Koyunlarını yaylaya çıkaran göçerler tarafından doğal yöntemlerle üretilen Siirt peyniri, bu sene cep yakıyor. Siirtlilerin sofralarının olmazsa olmazları arasında yer alan otlu peynir ve tereyağı tarihinin en yüksek fiyatını gördü. Siirt peynirinin kilosu 45 TL’ye satılırken tereyağının kilosu da 80 TL’ye kadar yükseldi. Haliyle fiyat artışı vatandaşın tepkisine neden oluyor.
Hayvancılıkla uğraşan ve kendi yetiştirdiği hayvanlardan elde ettiği peynir, tereyağı gibi ürünleri iş yerinde satan Hasan İmaç, fiyatların yüksel olmasının en büyük nedeninin koçerlerin hayvancılığı bırakması ve maliyetlerin yükselmesinden kaynaklandığını söyledi.
"Peynir ve tereyağı fiyatları bu sene oldukça pahalı. Bunun sebebi birçok Koçer’in hayvancılığı terk etmesinden, maliyet ve üretim sıkıntısından kaynaklanıyor." diyen İmaç, yem, arpa ve saman fiyatının pahalı olduğunu hayvancılığın da zor bir iş olduğu için koçerlerin kolay kaçıp farklı mesleklere yöneldiğini bunun da ister istemez peynir, tereyağı ve et fiyatlarına yansıdığını kaydetti.
Hayvancılık yapanların sayısı azaldı ve üretilen peynir yetmiyor
Milletin alım gücünün yavaş yavaş tükendiğini geçen sene 30 TL’den satılan otlu peynirin şimdi ise 40-45 TL’ye, 40-45TL’ye satılan tereyağının bu sene 60-70-80 TL’ye satıldığını ifade eden İmaç, hayvancılık yapan koçerlerin sayısının azaldığına dikkat çekti.
"Bugün iyi bir peynir yemek istiyorsanız 45 TL’den aşağı peynir bulamazsınız." diyen İmaç, "Siirt’te hayvancılık merkez bölge olmasına rağmen peynir gerçekten pahalı. Vatandaş 40 TL’ye peynir yiyemiyor. Eskiden Siirt, hayvancılığın merkeziydi ama o eskide kaldı. Hayvancılık yapanların sayısı oldukça azaldı. Bu nedenle peynir üretimi yetmiyor. Yetmeyince de fiyat artışı oluyor, şu an peynirin kilosu 40-45 TL’den satılıyor hakikaten pahalı, biz de bunun farkındayız ama yapacak bir şey yok. Önceden vatandaş geldiği zaman bir kilogram peynir allıyordu şimdi ise yarım kilogram peynir alıyor, 2 kilogram tereyağı alıyordu şimdi ise yarım kilo alıyor." dedi.
"Milletin alım gücü maalesef kalmadı"
Bir yem çuvalı ile bir un çuvalının aynı fiyata denk geldiğini ifade eden İmaç, koçerlerin hayvancılık işinden soğumaya başladığını eskiden köylerinde 7-8 bin küçükbaş hayvan olmasına rağmen şu an 2-3 bine kadar düştüğüne dikkat çekti.
İmaç, "Günde 20 kişi peyniri sorup 5 kişi alıyor, sıkıntı var. Milletin alım gücü maalesef kalmadı vatandaş ister istemez soruyor. Niye bu kadar pahalı? Diye. Bizim de maliyetimiz yükseldi. Samanın kilosu şu anda 2 TL bu sene 200 ton saman aldım. Düşünebiliyor musun 400 bin TL ödemişim. Biz gelirimizin yüzde doksanını samana, arpaya ayırıyoruz. Yem çuvalı 110 lira olmuş. İster istemez insan uğraşmaktan bıkıyor. Göçerler diyor ki 'ne olursa olsun ben gidip günlük çalışayım çoluğumu çocuğumu geçindireyim.' Hayvancılıkla uğraşmak çok zor. Bunun samanı, arpası, hayvanlar için barınak kirası, yayla parası var hakikaten sıkıntılı." şeklinde konuştu.
