İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Çevre Sağlık Şube Müdürü Hüseyin Özyurt, şehir şebeke suyunda sıkıntı olmadığını belirtiyor.
Buna karşılık Özyurt, vatandaşları merdiven altı üretilen sularla ilgili uyarıyor. Özyurt, damacanaların temiz ve şeffaf görünmesi gerektiğini, gövde ve emniyet bandı ile bandın altındaki kapağın aynı markaya ait olması gerektiğini ve bu kriterlere uymayan suların alınmaması gerektiğini belirtiyor.
İstanbul'da İstanbul İl Sağlığı Müdürlüğü'nün 3 Halk Sağlığı laboratuvarı bulunuyor. Bu laboratuvarlarda her gün şehir şebeke suları ve damacana suları dahil ambalajlı bütün sular alınan numunelerle analiz ediliyor.
Analizler fiziksel, mikrobiyolojik ve kimyasal olmak üzere 187 parametrede yapılıyor.
Ayrıca ambalajlı su üreticileri ise, ürünleri üretim sırasında denetliyor. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Çevre Sağlık Şube Müdürü Hüseyin Özyurt, merdiven altı su üretimi konusunda vatandaşları uyarıyor. Kriterlere uygun olmayan suları vatandaşların 184 numaralı hatlardan bildirmesini istiyor.
Tüketiciler ise damacana sular konusunda duyarlı. Bazıları etiketinden, şişesine kadar inceliyor, bazıları cam su tüketiyor. Sadece tadına göre su alan da var.
SU DENETİM ÇALIŞMALARI NASIL YÜRÜTÜLÜYOR?
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Çevre Sağlık Şube Müdürü Uzman Hüseyin Özyurt, şunları söyledi:
"İstanbul Sağlık Müdürlüğü olarak; şehir şebeke sularını izliyoruz, denetliyoruz, numuneler alıyoruz, çalışmalar yapıyoruz. Yüzme alanları, ticari olan havuzlar, ambalajlı su tesislerinde üretilen suları dönüşümlü ve dönüşümsüz suların denetim çalışmalarını yürütmekteyiz. Bunlara yönelik yine analiz çalışmaları yine müdürlüğümüz bağlı laboratuvarlarca yapılmaktadır. Bir program dahilinde belirlenen 1084 noktadan, günlük olarak analiz ve ölçüm yapılıyor. Bunlar gerek arıtma tesislerinde, gerek kaynaklarda gerekse en önemli nokta musluk çıkışlarından yapılmaktadır. İlimizde şehir şebeke sularıyla ilgili uzun yıllardır bir sorun, sıkıntı görülmemektedir. Ambalajlı sularda bir mevzuat dahilinde çalışmalar yürütülmektedir. Tesislerde üretilen sular, yine tesislerde bulunan laboratuvar ve mesul müdürler tarafından piyasaya verilmeden önce analiz ediliyorlar. O suların uygun bulunması durumunda piyasaya arz ediliyor. Aynı tesislerden yine bizim müdürlüğümüzün ekipleri tarafından hem tesislerin denetimi, ürettikleri suyun kalitesi ve diğer konulardaki denetimleri yapılıyor. Bu üretilen sular yine bizim denetim ve gözetimimizde bulunan su satış noktalarında vatandaşlarımızın tüketimine sunuluyor. Bu sular müdürlüğümüzce, bakanlığımızca belirlenen bir program dahilinde tüm markaların, tüm işletmelerin suları piyasa gözetimi, denetimi dediğimiz kapsam dahilinde numune çalışmaları yapılarak değerlendirilmekte. Alınan tüm sular, bu laboratuvarlara getirilmekte ve burada analizler yapılmakta. Analiz sonuçlarına göre de uygunluk ya da uygunsuzluk durumlarına göre de yine mevzuat kapsamında gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Uygunsuzluk durumları da zaman zaman olabiliyor. Bu durumda da yine mevzuatın belirlediği şekillerde para cezaları, su üretiminin faaliyetini durdurma suların piyasadan toplatılması gibi halk sağlığını koruyucu her türlü tedbir alınıyor. Vatandaş şikayetleri, kendi tespit ettiğimiz durumlarda göz önüne alınarak, her gün ilimizin farklı noktalarından hemen hemen tüm ilçelerle temas edecek şekilde çalışmalar yürütülmektedir."
