SUUD HANEDANI KUR’AN-I KERİM’İ TAHRİFE SOYUNDU

Suud Hanedanının son kralı ‘Kral Selman ülkede sessiz darbe gerçekleştirip veliahtlığı oğlu Prens Muhammed b. Selman’a devrettikten sonra Suudi’nin çehresi hızla değişmeye başladı.

Ekleme: 27.01.2020 11:48:14 / Güncelleme: 28.01.2020 07:30:55 / Dünya
Destek için 

DOĞRUHABER – HABER YORUM

“Ilımlı İslam” adı altında ülkeyi hızla “Laikleştirmeye” çalışan Küçük Kral Bin Selman; Festivaller, Kadın güreşçiler, Manken Youtuberlar, Akabe Körfezinde Suudi yasalarının karışamadığı bir sahil şeridi, kadınlara tek başına seyahat etme özgürlüğü- maçlara katılma yolunun açılması…derken en son atılan adım dudak uçuklatan cinsten oldu.

Değişim rüzgarına kendini iyice kaptıran yeni yönetim, tahrifatlarını Kur’an-ı Kerim’e kadar getirdi.

Basına düşen haberlere göre  “Kral Fahd Akademisince basılan Kur'an-ı Kerim'in İbranice Mealinden Peygamberimiz Hazreti Muhammed (sas)'in isminin silindiği ve 300 farklı hata yapıldığı bildirildi.

Kraliyet Ailesine bağlı çalışan ve Kur'an-ı Kerim'lerin tetkikini yapan bu Akademi'nin tam 300 farklı hatayı Kur'an-ı Kerim'in İbranice tercümesine yerleştirdiği ortaya çıktı.”

Yapılan tahrifatlardan birkaçı;

- Daha ilk sayfada Kur'an-ı Kerim, Kur'an-ı Mübeccel olarak tercüme edilmiş

-Peygamberimiz(sas)'in ismi İbranice tercümeden çıkarılmış,

-“(…) Daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler (…)” ifadesindeki mescid kelimesi yerine 'heykel' kelimesi kullanılmış.

- Peygamberimiz’in (sas) ismi kitabın sonunda geçen peygamberler fihristine alınmamış.

-Hz İsmail’in de isminin geçtiği ayetten ismi çıkarılmış.

-Ayrıca çok sayıda müteşabih ayet anlaşılmaz bir şekilde farklı anlamlara gelecek şekilde tercüme edilmiş.

- Çevirisini  Esad Nemir Basul’un yaptığı  İbranice mealdeki hataların, tahrif edilmiş Tevrat'a paralel olarak yapılması insanın aklına “Acaba bu meal çalışması bir sipariş üzerine mi yapıldı?” sorusunu getiriyor.

Siyonist işgal rejimi ile sıkı ilişkiler içinde olan Suudi Kraliyet Ailesi'nin Kur'an-ı Kerim'i tahrif ederek bu işgalci rejimle daha fazla yakınlık kurmak istediği düşünülmekle birlikte bu tahrifattan sonra Suud Hanedanlığının akide yönünden de sorgulanması gerekir.

 

 

.