"Arpaya verdiği destek yaramıza merhem oldu"
Koçerlerin hayvancılık yapabilmesi için devletin destek vermesi gerektiğini ve üreticilere bu yıl verilen destek sayesinde arpa desteğinin yaralarına merhem olduğunu ifade eden İmaç, maliyetlerin yüksek olmasından dolayı koçerlerin hayvancılığı terk ettiğini söyledi.
İmaç, "Sağ olsun bu sene devlet bize arpada destek verdi. Bu iyi bir şeydi. Arpa bu sene karaborsada bin 700 bin 800’e yüze kadar yükseldi. Devlet müdahale edince onlarda mecburen fiyatı düşürmek zorunda kaldılar. Keçi Yetiştirme Birliği Başkanımız sağ olsun yardımcı oldu. Ofisten arpayı bin 300’e verdiler. Bu yaramıza merhem oldu diyebilirim. Çok şükür bu sene arpada sıkıntımız çözüldü. Şu an en büyük sıkıntımız ise saman. Samanın kilosu Siirt’in piyasasında 2 TL kendinizi bizim yerimize koyun; bin tane koynun var, bu koyunlara en az 200 ton saman indirmen lazım. 200 ton saman bu sene 400 bin TL para ediyor bu yüzden maliyetleri yükselmesinden dolayı koçerler artık hayvancılıkla uğraşamıyor." dedi.
"Büyük sıkıntımız saman ve yemin çok pahalı olması"
Hayvancılığı bırakan bazı koçerlerin tefecilik yapmaya başladığını ve bir yıl öncesinden arpa ile yem fiyatlarının artacağını bildikleri için stok yaptıklarını belirten İmaç, bu şekilde de fiyatların yükseldiğini üreticinin de mecburen bunu tereyağına, peynire ve ete yansıttığını söyledi.
İmaç, "Bir çuval yem 100-110 TL. Bir çuval yem ile bir çuval un birbirine denk geliyor. Şu an bizim sıkıntımız saman ve yemin çok pahalı olması. Arpada iyiyiz çok şükür, devlet bize yardımcı oldu. Arpayı bin 300 TL’den alıyoruz. Samana da destek olunsaydı çok güzel olurdu ve fiyatlarda düşerdi. Arpayı bin 700 TL’den aşağı kimse kimseye vermezdi. Ofis arpayı uygun fiyata verince piyasa düştü. Bu bölgede hayvancılığı bırakan bazı koçerler karaborsacılık yapmaya başladı, bizim dilimizde onlara tefeci dediğimiz insanlar. Hayvancılık yapmayan tefeciler yaz aylarında parasını samana yatırıyor. Borsa ve dolar gibi. Hiç ihtiyacı olmadığı halde bin ton saman alıp köşeye bırakıyor, 'nasılsa seneye 3’e katlanacak' diyor. Siirt’e bu işi yapan çok tefeci var. Bundan dolayı sıkıntı tüketiciye yansıyor. Üretici de mecburen tereyağında, peynire ve ete yansıtıyor." diye konuştu.
Son olarak vatandaşın ucuz peynir yiyebilmesi, için devletin Koçerleri desteklemesi ve teşvik etmesi gerektiğini sözlerine ekleyen İmaç, koçerlerin yaylalara çıkma noktasında zorluklar yaşadığını devletin bu noktada gereken kolaylığı sağlaması gerektiğini kaydetti.
"Eğer sabah kahvaltısında peynir yiyemeyeceksek ne yiyelim?"
Peynirin fiyatı geçen seneye oranla yüzde 45 arttığını söyleyen Süleyman Semis, "Artık peynir alamaz hale geldik. Bir peynirin fiyatı 30TL’den 40TL’ye yükseldiğinde vatandaş ne yapsın, peynir yemesin mi? Peynir kahvaltı sofralarının vazgeçilmezidir. Eğer sabah kahvaltısında peynir yiyemeyeceksek o zaman ne yiyelim." diye sordu. (Murat Orhan-İLKHA)