Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından yayımlanan genelgeyle, cami ve mescitlerde, tabure ve sandalyelerde oturarak namaz kılınması uygulamasının kaldırılmasına yönelik kararı memnuniyetle karşıladıklarını belirten Diyanet-Sen Batman Şube Başkanı Ahmet Cihan, tabure ve sandalye üzerinde namaz kılmanın caminin ruhuna aykırı olduğunu söyledi.
Camide ibadet etmenin bir adabının olduğunu ve herkesin buna riayet etmesi gerektiğini vurgulayan Cihan, cami adabına uygun hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.
"Tabure ve sandalyeler cami adabına uygun olmayan şeylerdir"
Tabure ve sandalye üzerinde namaz kılmanın cami adabına aykırı olduğunu ifade eden Cihan, "Mescitlerde bulunan tabure ve sandalyeler konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun almış olduğu kararı, Diyanet-Sen olarak takdirle ve memnuniyetle karşıladık. Gerçekten düzeltilmesi gereken bir konuydu. Özellikle son dönemlerde camilere getirilen tabure ve sandalyeler cami adabına uygun olmayan şeyler olduğu gibi cami ruhuna da aykırıydı. Çünkü Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de camileri 'Allah'ın anıldığı ve namazın kılındığı evler' olarak beyan etmektedir." diye konuştu.
"İslam dini bir disiplin bir kural dinidir"
Kur'an ve sünnette ifade edildiği şekliyle camilerin bir adabının olduğuna işaret eden Cihan, "Camiye girme, camide oturma adabı vardır. Camiye nasıl girilir, camide nasıl oturulur, nasıl dinlenilir gibi bir cami adabı vardır. Camiler ibadet içindir, başka bir amaçla kullanılamaz. Eğer camilerimizi Allah'ın evi olmak dışında başka bir şey için, gelişigüzel kullansak olmaz. İslam dini bir disiplin, bir kural dinidir. Peygamberimizin sünnetine göre hareket etmemiz gerekir. Peygamberimizin cami adabıyla ilgili sünnetine ve Kur'an'ın bize ifade ettiği cami adabına uymalıyız." dedi.
"Her Müslüman cami adabına uymak zorunda"
"Allah'ın evi olması hasebiyle camiye gelen her Müslüman o adaba, terbiyeye, edebe uymak zorundadır." diyen Cihan, konuşmasına şöyle devam etti:
Camilerde kullanılan tabureler, sandalyeler cami ruhuna aykırı olduğundan cemaatin görüntüsünü bozuyordu. Hatta öyle yaygın bir hale gelmişti ki camiler havra ve kiliselere benzemeye başlamıştı. Eskiden belki kiliseler Allah'ın evi olarak telaki ediliyordu fakat daha sonraki dönemlerde kendi yapılış gayesinden uzaklaştırılıp o din mensupları kendi çıkarları doğrultusunda kiliseleri kullanmaya başladılar. Caminin de öyle bir şeye benzememesi için camilere sahip çıkılması lazım.
"Bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz"
Cami ruhuna aykırı her şeyden uzak durulması gerektiğini dile getiren Cihan, "Cami adabına uygun hareket edilmesi lazım. Cami bir memleketin sembolüdür. Caminin altında ticarethane dahi olmaması gerekir. Bazen bakıyoruz, caminin altında iş merkezleri ve marketler, üstünde düğün salonları… Bunlar camiye aykırı şeylerdir. Sandalye, tabure ve buna benzer sıraların camide olması cami adabına ve İslamiyet'in ruhuna aykırıdır. Diyanet İşleri Başkanlığımızın almış olduğu bu karar memnuniyet vericidir. Bizler de bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz." şeklinde ifadeler kullandı. (Mehmet Fatih Akgül, Mehmet Sait Çelik-İLKHA)