Siyasi partilerden işgalci ABD kararına sert tepki

​​İşgalci ABD Başkanı Trump'ın, Kudüs'ü siyonist işgalcilerin "bölünmez" başkenti olarak kabul etmesine siyasi partilerden tepkiler geldi.

Ekleme: 31.01.2020 13:30:09 / Güncelleme: 31.01.2020 13:49:34 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için 

ABD'nin, Kudüs'ün, siyonist işgal rejiminin "bölünmez" başkenti olarak kabul edeceği işgal planı hakkında HÜDA PAR, İYİ Parti, Yeniden Refah Partisi ve Gelecek Partisi İLKHA'ya verdikleri röportajlarda ABD'nin kararını tanımadıklarını ve kimsenin tanımaması gerektiğini belirtti.

ABD'nin tek taraflı planına tepki gösteren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir, İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin ile Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ümit Yardım, Kudüs'ün Müslümanların kırmızı çizgisi olduğunu vurguladı.

 

"Bu metin sadece siyonist işgalin geleceğini garantiye almaktadır"

ABD ve siyonist işgal rejimi tarafından 'yüzyılın anlaşması' olarak lanse edilen kararın tek taraflı dayatma olduğunu belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir, "Uluslararası topluma dayatılan bir metindir. Bu metin ne uluslararası toplumda ne de uluslararası sözleşmelerde yeri olmayan bir dayatmadır. Bu metin ancak siyonist işgalin geleceğini garantiye almak ve işgal rejiminin tanınmasını kolaylaştırmak için hazırlanmış sözde bir anlaşma metnidir. Bu metin yüzyılın ihanet antlaşması olarak tanımlanabilir. Çünkü bu antlaşmanın Filistinlilerin gasp edilmiş haklarının verilmesi konusunda hiçbir olumlu yönü bulunmamaktadır, tam aksine işgal rejimi meşrulaştırılmaktadır." dedi.

"Filistinlileri kimliksizleştirmeyi ve topraksızlaştırmayı hedefleyen bir ihanet anlaşmasıdır"

İmir, "Özellikle anavatanlarından sürgün edilen, Filistinli mültecilerin anavatanlarına dönmelerini engelleyen, direniş gruplarını pasifize etmeyi, Filistinlileri kimliksizleştirmeyi ve topraksızlaştırmayı hedefleyen bir ihanet anlaşmasıdır. Bu anlamda bir haydut devletin tek taraflı dayatmış olduğu anlaşmayı tanımak asla mümkün değildir. Anlaşma ekonomik, siyasi ve askeri olarak Filistin'in tamamen işgali anlamına gelmektedir. Ayrıca Filistin direnişini tamamen silahsızlandırmayı, sonrasında ise etnik ve dini tasfiyeyi tamamlamayı amaçlamaktadır. Biz inanıyoruz ki Filistin hem siyasi hem askeri cepheleriyle buna mutlaka direnecektir ve bu ihanet anlaşmasını akamete uğratacaktır." şeklinde konuştu.

"Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir ve Müslümanların siyasi başkentidir"

Tüm Müslüman devletlerin, Ortadoğu gerçekliğinin farkına varmaları gerektiğini söyleyen İmir, "Bugün coğrafyamızda yaşanan kanlı süreç, işgal rejiminin güvenliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Barış planı olarak lanse edilen plan, İslam coğrafyasında kaosu arttırarak işgal alanının genişlemesine ve işgalin yasallaşmasına zemin hazırlamıştır. Bu durum her geçen gün daha da belirginleşirken, Müslümanların farklılıklarını bir kenara bırakıp saflarını Kudüs üzerinden birleştirmesi gerekmektedir. Zira söz konusu plan işgal ve kıyıma rağmen işgal rejiminin güvenliği ve refahını garanti etmektedir. Bizler, bu ihanet anlaşmasını asla kabul etmiyoruz. Kudüs, Müslümanların kırmızıçizgisidir ve Müslümanların siyasi başkentidir. Bunu değiştirmeye ne ABD'nin ne de siyonist rejimin gücü yetmeyecektir. Genel başkanımızı belirttiği gibi başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkelerini ve Müslüman kamuoyunu bu ihanet anlaşmasına somut yaptırımlarla karşı çıkmaya, ABD ve işgal rejimine, bununla birlikte siyonizme alkış tutan coğrafyamızın ihanet devletlerine karşı caydırıcı adımlar atmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Müslümanlığımız açısından çizgilerimiz, ölçülerimiz ve beklentilerimiz nettir"

Bu bölgenin yıllardır istikrarsızlığa mahkûm edildiğini belirten İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, "Bu bölgede çıbanbaşı israildir. israil sadece kendi muhitinde değil, bu bölgedeki bütün ayrılacak alanlarda, çatışmalı alanlarda, istikrarsız alanlarda direkt ya da dolaylı bir şekilde müdahil olarak kendisi için bir istikbal planlamaktadır. israilin güvenliğinden sorumlu olarak davranan ABD ve israil karşılıklı olarak birbirlerinin miğferidirler. Şimdi bu 'son anlaşma' diye takdim edilen rezalet metin aslında bu bölgede yüzyılı aşkın bir zamandır Müslümanların canı ve kanı üzerinde tepinen azgınlığın son noktasıdır. Dolayısıyla böyle bir metne 'anlaşma veya yüzyılın anlaşması' demek falan edebini muhafaza eden insanlar buna sükunetle cevap verebilir. Bizim bu konuda çizgilerimiz net hem siyasi duruşumuz hem partimizin duruşu açısından hem de Müslümanlığımız açısından çizgilerimiz, ölçülerimiz ve beklentilerimiz nettir." dedi.

"israil insanları ibadet iştiyakıyla öldüren bir terörist devlettir"

Ağıralioğlu, "israil, bölgede kendine istikrarsızlık üzerine huzur planı yapan kendince vaadedilmiş toprakları ele geçirmek için öldürdüğü insanları ibadet iştiyakıyla öldüren bir terörist devlettir. Dolayısıyla bu işgal planın arkasında kimin olduğuna bakmaksızın biz mücadele ederiz. Zafer Allah'tandır. Biz, insanca yaşanabilir bir dünya idealinin tarafıyız. Biz Müslümanlar olarak, müminler olarak, Türkler olarak hem bölgemizde hem dünyamızda insanca yaşanabilir bir dünyanın idealinin iradesini temsil ediyoruz. Bizim karşımızda olanlarda kendi huzurları için herkesin canına okuyabileceğini düşünen azgınlığı temsil ediyorlar. Bu yeni değil. Anadolu'ya geldiğimizden beri böyle.  Biz bin yıldır huzura, kardeşliğe ve yaşanabilir bir dünya idealine; onlar ise bin yıldır huzursuzluğa, istikrarsızlığa, kana ve kine, irade koyuyorlar. Dolayısıyla bu iyilikle kötülüğün mücadelesidir. Biz, iyilik safında hizalandık." ifadelerini kullandı.

"İnsanın insanca yaşama imkanlarını elinden alan her türlü azgınlığın karşısında duracağız"

Konuşmasının devamında Ağıralioğlu, şunları aktardı:

Amerika'nın nerede hizalandığı, israilin kiminle iş tuttuğu ne yapmaya çalıştığı bize yeni ayan olmadı. Eskiden daha örtülü yaptıkları işi şimdi daha açık yapmaya karar verdiler. Filistin davası bir iradedir. Biz, şehirlerin kutsallığı üzerinden de yürümüyoruz, insan kutsal. İnsanın insanca yaşama imkanlarını elinden alan her türlü azgınlığın karşısında duracağız. Dolayısıyla her dinin mukaddesi şehri olan burada huzuru ve sükunu sağlamak yerine 'burası benimdir, karşı çıkan herkesin canına okuyacağım' diyen azgınlıkla mücadele ediyoruz. O yüzden israilin şimdi o bölgedeki hesaplarına ABD kendisini miğfer etme kararı vermiş olabilir. Tek geliyorlardı, şimdi toplu geliyorlar. Hepsi gelsin. Biz, irademiz ve hassasiyetlerimiz ile burada olacağız. Bütün insanlığın, bütün Müslümanların aslında bu bölgede olan biten azgınlığı görmesi lazım. Bu sadece Müslümanların problemi değildir. Bu bölgedeki kinin, garezin ve savaşın arkasında israilin bu azgınlığı yatmaktadır. Bu işgal teşebbüslerinin arkasından bir de böyle havuç gösterir gibi maddi birtakım destekler sağlayacağız ama Kudüs israilin başkentidir falan gibi bir hezeyana milletimizden 'eyvallah' diyecek bir tane Allah'ın kulu yoktur. Bunun muhalefeti de yoktur iktidarı da yoktur. Biz, bu bölgede yapılacak bu azgınlığa razı olmayız. Bunu herkes bilsin. Bu yüzyılın planı değil yüzyılın rezaletidir. Bu rezaletin arkasında kim olduğuna ve gücünün ne olduğuna bakmadan bunu aleni her yerde haykırabiliriz.

"Kudüs Filistin'in başkentidir öyle kalacaktır ila nihaye"

Bu planın hiçbir şekilde uygulanma şansının olmadığının altını çizen Ağıralioğlu, "Bu tutum bölgede çatışmayı besleyecek yeni bir siyasi parametre olarak kullanılacaktır. ABD bunu kendi iç siyasi çekişmelerine mi kullanacaktır ya da Netenyahu bunu kendi içerdeki sıkıntısını aşmak için bir strateji olarak üretmeye mi teşebbüs edecektir? Bu onların problemi. Biz bununla ilgili değiliz. Kudüs Filistin'in başkentidir. Öyle kalacaktır ila nihaye. Biz mücadelemizi, hassasiyetlerimizi, tekliflerimizi, eleştirilerimizi bu çerçeve içinde kuracağız. İnsanca yaşarsanız insanca yaşayacağınız alanda bizi bulursunuz. Yok, 'biz azgınlık yapacağız' derseniz, azgınlığınızla mukabele edecek imanımızda, irademizde, kuvvetimizde vardır." şeklinde belirtti.   

"Bu anlaşma tek taraflı bir dayatmadır"

Yapılan anlaşmanın uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararına tamamen zıt bir karar olduğunu hatırlatan Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, "Bu anlaşma tek taraflı olan ve hiçbir şekilde Filistinlilerin görüşünü yansıtmayan bir anlaşmadır. Dünya siyasi tarihinde belki de bir ilk oluşturuyor. Kendilerinin hazırladığı 80 sayfalık bir metni güç kullanarak ve ekonomik ambargolar uygulayarak ve dayatmalarla Filistinlilere kabul ettirmeleri söz konusu olamaz. Ne yazık ki Ortadoğu coğrafyasında yaşanan ayrışma politikaları ve Müslümanların kendi iç dinamiklerinde yaşadıkları sorunlar siyonistleri cesaretlendiriyor. Hem israilde hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde seçim kararlarının da alındığı bir dönemde, bu konuyu gündeme getirerek özellikle Amerika Birleşik Devletleri başkan adayı Donald Trump siyonistlerin oylarını bu şekilde kendi lehine alma girişiminde bulunuyor. İki seçimde de başarısız olan ve üçüncü defa tekrar seçime gidecek olan Netanyahu için bu anlaşma bir kurtarıcı durumdadır." ifadelerine yer verdi.