Hüseyin Özyurt, damacana sular konusunda tüketicilerin dikkat etmesi gerekenleri ise şöyle sıralıyor:
"Su güvenli bir şekilde üretimden çıkıyor. Yine güvenli bir şekilde satıcıdan evimize gelebiliyor. Bundan sonraki süreçte de suyu saklama koşulları da çok önemli. Evimize gelen damacana suyun uygun mu değil mi anlayabilmemiz için 2-3 kriter var. Suyun kapağı var, kapağında bir emniyet bandı var, bir de gövdesinde etiketi var. Bu üçünün aynı markaya ait olma zorunluluğu var. Zaten emniyet bandı yoksa bu suyu hiç kabul etmemeliyiz, geri göndermeliyiz. Damacanalar şeffaf ve düzgün görünmek zorundadır. Üzerinde kırık, çizik, ezik gibi bir durum varsa o suyu da kabul etmeyeceğiz. Bu tip durumları da mutlaka Sağlık Müdürlüğü'ne 184 hattına şikayet edebilir vatandaşlar. Çalışmalar hemen yürütülüyor buna istinaden"
SU NASIL MUHAFAZA EDİLMELİ?
Özyurt, "Suyu güneş görmeyen, rutubet, koku olmayan ortamlarda saklamamız gerekiyor. Çünkü su uzun süre güneşli ya da rutubetli ortamda kaldıktan sonra bozulabiliyor. Bunlara da ev içinde veya diğer ortamlarda dikkat etmemiz gerekiyor. Zaman zaman kaçak olarak, hortumlarla doldurulan sularla oluyor. Biz bunlarla mücadele ediyoruz, gerekli tüm çalışmaları yapıyoruz. Vatandaşlarımızın bu tip sulara itibar etmemesi lazım. Bunları gördükleri yerde de mutlak bize bildirmeleri lazım" dedi.
SU ANALİZLERİ NASIL YAPILIYOR?
İstanbul İl Sağlığı Müdürlüğü Halk Sağlığı Laboratuvarları Şube Müdürü Tansu Oral da sularla ilgili yaptıkları analizlerin detaylarını şöyle anlattı:
"Çevre Sağlığı birimi tarafından alnına su numuneleri müdürlüğümüze bağlı olarak hizmet veren 3 tane halk sağlığı laboratuvarımıza getiriliyor. Gerek ambalajlı içme suları, gerekse şehir şebeke ağıyla dağıtımı yapılan sular, özel numune kaplarıyla laboratuvarlarımıza ulaştırılmakta. Laboratuvarlarımız Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite olmuş, ileri teknoloji kullanılan laboratuvarlar. Buraya getirilen su numuneleri fiziksel, mikrobiyolojik ve kimyasal açıdan testlere tabi tutulmakta ve analiz işlemleri gerçekleştirilmektedir. Fiziksel, mikrobiyolojik ve kimyasal analizler kapsamında laboratuvarımız 187 parametreden akredite durumdadır. Gelen numunenin türüne göre ambalajlı içme suyuysa farklı, şebeke suyuysa farklı parametreler olmak üzere belirlenen periyotlarda numune akışı devam etmekte."
"ETİKETİNE BAKARIM, TARİHİNE BAKARIM"
Tüketiciler ise damacana sular konusunda duyarlı. Esma Susam, damacana su ya da ambalajlı su alırken dikkatli olduğunu belirterek, "Etiketine bakarım, tarihine bakarım, kapağı açık mı, başka yerden doldurulmuş mu diye bakarım" dedi. Selda Polat, damacana kullanmadığını belirterek, "Bazı haberler oldu, 'kalmış su' şeklinde o yüzden damacana kullanmıyorum" diye konuştu. Fahriye Temurçin ise "Damacana su hiç kullanmıyorum. Cam kullanıyorum, plastikte olunca yeşeriyor" diye konuştu. Hüsniye Korkmaz, ise sadece suyun tadıyla ilgileniyor, "Vallahi hiç dikkat etmiyorum. Tadı damağıma gelsin yeterli" şeklinde konuştu.