DOĞRUHABER-HABER YORUM
Aslında bu garip bir durum idi.
Türkiye’de hangi partinin veya adayın, seçimi ne şekilde kazandığı Avrupalıları neden bu kadar ilgilendiriyor? Sorusu sorulmalı iken kimse bunu yadırgamadı. Çünkü bu durum da içselleştirildi.
Galiba bunun sebebi:
a)İmamoğlu yandaşlarının ‘Batılılarla bir sorunumuz yok, bize yardım etmeleri gerekiyor!’ demelerinden ve;
b)İmamoğlu karşıtlarının ise ‘Batı zaten ona yardım edecek, aynı telden çalıyorlar!’ demelerindendir.
Her iki kesimin de bu yakınlığa anlamlı bir cevap getirmedikleri ortada.
Bu yakın ilişkinin son örneği Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sanchez Amor’un, İmamoğlu’na tebrik ziyaretinde gerçekleşti
Bu tür ziyaretlere tek başına bir anlam yüklemek doğru olmasa da Amor’un sarf ettiği bazı ifadeler insanı düşünceye sevk ediyor.
Amor, görüşmede şu ifadeleri kullanmış:
- “Sizi, 2 kez tebrik ederim. Çünkü 2 kez seçim kazandınız. Bu süreç, ülkeniz için yeni politik açılım anlamına geliyor.”
-Siz de beklenmedik biçimde politik bir figür haline geldiniz.”
-" Yerel yönetimler ve yöneticilerle iş birliği yapıp, Avrupa ve şehirler arasında bir köprü oluşturmamız gerekiyor. O yüzden sizi ziyaret ettik"
Hatırlanacağı üzere kısa bir süre önce AK Parti’nin önde gelen isimlerinden Mahir Ünal “2023 seçimlerindeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakiplerinin İmamoğlu olduğunu” belirterek, “İmamoğlu’nun 3 ay gibi bir süre içinde Türkiye siyasetinde bir isim olarak ön plana çıkmasına” değinmişti.
Bu ifadeyle birlikte Amor’un “Beklenmedik biçimde politik bir figür haline geldiniz!” tespitini yan yana koyup bir daha düşünmek gerekir.
Gerçekten bu kadar kısa bir sürede bu kadar önemli bir figür haline gelmek sıradan bir şey mi?
Batılıların, AP’nin, Avrupa başkentlerinin İmamoğlu sevgisi ve desteğinin arkasındaki temel saik nedir?
Neden onu destekleyip yüceltiyorlar?