Corona Virüsü ve deprem ekonomiyi olumsuz etkiledi

Ekonomide yaşanan son durum ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Sinan Bayraktar, Türkiye’de son iki aydır ekonominin istikrarlı olduğunu ancak Çin’de ortaya çıkan virüs ve yaşanan deprem sebebiyle ekonominin olumsuz etkilediğini söyledi.

Ekleme: 28.01.2020 17:25:05 / Güncelleme: 28.01.2020 17:31:25 / Güncel / İstanbul Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Türkiye ve dünya ekonomisinin son durumu ile ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Sinan bayraktar, Çin’de ortaya çıkan "Corona Virüsü" sebebiyle ithalat ve ihracatın durma noktasına gelmesi, turizm için Türkiye'ye gelecek olanların da rezervasyonlarının iptal edilmesi ve Elazığ’da yaşanan depremin ekonomiyi olumsuz etkilediğini, hükümetin yapacağı harcamalarla bu durumun iyi yönetmesi gerektiğini ifade etti.

Bayraktar, "Ekonomi hareketli bir süreçtir. Dünyada da Türkiye’de de böyledir. Bütün oynaklıklar birtakım söylemler veya siyasetçilerin hareketleriyle şekillenir. Bizde siyaset ve ekonomi birbirine bağlıdır. Birtakım olaylar ekonomiyi hareketlendirir ama bu hareketlilik hiçbir zaman bitmez. Para piyasalarında tarihten bu yana bu hareketliliği görürüsünüz." dedi.

"Hükümetin 2023’te 5 civarında enflasyon hedefi var"

Türkiye ekonomisinin 1-2 aydır normal seyrinde gittiğini hatırlatan Bayraktar, "Enflasyonun tek hanelere indirilme çabaları, Merkez Bankası'nın para piyasalarındaki faizleri indirme konusundaki ısrarlı tutumu birtakım hareketleri sabitleştirdi. Tabi bu arada döviz kurları artabiliyor. Bu da olması gereken değerlerdir. Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak da geçenlerde ekonominin rayında gitmesi için düzenleyici tedbirler aldıklarını söyledi. Bu tedbirlerle 2023’leri hedefledik. 2020 yılı sonunda enflasyonu 8,5 civarlarında tutacağız. 2023’te 5 civarında enflasyon hedefi var. Bunlar iyi değerler. Umarım böyle gider." diye konuştu.

"Halkın en büyük derdi fiyat artışı"

Ülkede yaşanabilecek herhangi bir olumsuzluk sebebiyle fiyatlarda yaşanan artışların halkı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Bayraktar, "Türkiye şu aralar çok kötü değil. Uluslararası eğitim kuruluşları da aleyhimize çok fazla şey üretemiyorlar. Ekonomiye biraz daha sahip çıkma yolunda dengeli hareketler sürdürülüyor. Bu anlamda bakıldığında çok büyük rahatsızlıklar yok. Ancak fiyat artışlarının durup durmadığına bakmak lazım. Halkın en büyük derdi fiyat artışı. Marketten aldığınız ürünlerin fiyatlarının artmaması gerekiyor. Duran fiyatlar var ama kışın getirdiği şartlar, bazı doğal afetler de fiyatları da arttırabiliyor." şeklinde konuştu.

"Kamu israfı başımızın derdi"

Bayraktar, "Türkiye çok kötü değil ama alınan tedbirlerle iyiye doğru gidecektir. Ekonomide, kamu ve maliye disiplini iyi uygulandığında sorun olmaz. Ama bunu acımasız olarak uygulamanız gerekiyor. Kamu disiplinli olacak. Kamu aldığı tedbirleri disiplinli bir şekilde uygularsa bir problem olmaz. Bugün kalem ve mühür elinizde. Ona göre harcama yapacaksınız. Aşırı harcamaları keseceksiniz. Türkiye aşırı harcama yapacak bir ülke değildir. İyi makina yatırımları, devlet yatırımlarında harcama yapacaksınız ama personel dahil olmak üzere harcamalara dikkat edeceksiniz. Çünkü kamu israfı başımızın derdi. 100 yıllık cumhuriyet tarihinde kamu israfı hep konuşulan bir konudur. Kamu israfı ve kamuyu tahrip etme yönünde depremde neler yaptığımızı görüyorsunuz. İyi denetlenemeyen kamu kuruluşları, İyi denetlenemeyen binalar, iyi yönetilemeyen belediye sistemleri bugün insanların ölümüne, büyük bir servet kaybına neden oluyor. Bu açıdan bakıldığında depremin koca bir felaket olduğunu, kamu maliyetini zorlayıcı birçok etkeni görebilirsiniz." ifadelerini kullandı.

"Çin’de çıkan virüsten dolayı ekonomik olarak olumsuz etkilendik"

Çin’de ortaya çıkan ‘Corona Virüsü’nün ekonomiyi, ithalat ve ihracatı ciddi şekilde etkileyeceğini belirten Bayraktar, "Turizm alanında etkilendik. 50 bin 100 bin Çinli ülkemize gelecekse artık gelmeyecek. Bunun üzerinden Çin’e doğru hareket edemeyeceksiniz. Türkiye transit geçişlerin ülkesi. Bazı aktarmalar Türkiye üzerinden yapılır. Burada demiryolu geçişi de önemlidir. Tabi ki koca bir ülkede böylesine bir virüsün çıkması bizi her açıdan etkileyecektir. En azından ticaret yapamayacağız. Gelen mallar denetlenecek. Gıda ithalatı ihracatı yapamayacağız.  Şu anda ilk darbe rezervasyon iptalleri. Ekonomik açıdan hemen etkilendik." dedi.

"Sağlık sektörü ciddi şekilde ranta doğru gidiyor"

Ortaya çıkan yeni virüslerle sağlık sektörünün ranta doğru gittiğini vurgulayan Bayraktar,  şöyle konuştu:

İlaç sanayi ise zaten kurgulandı. Yeni bir ilaç çıkaracaklar, yeni ilaçla yeni sanayi, yeni fonlama yapacaklar. Bu virüsün de çaresini bulacaklar. Büyük topluluklarda kirlilikten çıkan birtakım böyle virütik sonuçlar geliyor. İnsanların ölümüne sebep oluyor. Bizdeki H1N1 virüsü, sars virüsü öyle. Ekonomik açıdan sadece bizi değil ciddi şekilde dünyayı etkiliyor. Çin 1,5 milyar, yanında Hindistan var ve bulaşma riski var. Rusya var ve tedbir alınıyor. Bu korunma etkisi de yaratıyor. En basitinden maske satışları, koruma sistemleri artıyor. Sağlık sektörü ciddi şekilde ranta doğru gidiyor.

"Birleştiğimiz zaman yapamayacağımız bir şey yok"

Elazığ’da meydana gelen depremle birlikte birilerinin bu durumdan nemalanmak için kullanabileceğini vurgulayan Bayraktar, hükümetin süreci iyi yönetmesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

"Küresel güçler sağlık savaşları, parasal savaşlar, güç savaşları çıkarırlar. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler de bu tip savaşlardan çok etkilenirler. 'Filler kavga eder çimler ezilir.' Bu tip şeylerden en çok zararı biz görüyoruz. Bugün yaşanan bir depremle en basitinden uyuyan bir fon harekete geçiyor. 6 milyon TL Elazığ ve Malatya valiliklerine aktarıldı. Bir anda kocaman bir harcama bütçesi çıktı. Bundan nemalanacak kesimler var. Çadır, bez, su, yiyecek, barınma, iaşe satacaklardır. Felaketten beslenen kesim çıkar. Hatta stokçular çıkar ve fiyat artışları olur. Bunun iyi denetlenmesi gerekir. Hep söylediğim kamu maliyetinin disipliner bir sistemle hareket etmesi lazım. Burada dikkat etmemiz gereken disiplinli yöneticilerle, doğru yöneticilerle haram ve helalden korkan yöneticilerle o fonları harcamamız lazım. O fonlarda yetimin hakkı var. Burada insan karakteri devreye giriyor. Kamuyu idare edenlerin çok ahlaklı olmaları lazım. Ahlak birinci planda gelecek. Bugün o sistem de bozuluyor. İnsanlar birbirlerine olan güveni kaybettiler. Birtakım derneklerde yaşananlar insanların güvenini kaybettirdi. Tekrardan o güvenin kazanılması gerekiyor. Çünkü bizler yardımı seven bir milletiz. Farklı guruplarıyla anında harekete geçeriz. Ekonomiye ciddi hareket katar. Birleştiğimiz zaman yapamayacağımız bir şey yok. Millet birleştiğinde felaketlerin üstesinden gelir." (Nizamettin Aşkın- İLKHA)



Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar