Din-Bir-Der Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD füzeleri ile katledilmesinin ardından Müslümanlar arasında yaşanan tartışmalarla ilgili basın açıklaması düzenledi.
Kasım Süleymani’nin katledilmesinin Siyonist işgalcilerin başta olmak üzere İslam düşmanlarını sevindirdiğini belirten Kurt, Müslümanların da bu sevince ortak olmasının kendilerini üzdüğünü söyledi.
İslam Fıkhına göre bir ehli kıblenin tekfir edilemeyeceğini belirten Kurt, Ehl-i Sünnet inancının tekfir meselesine bakış açısının böyle olduğunu vurguladı.
Kasım Süleymani’nin Suriye ve Yemen’de katliam yaptığı iddialarının ispat edilmesi gerektiğini belirten Kurt, bahse geçen iddiaların doğru olması halinde "Mahkeme-i Kübra"da bunun hesabının sorulacağını vurguladı.
Büyük Ortadoğu Projesinin kesintisiz olarak uygulanmaya devam ettiğini hatırlatan Kurt, Türkiye ile İran’ın karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını ifade etti.
ABD füzeleri ile Kasım Süleymani’nin katledilmesinin geniş yankı uyandırdığını belirten Kurt, "Malumunuz olduğu üzere geçen hafta, Amerika Birleşik Devletleri tarafından atılan füzelerle, içlerinde ikisi komutan olan İranlı bazı insanlar öldürüldü. Bu olay hem bütün dünyada ve hem de ülkemizde çok geniş bir yankı uyandırdı. Özellikle başta sosyal medya olmak üzere hemen hemen, bütün medya bu olayı konuşmaya kilitlendi. Bu olay hakkında birçok değişik yorumlar yapıldı ve halen de yapılmaya devam etmektedir." şeklinde konuştu.
Bir Müslümanın katledilmesinin küfür cephesini sevindirdiğini ifade eden Kurt, "Bazıları bu menfur olayı şiddetle kınarken, bazıları ise buna sevinip, kutlama mesajları atacak kadar ileri gittiler. Bu saldırıya Müslümanlar genelde kınama ve hüzün ile yaklaşırken, sevinenlerin ön safında ise israil terör devleti, ABD ve birçok Avrupa ülkesini gördük. Küfrü temsil edenlerin bu olaya sevinçle yaklaşmaları normal olarak görülebilir. Çünkü ‘küfür tek millettir’ düsturu bunu çok açık olarak açıklamaktadır. Fakat bu olaya sevinenlerin içinde bazı Müslümanları da görmüş olmamız, meseleyi İslami açıdan inceleyip bir basın açıklaması ile duyurmayı kendimize bir görev olarak bildik." ifadelerini kullandı.
"Kasım Süleymani ehli kıbledir tekfir edilemez"
Kasım Süleymani ile ilgili Müslümanlar arasındaki tartışmalara değinen Kurt, "Bu olaya bizlerin, kaynak kitaplarımızda geçen delillerin penceresinden bakmamız lazımdır. Evvela, öldürülen bu insanların dini kimliklerine bakmakta fayda görmekteyiz. Yapılan tartışmalar, Kasım Süleymani üzerinden yapıldığı için biz de bu kişinin şahsı üzerinden olaya yaklaşıp değerlendirme yapmaya çalışacağız. Bazı kaynaklar onun mezhep kimliği hakkında Sünni olduğunu iddia ederken, bazı kaynaklar ise bu şahsın Şii olduğunu söylemektedirler. Velâkin bu kişinin Şii olduğu hakkındaki deliller daha kuvvetli olarak kabul görmektedir. Bu arada Şia mezhebi içinde birçok fırkanın olduğunu da bilmemiz lazımdır. Şia fırkaları içinde Ehl-i Sünnet’e en yakın olan fırka ise ‘Caferi’ fırkası olarak kabul edilmektedir. Bu mezhebin yani Caferi mezhebi müntesiplerinin namaz kıldıkları ise herkesin malumudur. Hal böyle iken Kasım Süleymani de Caferi olduğuna göre; onun kıble ehli olduğu ve küfür ile itham edilmesinin caiz olmadığı açık olarak ortaya çıkmaktadır." şeklinde konuştu.
