"Sözleşmeli istihdam bitmeli, aileler birleşmeli"

Sözleşmeli öğretmenler için eşit özlük hakları ile kadro talebini dile getiren Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi, parçalanmış aileleri kavuşturacak yeni bir düzenlemenin yapılması çağrısında bulundu.

Ekleme: 17.12.2019 19:55:06 / Güncelleme: 17.12.2019 19:59:18 / Güncel / Diyarbakır Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Eğitim alanında sözleşmeli öğretmenlerin çektikleri sıkıntılara dikkat çekerek eşit özlük hakları ile kadro talebini dile getiren Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi, parçalanmış aileleri kavuşturacak yeni bir düzenlemenin yapılması talebine yönelik kitlesel basın açıklaması yaptı.

Merkez Yenişehir ilçesinde bulunan Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi binası önünde yapılan basın açıklamasını Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir okudu.

Kamu görevlisini ailesinden ayrı, çocuklarına hasret bırakan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının mağduriyetlerine ‘dur’ denilmesi gerektiğini ifade eden Tekdemir, "Bilinmelidir ki kamu hizmetlerinde kalite, süreklilik, kapsayıcılık ve güvenlik kadar, kamu görevlilerinin istihdam şekli, çalışma şartları, mali, sosyal ve özlük hakları da önemlidir. Kamu görevlilerinin ‘genellik, adillik, eşitlik’ ilkelerine uygun hükümlerle muhatap olması, ‘saygın iş’ anlayışının bir gereğidir." dedi.

 

Anayasanın, ‘Asli ve sürekli nitelikteki kamu hizmetlerinin kamu görevlileri eliyle yürütülmesi’ gerektiğine ilişkin hükmünü hatırlatan Tekdemir, "Aynı unvanda kadrolu statüde istihdam olmasına rağmen, eğitim-öğretim hizmetinde sözleşmeli öğretmen çalıştırılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Sözleşmeli öğretmen istihdamı gerek sözleşmeli eğitimciler gerek istihdamı gerçekleştiren kurumlar gerekse farklı statüdeki personelden aynı kamu hizmetini alan öğrenci ve ebeveynler açısından ciddi sorun oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de 2005-2011 tarihleri arasında 70 bin civarında sözleşmeli öğretmen istihdam edildiğini belirten Tekdemir, "Ancak, kurum içi çalışma barışının bozulması, öğretmenlerin verimliliğinin düşmesi, Millî Eğitim Bakanlığı’na ve eğitim politikalarına olan güvenin azalması, sözleşmeli ile kadrolular arasındaki farklılıklardan doğan dava yükü ve hukuki karmaşa gibi sebeplerden dolayı eğitim-öğretim faaliyeti olumsuz etkilenmiş, 2011 yılında sözleşmeli öğretmenliğe son verilmiştir." şeklinde konuştu.

"Sözleşmeliler, sosyal haklardan eşit şekilde faydalanabilmelidir"

Sözleşmeli öğretmenlerin sosyal haklarındaki eşitsizliğe de değinen Tekdemir, "Sözleşmeli öğretmenlerimiz iş güvencesi, sosyal güvence statüsü, vergi dilimi, net ek ders ücreti, kademe-derece ilerlemesi, görevde yükselme, unvan değişikliği, yurt dışı eğitim ve görevlendirme, mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği, harcırah, dil tazminatı, norm kadro fazlalığına dayalı süreçler, net hazırlık ödeneği gibi, aynı okulda, aynı sınıfta, aynı işi yaptığı kadrolu öğretmenlere sağlanan haklardan faydalanamamaktadır.

Personel sisteminde değişikliklerin yapılması gerektiğini söyleyen Tekdemir, "İş güvencesi, eşit işe eşit ücret, çalışma barışı, emekte performans ve hizmette yüksek kalite için, bütün kamu sistemi kadrolu istihdamda birleştirilmeli, adaletsizlikler bitirilmelidir." dedi.

Tekdemir, "Bizler, Türkiye’nin gerek mali gerekse fikrî gücünün en kısa süre içerisinde sözleşmeli öğretmenleri kadroya taşımaya, sözleşmeliliği tarihte kötü bir anı olarak bırakmaya yeteceğine inanıyoruz. Yetkililerden, sözleşmeli öğretmenlerimizin aile hasretine son verecek, onları ailelerine kavuşturacak adımı atmalarını, ara tatilde tayin hakkı vererek mahzun yüzleri güldürmelerini istiyor ve bekliyoruz. (Ramazan Zeren-İLKHA)

Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar