Yahudilerin egemenliğinin altına giren işgalci ABD’nin şer planına tepki gösteren yazar, akademisyen, alim, STK, siyasi parti temsilcileri ve toplumun her kesimindeki insanlar, uygulamaya konulmak istenilen planın karşılığının olmayacağını vurguluyorlar.
ABD’nin uygulamaya koymaya çalıştığı planın bir anlaşma olmadığını, tamamen Müslümanları bir kaşık suda boğmak olduğunu hatırlatan Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan, İLKHA’ya önemli değerlendirmelerde bulundu.
Kaplan, “Sözde barış anlaşması, Müslümanlara son darbeyi vurmaktır. Kudüs’ün, Müslümanların elinden alınması, dünyanın büyük bir felakete sürüklenmesi demektir. Şu an sessizlik var ama bu böyle gitmez ve gitmeyecek. Çok net söylüyorum, dünya barışı Kudüs’e bağlı. Kudüs Müslümanların elinde olsa dünya barış yüzünü görebilir." dedi.
“israil Kudüs’ü mezarlığa çevirmiş durumda”
Kudüs’ün ehemmiyetine dikkat çeken Kaplan, şunları söyledi:
“Tarihe baktığımızda Kudüs, Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar için kutsal bir şehirdir. Kudüs ne zaman Müslümanların elinde olmuşsa gün yüzü görmüş, ne zaman da Müslümanların elinde çıkmışsa o zaman cehenneme çevrilmiş. Etrafındaki herkesi perişan etmiş. Hazreti Ömer zamanında mabetlere dokunulmuyor. Ama bunlar nefes aldırmıyor. israil Kudüs’ü mezarlığa çevirmiş durumda. Bugün Kudüs’ü elimizde alacaklar, yarın Mescid-i Aksa’yı yıkacaklar, Süleyman mabedini dikecekler. Bunlar aşağılık adamlardır. O zaman dünyayı bir hiç uğruna cehenneme çevirecekler. Arz-ı Mevüd bir bahanedir.”
“Yahudi gücü, Amerika’nın bütün kurumlarını ele geçirmiştir”
Yüzyıl anlaşmasının en büyük gerekçesi, Yahudilerin dünya üzerindeki nihai hegemonyalarını ilan etmek olduğunu dile getiren Kaplan, ABD’nin Yahudi gücünün hegemonyası altına girdiğini ifade etti.
İki tane Amerika’nın olduğunu hatırlatan Kaplan, “Kudüs deyince israil değil, Amerika’yı anlamamız lazım. Çünkü iki tane ABD var. Birincisi Amerika’yı kuran, işgal eden, Kızılderelilerin kökünü kazıyan, kadim kültürlerini, medeniyetlerinin kökünü kazıyan, beyazların işgal ve tecavüzleriyle kurulan beyazların Amerika’sı. Amerika keşfi bahane. Orada binlerce yıl yaşayan medeniyetler var. Hepsinin kökünü kazımışlar. Bütün insanları, özellikle Müslümanları Latin Amerikalılaştırmak istiyorlar. Çin Latin Amerikalılaştı. Yani kültürünü yitirmek üzere. Çin’in dünyaya söyleyecek bir şeyi yok. Çin bitti, Japonya bitti. İkincisi Yahudi gücünün Amerika’sı. İkinci dünya savaşından sonra Yahudi gücü, Amerika’nın bütün kurumlarını ele geçirmiştir. Medyaya, finansa, ekonomiye, akademiye, Pentagona, CIA’ya…Yahudiler hâkim. Yahudiler dünyayı aptallaştırıyor. Amerika’yı esir almış durumdalar. Kendi emelleri için dünya üzerindeki hegemonyalarını artırıyorlar. Amerikalıları köle gibi kullanıyorlar. Bunların dini imanı paradır. Bu olup bitenler inşallah Müslümanların toparlanmasına vesile olur. Müslümanlarda bir ölü sessizliği var.” diye konuştu.
Türkiye, 128 ülkenin desteğini alarak Kudüs’ün, israilin başkentti ilan etmesine karşı çıktığı hatırlatmasında bulunan Kaplan, Suud’ların Kudüs’ü israile sattığını belirtti.
“Kudüs kriterlerini hatırlatmak lazım”
“Türkiye’de parlamentoda grubu olan 5 parti ortak bildiri yayınladı.” diyen Kaplan, düzenlenecek mitinglerde Kudüs kriterlerinin hatırlatılması gerektiğinin altını çizerek, şu ifadelere ye verdi:
“Bu yakın Türkiye tarihinde olan bir şey değil. Bu çok önemli bir şey. Bu mesaj Amerika’ya da Tel Aviv'de gitti. Bunun karşılığı tabi ki olacaktır. Bir şekilde İslam dünyasına da yansıyacaktır. Halklar isyan ediyor. Bu mitinglerde Kudüs’ün esaretten kurtulması için çok güçlü bir çağrı yapmak lazım. Kudüs’ün, Yahudilere teslim edilmemesi için güçlü bir çağrı yapmak lazım. Kudüs kriterlerini hatırlatmak lazım. Suriye’ye, Irak’a nasıl demokrasi getirdiklerini görüyoruz. Buraları cehenneme çevirdiler. Defolup gitsinler. Emperyalistlerin defolması için bütün İslam dünyasının bu Yahudi gücüne karşı, emperyalistlere karşı, baş kaldırmaya, bütün uluslararası platformlarda güçlü bir ses ile Kudüs’ün özgürleşmesi için çağrıda bulunmaları lazım.” (Nizamettin Aşkın/Şükrü Tontaş/Zeyd Varol -İLKHA)