"Kasım Süleymani için ‘kâfirdir’ kelimesini kullanmaya Ehl-i Sünnet inancı cevaz vermemektedir"
Fıkhı olarak ehli kıblenin küfür ile itham edilemeyeceğini vurgulayan Kurt, "Bu konu ile ilgili olarak El Akide tü-Tehaviye kitabında şu ibareyi görmekteyiz: ‘Bir günahı, (yani yapılmasının haram olduğu nass ile sabit olan bir şeyi) helal olarak kabul etmediği müddetçe kıble ehlinden hiçbir kimseyi küfür ile itham etmeyiz.’ Yine İmam-ı Azam’ın Fıkhu’l Ekber kitabında ise şu ibare geçmektedir: ‘Yapmış olduğu günah, büyük günah olsa dahi, onu yapmayı helal olarak kabul etmediği müddetçe, hiçbir Müslüman’ı kâfirlikle itham etmeyiz. Görülüyor ki, Kasım Süleymani için ‘kâfirdir’ kelimesini kullanmaya Ehl-i Sünnet inancı cevaz vermemektedir." dedi.
"Kasım Süleymani’nin katliam yaptığı iddiaları ispat edilmeye muhtaçtır"
Kasım Süleymani’nin Suriye ve Yemen’de katliam yaptığı iddialarına değinen Kurt, "Kasım Süleymani’nin Suriye’de, Yemen’de veya daha birçok yerdeki katliamlarda imzasının olduğu iddiası, ispat edilmeye muhtaçtır. Eğer bu iddialar gerçek olarak kabul edilse bile, İslami hükümlere göre onu, İslami bir mahkemenin yargılayıp ceza vermesi gerekirdi. Madem ki böyle bir mahkeme kararı ile öldürülmedi, o zaman onun hesabı ahirette yani Mahkeme-i Kübra’da elbette ki sorulacaktır. Ve hiç şüphesiz ki her hak sahibine hakkı orada kesin ve tam olarak verilecektir. İyiler de kötüler de muhakkak ki yaptıklarının karşılığını mahşerde bulacaklardır." ifadelerini kullandı.
"Büyük Ortadoğu Projesi kesintisiz olarak uygulanmaya devam etmektedir"
İslam düşmanları tarafından katledilen bir Müslüman için Müslümanların üzüntü duyması gerektiğini ifade eden Kurt, "Bugün, İslam coğrafyasındaki hemen hemen bütün terörist grupları desteklediği artık herkesin malumu olan ABD’nin bu Müslüman’ı yani Kasım Süleymani’yi öldürmesinden dolayı her Müslüman’ın, sevinmesi değil, üzüntü duyması lazımdır. Ayrıca bu olayın bu kadar tartışmaya konu edilip gündemde tutulmasının, başka bir amacı daha vardır. Sizlerin de takip ettiğiniz gibi bu menfur olayın sırtında Siyonistler ve onların uşakları tarafından Ehl-i Sünnet ve Şia Mezhep taraftarları arasında bir çatışma meydana getirilmek istenmektedir. Medyada yapılan yayınlar vasıtasıyla bu yönde bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Siyonist bir proje olan BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi kesintisiz olarak uygulanmaya devam etmektedir. Bu sinsi planın gereği olarak 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice daha önce açıklamıştı. Afganistan, Irak, Suriye ve Libya işgalleri ile Mısır’daki darbenin bu projenin birer parçası olduğu hakkında artık hiç kimsenin şüphesi kalmamıştır." diye konuştu.
"Ehl-i Sünnet ve Şia hakkında yapılan tartışmalar, siyonizmin işine yaramaktadır"
Büyük Ortadoğu Projesi’nin amacının Müslümanları birbirine düşürmek olduğunu ifade eden Kurt, "Bu projenin nihai hedefi ise; Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirip savaştırmak olup, Siyonistlerin bir ütopyası olan Arz-ı Mev’ud yani güya Allah’ın onlara vermeyi söz verdiği topraklar üzerinde kurmak istedikleri büyük israilin önündeki tüm engelleri kaldırmaktır. Şunu da kesin olarak bilelim ki, bugün gerek sosyal medyada ve gerekse medyanın diğer alanlarında, Ehl-i Sünnet ve Şia hakkında yapılan tartışmalar, Siyonizmin bu hedefine hizmet etmekten başka bir işe yaramamaktadır. Din-Bir-Der Şanlıurfa Şubesi olarak sizlerin şahsında bütün Müslümanlara, bölgemizde var olan sorunlara ilaveten, çıkarılmak istenen fitnelere karşı, son derece uyanık olmalarını bir kardeşlik nasihati olarak arz eder, yine sizlerin şahsında tüm kardeşlerimize saygılarımı sunarız." dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)