Medreseler, İslam kültür ve medeniyetinin inşa edilmesinde önemli katkıları bulunan, İslam tarihi boyunca öncü âlim şahsiyetlerin ve önemli devlet adamlarının yetişmesine imkân sağlayan ilk sistematik eğitim kurumlarıdır.
Bölgemizde medreselerin varlığı Büyük Selçuklu Devleti Veziri Nizamülmülk dönemine dayanır. Bin yıla yaklaşan medrese geleneği Mevlâna Hâlid Hazretlerinin bölgeye gelmesiyle başka bir hüviyet kazanır. Kadiri ve diğer tarikatları da tesiri altına alan Mevlâna Hâlid, bölgede yeni bir anlayışın meydana çıkmasını sağlar. Medrese ve tekkeyi bir çatı altına alarak "zülcenaheyn" anlayışının önderi olur. Mevlâna Hâlid, âlim olmak şartıyla tasavvufa girmek isteyen kişileri tasavvufi terbiyeden geçirerek halifelik verir. Daha sonra bu halifeleri çeşitli bölgelere gönderir.
Mevlâna Hâlid'in talebelerinden biri de Seyyid Sıbğatullah-i Arvasi Hazretleridir. Osmanlı dönemi âlim ve velilerindendir. Genç yaşta tasavvufa merak sarıp Van'a giderek Seyyid Muhiddin Efendi'nin hizmetine girer. Şeyh Muhiddin Efendi vefat ettikten sonra Mevlâna Hâlid Hazretleri'ne gider. Bu mübarek zatın vefatına kadar ondan ayrılmaz. Daha sonra Seyyid Tâhâ-i Hakkâri Hazretleri'nin hizmetine koşar. Onun vefatı üzerine Seyyid Salih Hazretleri'ne teslim olur. Seyyid Salih Hazretleri de onu Hizan ve Gayda halkının irşadı için görevlendirir.
Norşin, bölgede en etkili medrese konumuna yükselir
Norşin'in tarikat ve ilim yuvası haline gelmesini sağlayan ise Seyyid Sıbğatullah-i Arvasi Hazretlerinin halifesi olarak şeyhliğe başlayan Abdurrahman-i Taği olur. Taği, Norşin'de bir yandan medrese eğitimi verirken bir yandan da tekkede irşat faaliyetlerinde bulunur. Bölgede ilmi ve tasavvufi manada liderlik misyonuna erişen Norşin, çok sayıda öğrenci yetiştirmekle birlikte bölgedeki il, ilçe ve köylere de halifeler göndermek suretiyle bölgede en etkili medrese konumuna yükselir. Cumhuriyetin ilanından sonra Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile medreseler başta olmak üzere diğer dini müesseseler de baskı altında kalır ve birçoğu kapanır. Ancak Norşin Medresesi tüm baskılara rağmen kapanmamış günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir.
Bölgede "Seyda" lakabıyla anılan Şeyh Abdurrahman, Bitlis Norşin'de (Güroymak) kurduğu Norşin Tekkesi'nde yetiştirdiği on dokuz halifesi ile Bitlis ve çevresinde güçlü bir Hâlidîlik geleneği tesis etmiştir. Halifelerinin başka bölgelerde oluşturduğu yeni kollar ise günümüze kadar devam etmiştir. Bu kollar Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde medrese-tekke sentezini tatbik ederek toplumun dinî yapısında derin izler bırakmışlardır.
Cihada katılmaları
1886 yılında Norşin'de vefat eden ve buraya defnedilen Tâğî, on yılı Norşin'de olmak üzere toplamda on sekiz yıl irşad faaliyetlerinde bulunmuştur. Seyda-yı Tâğî, medrese ve tekkesinde tedris ve irşad ile uğraşırken bölgedeki siyasi ve sosyal gelişmelere de kayıtsız kalmamıştır. Nitekim kendi dönemine denk gelen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında, mürit ve halifelerini cihada teşvik etmiş ve kendisi de cihada katılmıştır.
Şeyh Abdurrahman-ı Tâğî, vefat ettiğinde Norşin'de yerine bir müddet halifesi Şeyh Fethullah Verkânisî postnîşîn olur. Ancak Verkânisî, Tâğî'nin oğlu Şeyh Muhammed Diyauddin'e icazet verince, Norşin'den ayrılmış ve tekkeyi ona bırakmıştır.
Tarikata babasına intisap ederek giren Şeyh Muhammed Diyauddin, babasının yönlendirmesiyle Şeyh Fethullah'a intisap etmiş ve ondan hilafet almıştır. On yıl mürşidi hayatta olmak üzere toplamda otuz dört yıl irşad görevi yürüten Hazret, birçok halife yetiştirmiştir. 1924 yılında Norşin'de vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir.
Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'sunda yayılan Hâlidîlik, Seyyid Sıbgatullah Arvâsî'nin yetiştirdiği halife ve müridleri ile bir sonraki nesle ulaşmıştır. Onun halifesi Şeyh Abdurrahman-ı Tâğî ise tarikatın bölgede istikrarlı ve geniş bir biçimde temerküz etmesini sağlamıştır. Şeyh Abdurrahman-ı Tâğî'nin, Kurduğu Norşin Medrese ve Tekkesi, dinin zahirî öğretilerinin tahsil edildiği bir merkez olmakla birlikte tasavvufî bir ekol olmuştur. Seyda-yı Tâğî'den sonra "Hazret" lakaplı oğlu Şeyh Muhammed Diyauddin Norşinî bu hizmetleri devam ettirmiştir. Ondan sonra tekkenin dikkat çeken postnîşîni ise Şeyh Maşuk Norşinî olmuştur. Günümüzde hâlen mezkûr şeyhlerin torunları tarafından faaliyetler sürdürülmektedir.
Norşin Medresesi
Yaklaşık 200 yıldır Norşin Medresesi eğitime devam ediyor. Medresede 8-12 yıl arasında bir eğitim süreci var. Bu süreç talebelerin her gün Kur'an-ı Kerim okumasıyla başlıyor. Ardından hadis, tefsir, fıkıh, Arap Dili ve Edebiyatı, tasavvuf ve ahlaki eğitim dersleri veriliyor.
Medresede yatılı kalan talebeler çok sıkı bir eğitimden geçiriliyor. Yemek ve namaz saatlerinin dışında talebeler kendini ilim tahsil etmeye adıyor.
Burada dini eğitim alan öğrenciler ayrıca dışarıdan lise ve üniversite eğitimlerini tamamlıyor.
Medresede son derece iyi bir dini eğitim alan talebelere daha sonra icazet veriliyor.
Şeyh Abdülkerim Çevik kimdir?
Hazret namı ile maruf Şeyh Muhammed Diyauddin’in (kuddise sırruhu) torunlarından Şeyh Ataullah’ın (kuddise sırruhu) evladlarından olan Seyda Abdulkerim Çevik, Bitlis İli Güroymak (Norşin) İlçesinde dünyaya geldi.
6 yaşında başladığı ilk eğitim ile birlikte, Norşin’de çeşitli medreselerde amcası Şeyh Muhammed Hafid (kuddise sırruhu), Şeyh Mazhar (kuddise sırruhu), Şeyh Fedli (kuddise sırruhu), Mele Sabri, Horasanlı Mele Ebubekir gibi büyük âlimlerin yanında medrese eğitimine başladı.
Medrese kitaplarının birçoğunu bu âlimlerin yanında okuduktan sonra, 1988 yılından itibaren, Seyda Burhaneddin’in Başmüderrisliğini yaptığı Siirt/Tillo Medresesinde eğitimine devam ederek 1991 yılında ilim icazetini aldı.
9 yaşında amcası Şeyh Hafid’in (kuddise sırruhu) yanında tevbe ederek, Nakşibendi tarikatında başladığı seyr-u sülükü amcası Şeyh Muhammed Hafid’in (kuddise sırruhu) 2001 yılında vefatından sonra, Şeyh Fetullah-i Verkanis’in (kuddise sırruhu) torunu Şeyh Asım’ın (kuddise sırruhu) yanında tamamlayarak, 2007 yılında Şeyh Muhammed Asım (kuddise sırruhu) tarafından irşad ile görevlendirildi.
Bitlis İli Güroymak (Norşin) İlçesinde bulunan Norşin medresesinde Başmüderris olarak ilim ve irşadla meşgul olan Seyda Abdulkerim Çevik, bölge halkı arasında yaşanan anlaşmazlık ve sorunlar için devamlı arabulucu olur, aradaki sorunların sulh ve barış ile sonuçlanması için çaba ve gayret gösterirdi.
Norşin Medresesinde yetişen ünlü alimler
Bediüzzaman Said Nursi
Şeyh Muhammed Şefik Arvasî (ll. Abdulhamit’in hocası),
Sadrettin Yüksel, (Metin Yüksel’in babası
Molla Abdülhakim Arvasî (Necip Fazıl’ın Ağa Camii’nde sohbetinden etkilenip bırakmadığı hocası),
Halil Gönenç (Eski Urfa müftüsü),
Ali Arslan (Eski Tekirdağ müftüsü),
Ahmet Meylanî (Hidaye mütercimi),
Mazhar Taşkesenoğlu (İbn Âbidin mütercimi),
Mehmet Emin Er Hoca,
Molla Burhan (Tillo şeyhi)
Muhammed Raşit Erol (Menzil şeyhi)
Seyyid Abdülbaki Erol (Menzil şeyhi) (Muhammed Nur-İLKHA)