkları takdirde, 'Allah'ın kuluna azap etmemesi ve onu cennetine koyması Cenâb-ı Hakk'ın mümin kullarına vaadidir.' Değerli Müslümanlar! Yüce Rabbimiz, samimiyetle kendisine iman eden kullarından razı olur. İmanında samimi olmak, gönülden ibadet etmeyi ve güzel ahlâka uygun yaşamayı beraberinde getirir. Mümin, Allah Teâlâ'ya olan muhabbetini, saygısını ve bağlılığını ibadetleri kadar, temiz ve nezih davranışlarıyla da gösterir." ifadelerini kullandı.
"Allah Teâlâ, mümin kullarının dua ve yakarışlarına icabet eder"
Cenab-ı Allah'ın kullarının kendisine olan yakarışlarına cevap verdiğini ifade eden Kahraman, şöyle devam etti:
Allah Teâlâ, mümin kullarının dua ve yakarışlarına icabet eder. Rızasına erişmek için çalışanları yalnız ve yardımsız bırakmaz. Kul her ne zaman 'Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?' diye niyazda bulunsa, Rabbimiz de 'Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır.' müjdesiyle onu karşılar. Nitekim bir kutsi hadiste Sevgili Peygamberimiz, Cenâb-ı Hakkın şöyle buyurduğunu bize nakleder: 'Ben, kulumun benim hakkımdaki zannı ne ise öyleyim. Beni andığında onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendi başıma anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim.
İnsanoğlunun hata yapmada bazen gafil davrandığını ve günaha girdiğini belirten Kahraman, şu ifadeleri kullandı:
Kıymetli Müminler! İnsanoğlu kimi zaman nankör ve bencil, kimi zaman da aceleci ve gafil davranabilir. Biz kuluz. Bazen Rabbimizin bizi her an gördüğünü, duyduğunu ve bizden salih ameller beklediğini unutabiliyoruz. Günaha düşüyor, bilerek ya da unutarak hata edebiliyoruz. Yolumuzu kara bulutlar kapladığında, ayağımız kaydığında, gözümüze perde indiğinde pişman olacağımız işler yapabiliyoruz. Ancak ne olursa olsun yegâne sığınağımız merhametlilerin en merhametlisi olan Yüce Allah'tır. O, affedicidir, affetmeyi sever. Merhamet ve mağfiret kapısını son nefesimizi verinceye kadar açık tutar. Kur'an-ı Kerim de bize şöyle buyurur: 'Ey kendilerinin aleyhine günahta haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
Kur'an-ı Kerim'de insanların sürekli uyarıldığına vurgu yapan Kahraman, "Aziz Müslümanlar! Kur'an bizi uyararak şöyle diyor: 'Allah'ı unutan ve bu yüzden de Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.' Bu uyarıya kulak verelim. Rabbimizle aramızdaki kulluk bağını özenle koruyup güçlendirelim. O'na hakkıyla ibadet edelim; yalnız O'ndan yardım dileyelim. Rabbimize gönülden dua edelim. İşlediğimiz tüm günahlarımıza tövbe edelim. Unutmayalım ki kim Rabbini unutur ve Onunla arasındaki kulluk bağını koparırsa, Allah Teâlâ da onu rahmetinden uzaklaştırır. Dünyada yüreğine korku salar, ahirette yüzüne bakmaz ve onu büyük bir azaba uğratır." dedi. (Cemil Özdaş - İLKHA)