"Kudüs bizim için coğrafi olmaktan çok imani bir meseledir"

Kudüs'ün Müslümanların imani bir meselesi olduğunun altını çizen Bekin, "Kudüs inanç bakımından biz Müslümanların özelidir. Merhum Erbakan Hocamızın da ifade ettiği gibi Kudüs bizim için coğrafi olmaktan çok imani bir meseledir. Biz de bu çerçeveden bakıyoruz. Kudüs'ü ebedi israil yurdu olarak kabul eden hiçbir anlaşmayı kabul etmemiz mümkün değildir. Yeniden Refah Partisi olarak bunu şiddetle kınıyoruz. Bütün uluslararası kuruluşların harekete geçmesini bekliyoruz." diye konuştu.

"Kudüs bütün Müslümanların kutsalıdır sadece Filistinlilerin değil"

Konuşmasının devamında Bekin, "Şu anda uluslararası toplumun harekete geçmesini gerektirecek Avrupa Birliğinin Filistinlilerin lehinde almış olduğu kararlar var. Özellikle bu kararların arkasında durmalarını arzu ediyoruz. Sadece kuru sözlerle değil bunu fiili eylem planlarına da dönüştürmeleri gerekmektedir. Bunun önünü almak lazım çünkü Kudüs bütün Müslümanların kutsalıdır sadece Filistinlilerin değil. Bütün Müslümanların kıblesi ve imani meselesidir. Onun için Türkiye başta olmak üzere tüm İslam ülkelerini bu karara karşı şiddetle durmalarını ve dik duruş sergilemelerini özellikle bekliyoruz." temennisinde bulundu.    

"Filistin sorununun çözümünün ana ilkelerini yaklaşık 40 yıldır belirlemiştir"

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ümit Yardım, "Eğer Filistin sürecine özelde Ortadoğu daha da özelde Kudüs meselesine baktığımızda buna 'yüzyılın anlaşması' denilebilir. Çünkü genel ilkeleri itibarıyla Filistin-Kudüs davasını yok etmeye yönelik ve yüzyılın belki de en önemli adımlardan birisi olduğu için o anlamda olumsuzluk yükleyerek onu söyleyebiliriz. Tabi öte yandan içerdiği unsurlar itibariyle birkaç husussu sizinle paylaşmakta yarar görüyorum. Her şeyden önce Türkiye dahil ve uluslararası toplumun bütün genel yapısı birleşmiş milletler dahil Filistin sorununun çözümünün ana ilkelerini yaklaşık 40 yıldır belirlemiştir ve bütün çözüm süreçleri bu ilkeler üzerinde gitmektedir." dedi.    

"Kudüs başkent olacak şekilde bağımsız bir Filistin devleti"

Filistin'in sorunlarının çözüm ilkelerine değinen Yardım, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Aslında yeni de olmayan sözde barış inisiyatifi birkaç yıldır hazırlandığını, bu hazırlanma sürecinde sadece Amerika ve israilin değil farklı aktör ülkelerinde bulunduğunu anlaşmanın metninde okuduğumuzda hissedebiliyoruz. Çünkü doğrudan kendilerine referanslarda var. Sağduyu sahibi olan herkesin bütün uluslararası toplumun sadece Filistin'in değil uluslararası toplumun Ortadoğu'da barış huzur isteyen bütün kesimlerin şu konular üzerinde odaklanması lazımdır. Bu barış planı, 'aslında plan değil bir inisiyatif veya vizyon' diyelim. Çünkü gerçek plan arkadan gelecek. Bu ana hatları çizen bir vizyondur. Bu vizyonun birinci yıkıcı noktası bugüne kadar alınmış olan bütün birleşmiş milletlerin kararlarının tarihe atmaktadır. Bugüne kadar Birleşmiş Milletler genel kurulunda 700 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde 100'den fazla bu konuda kararlar alındı. Bunlar bağlayıcıdır hepsinin özü bahsetmiş olduğum ilkeler üzerindedir. Kudüs başkent olacak şekilde bağımsız bir Filistin devleti. Bütün bu anlaşmalar ve bu kararlar tarihe adeta gömülmek istenmektedir." (Mehmet Sait Çelik–İLKHA)