FARUK KUZU – HABER YORUM
Tabii bu iki olaydan önce ABD’nin Irak’taki işgal güçleri çeşitli yerlerdeki milis güçlere ait üslere saldırılar düzenlemiş böylece başta Haşdi Şabi ve Ketaib-i Hizbullah olmak üzere Şii Milis güçlerinin karşılık vermeleri için uygun ortam hazırlanmıştı.
ABD’nin en son 29 Aralık’ta hem Irak hem de Suriye’de eşzamanlı olarak gerçekleştirdiği saldırılarda mezkur örgütlere zayiat verilmiş adeta bu örgütlerin güçlü bir tepki vermeleri için zorlanmışlardı.
ABD Dış İşleri Bakanı Pompeo Irak Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı ve Haşdi Şabi’nin resmi sorumlusu Falih Fayyad, Haşdi Şabi’ye bağlı Bedir Tugayları Komutanı Hadi el-Amiri ve Asaib Ehlil Hak lideri Kays el-Hazali'nin de elçilik binasının önünde görüldüklerine dair fotoğraflar yayınlamıştı.
Anlaşılan o ki bu inkar edilse de Pompeo kılıfını hazırlamaya başlamıştı. Bununla birlikte bu olayda hem İran’ın Irak’taki gücü hem de Haşdi Şabi’nin hiçbir dirençle karşılaşmadan korunaklı Yeşil Bölge’ye girerek ABD elçiliğini basması konusunda sorular sorulmasına yol açtı.
Bu aşamada Bağdat ‘Yeşil Bölge’de’ bulunan ABD Büyükelçiliğinin kuşatılması tepki ve mesaj olması açısından yeterli iken olayın “Yakıp yıkmaya” varması ABD yönetimindeki Cumhuriyetçi Pentagon/CIA arka planlı yapının eline aradığı kozu vermiş oldu.
2 Ocak’ta Süleymani suikastından sonra Haşdi Şabi liderinin yaptığı şu açıklama yaşanan gelişmelerin bir daha yeni baştan ele alınması gerektiğini gösterdi.
Haşdi Şabi lideri suikast sonrası “Bu suikastta Irak içinden yardım alındığı anlaşılıyor!” demişti.
Falih Fayyad’ın bu söylemi bir öngörü değildi elbette. Komutasında güçlü bir istihbari teşkilatın olduğu göz ününe alındığında yaşananların arkasında farklı gelişmelerin, planlamaların olduğunu söylemeye çalıştığı anlaşılıyor.
Gelişmelerin geldiği nokta;
-ABD istediğini almış görünüyor
-ABD, Ortadoğu’da kendisine karşılık verecek (Şiiler için) efsanevi bir komutanı elemine ederek çatışmalara girmenin avantajını yaşıyor.
-İran’ın vereceği en güçlü karşılık bile ABD’nin hesabına gelebilir. Yani ‘Minareyi çalanlar kılıfı hazırlamıştır’ misali ABD’deki planlayıcılar İran’ın verebileceği karşılıkları hesaplamışlarsa (öyle görünüyor) bu misillemeleri iç kamuoylarında yeni saldırılar için kullanacaklardır.
-Ortadoğu’da bu iki ülkenin de gücü belli oranlarda azalacak gibi görünüyor.
Ortadoğu coğrafyası ve halkları çok çile çekti çekiyor. Yüce Allah yaşananları Ümmet-i Muhammed için hayırlara ve ittihada vesile kılsın…