Filistin haritasını tüm dünya biliyor

DIŞ HABERLER SERVİSİ – Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, işgal rejimi elebaşı Binyamin Netanyahu'nun "Batı Yaka'nın bazı bölümlerini kendi topraklarına katmak için harita çalışmaları yaptıkları" ifadelerine cevap verdi. Rudeyne, "Devletin haritası, Birleşmiş Milletler'in kararlarına göre dünyanın kabul ettiği bir haritadır." dedi. Haritanın, 4 Haziran 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bir devlete ait olduğuna işaret eden Rudeyne, "Bundan başka bir haritayla hiçbir şekilde ilişkiye geçmeyiz." ifadesini kullandı. Ebu Rudeyne, bölgede ve dünyada istikrar ve güvenliği sağlayacak tek haritanın, bu olduğunu vurguladı.

TERÖRİST NETANYAHU’DAN BİR ALÇAK GİRİŞİM DAHA

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan habere göre, işgal rejimi elebaşı Binyamin Netanyahu, Doğu Kudüs'teki gayrimeşru bir yerleşim bölgesinde yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump'ın planı gereği işgal rejiminin bir parçası olacak toprakların harita çalışmalarının yapılması aşamasında olduklarını; bunun birkaç hafta içinde biteceğini belirtti. Haritanın kapsadığı tüm topraklarda, egemenlik anlayışının uygulanacağına işaret eden Netanyahu, bunun, Batı Yaka'daki gayrimeşru yerleşim bölgeleri ile Agvar bölgesinin tümünü kapsadığını kaydetti. Netanyahu küstahça, işgal rejimi için Batı Yaka'sız bir vatanın söz konusu olmayacağını iddia etti.

'YÜZYILIN İHANET' PLANI ÖLÜ DOĞDU

Arap Parlamentolar Birliği ve Ürdün Meclis Başkanı Atıf et-Taravine'nin çağrısıyla düzenlenen konferansın kapanış bildirisinde "Filistin meselesinin adil olmayan bir şekilde çözümünün reddedildiği" ifade edildi.

Konferansta konuşan Kuveyt Parlamento Başkanı Merzuk Ali el-Ganim, "Sözde barış planı ölü doğmuştur, bin hükümet de gelse bunu pazarlayamaz. Barışçıl bir çözümü pazarlamak isteyenlerin, Filistin topraklarında Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak gerçek bir barışın tesisi için adil bir müzakere ortamı oluşturmaya çalışması gerekir." dedi. Ganim, "Arap ve Müslüman halklar adına Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan bu belge ve kağıtların yerinin tarihin çöplüğü olduğunu söylüyorum." diyerek planın nüshasını çöpe attı. Ganim'in bu hareketi toplantıya katılan Arap ülkeleri heyetleri tarafından alkışlandı.

GANNUŞİ; “KUDÜS, ÜMMETİN ÖLÜMSÜZ PARÇASIDIR”

Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi de Arap Parlamentolar Birliği adına, bölgesel ve uluslararası parlamentolara Arapların sözde barış planına karşı olduğunu ifade etmek amacıyla mektup gönderilmesini teklif etti. Gannuşi, konferansa katılan parlamenterleri plana karşı somut adımlar atmaya çağırarak "Yüzyılın Anlaşması uluslararası meşruiyete aykırı ve Filistin halkının hakları üzerinde bir tehdit. Kudüs, ticari bir meta değil, aksine ümmetin ölümsüz ideolojisinin bir parçasıdır." diye konuştu.

TRUMP'IN SÖZDE BARIŞ PLANI

ABD Başkanı Trump, 28 Ocak'ta işgalci Netanyahu ile Beyaz Saray'da düzenlediği ortak basın toplantısında, tek taraflı sözde Orta Doğu barış planını kamuoyuna açıklamıştı. Kudüs'ün, işgal rejiminin "bölünmez" başkenti kabul edileceğini söyleyen Trump, planın bağımsız bir Filistin devleti ve Filistinliler için "son şans" olduğunu iddia etmişti. Planın açıklandığı toplantıya, ihanet fırkası Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Umman'ın Washington büyükelçileri de katılmıştı.

Kudüs Filistin'in ve dünyanın manevi başkentidir

KUALA LUMPUR – Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'daki Parlamenterler Arası Kudüs Platformunun Üçüncü Konferansı'na İtalya'yı temsilen katılan Michele Piras, Filistin ve Kudüs sorununa dair konuşma yaptı. Akdeniz bölgesi ve Orta Doğu'da yeni savaş dalgaları olduğunu belirten Piras, "Batılı ve Doğulu güçler, bir süredir Orta Doğu'da güç kazanmaya çalışarak dünyaya yeni adaletsizlikler ve baskılar getirmekte." şeklinde konuştu. Piras, ABD'nin sözde barış planını ve Kudüs'ün, işgal rejiminin başkenti olarak tanınmasını reddettiğini dile getirerek, "Kudüs elbette ki Filistin'in başkentidir ama aynı zamanda dünyanın manevi başkenti ve barışın, diyaloğun başkentidir." ifadelerini kullandı. Piras, "Filistin davasını savunmaya devam edeceğim. Bu konuda yaptıklarımla ülkemi temsil etmekten gurur duyuyorum." dedi.