Yem fiyatındaki artış çiğ süt fiyatlarına yansımasa da yoğurt, ayran, peynir, tereyağı gibi süt ürünleri ile et ve et ürünleri fiyatı artıyor. Üreticide ucuz olan et ve süt tüketiciye pahalıya satılıyor. Üretici para kazanamadığı için üretim yapmakta zorlanırken, tüketici bütçesinden daha yüksek pay ayırarak et ve süt ürünleri tüketmek zorunda kalıyor.
Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Osman Türkman, süt ve süt ürünlerinin fiyatları, süt üretimindeki son durum, hayvan yetiştiricilerinin ve çiğ süt üreticileri ile işletmelerinin son durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Süt fiyatlarının düşük, yemin pahalı olmasından dolayı süt üreticilerinin zarar ettiğini ve bundan dolayı kimi işletmelerin kapağını kimi işletmelerin de hayvan sayısını düşürdüğünü belirten Türkman, yem fiyatına göre süt fiyatının düşük olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’de ve Gaziantep’te yeterince süt üretiminin olduğunu belirten Türkman, “Hatta süt fazlamız bile var. Bundan dolayı süt fiyatları düşük oluyor. Fiyat anlamında istenilen seviyeye bir türlü çıkamadık. Ancak bu son dönemlerde yem fiyatlarının yükselmesi ile birlikte yem ve süt paritesi birbirini karşılamadığı için süt işletmeciliği yapan büyükbaş hayvancılık işletmelerinin bir kısmı hayvan sayısını azalttı veya sektörden çekildi. Bu durum özellikle ilerleyen dönemlerde önümüze bir sıkıntı olarak gelecek. Yani ilerleyen süreçte belki bir süt açığı önümüze gelebilir.” dedi.
Ulusal Süt Konseyi’nde, çiğ süt fiyatlarının 15 Kasım’dan geçerli olmak üzere 2020 yılının sonuna kadar 2 TL 30 kuruş olmasına karar verildiğini hatırlatan Türkman, “Yetiştiriciler zaten para kazanmadığı zaman haliyle üretimi azaltıyor. Süt fiyatı iyi olursa, Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı Türkiye bazlı tanklarda soğutulmuş süt fiyatı 2 TL 30 kuruştur. Ama küçük işletmeler sütü bu rakamlara dahi veremiyorlar. Şu anda Gaziantep’in köylerinde hayvan yetiştiricileri 1 TL 20 kuruştan süt satıyorlar. Yemin torbasının 80-90 TL olduğu bir dönemde yani yemin kilosunun yaklaşık 2 TL olduğu bir dönemde üretici, bir kilo süt parası ile bir kilo yem dahi alamıyorsa bu kesinlikle zarardır. Dolayısıyla da üretim azalır. Çiftçi üretim yapamaz.” ifadelerini kullandı.
Süt fiyatlarının istenilen seviyede olmaması ve yem ile diğer hammadde maliyetlerinin çok yükselmesinden dolayı süt üretimi yapan işletmelerin ve hayvan yetiştiricilerinin para kazanamaz hale geldiğini ve bu durumun da çok ciddi zararlara yol açtığını belirten Türkman, “Bu durum Türkiye genelinde bilinmektedir. Özellikle de süt üretimi yapan büyükbaş hayvancılık işletmelerinin bir kısmı ya hayvan sayısını azalttı ya da üretimi azalttı ve bir kısmı da işletmeleri kapattı. Gaziantep’te de bu durumda olan işletmelerimiz var.” şeklinde konuştu.
Bu durumun önüne geçilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini yıllardır dile getirdiklerini ve en son düzenlenen “Tarım Şurası”nda özellikle de küçükbaş hayvan sayısının artırılması yönünde kararların alındığını anımsatan Türkman, Tarım ve Orman Bakanlığının vereceği desteklerin sektöre ve küçükbaş hayvan sayısının artmasına olumlu yansıyacağını belirtti.
Türkman, “Yıllardır bizim hep söylediğimiz bir şey vardı. Tarım Bakanlığımızın en son yapmış olduğu ‘Tarım Şurası’nda özellikle küçükbaş hayvan sayısının artırılması ile ilgili bir çalışma vardı. Daha önce Cumhurbaşkanımızın da dile getirdiği 2023 yılında en az 82 milyon küçükbaş hayvan sayısına ulaşması ile ilgili bakanlığımızın da bu yönde çalışması var. En son yapılan ‘Tarım Şurası’nda küçükbaş hayvan sayımızı artırmak için bazı düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler gerçekten de olumlu düzenlemeler. Küçükbaş hayvan sayısının artırılmasına önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. Bir tanesi de özellikle hayvancılık işletmelerindeki sigorta problemini çözmek amacıyla işletmesinde 100 adet küçükbaş anaç hayvanı olan 5 bin TL normal desteğin dışında 5 bin TL’de çoban desteği verilmesi. Daha önce bu teşvik, 200 küçükbaş anaç hayvanı olana veriliyordu. Bu anlamda bu düzenleme devrim niteliğindedir ve bu düzenleme gerçekten özellikle küçükbaş hayvancılığa önemli bir katkı sağlayacaktır.” diye konuştu.
Gelecek yıldan itibaren dişi kuzu ve oğlaklardan damızlık olarak sürüye katılacak her bir hayvan için de 100 TL destekleme ödemesi yapılacağını ve bu desteğin hem sektöre hem de özellikle de küçükbaş hayvan sayısının artmasına vesile olacağını belirten Türkman, şunları söyledi:
“Kuzu ve oğlağa destek verilmesini hep dile getiriyorduk. Tarım Bakanlığımız bu anlamda da ‘Tarım Şurası’nda desteklemelerden de özellikle sürüsünü büyüten yani kuzu ve oğlağını işletmeye katarak sürüsünü büyütenlere hayvan başı 100 TL destek verecek ve bu da gerçekten küçükbaş hayvancılık açısından olumlu bir gelişmedir. Bunun dışında zaten diğer desteklemelerde devam ediyor. Özellikle bu her iki desteklemenin hayvancılığa katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Şehrimizde de bu anlamda bir katkı var. Gaziantep Koyun Keçi Birliği kurulduğu günden beri bizim her sene ortalama desteklemeye müracaat eden üye sayımız 2 bin 400 ile 2 bin 600 arasındaydı. Ama ilk defa bu sene küçükbaş hayvan desteklemesine Gaziantep’te 2 bin 852 kişi müracaat etti. Yani sayı artmış durumda. Gaziantep Koyun Keçi Birliği’ne her sene ortalama 150-200 yeni üye kaydı yapılırken, 2019 yılında 400 yeni üye kaydı oldu.”
Türkiye’de birçok ilde hayvancılığın azaldığını belirten Türkman, ancak Gaziantep’te özellikle küçükbaş hayvancılık başta olmak üzere hem hayvan sayısında hem de hayvancılık yapan işletmelerin sayısında bir artış olduğunu ifade etti.
Hayvan sayısı düştüğünde bu durumun süt üretimine ve fiyatlarına da yansıdığını belirten Türkman, “Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı fiyat zaten 2 TL 30 kuruştur. Büyük işletmeler ve soğutulmuş sütler bu fiyattan satılmaktadır. Küçükte olsa bir sıkıntı var ama fiyat anlamında bunlarda sıkıntı çok değildir. Bize göre süt fiyatının 2 TL 50 kuruşa çıkması lazım. Ama burada asıl önemli olan özellikle şehrimizde halen 1 TL 20 ve 1 TL 50 kuruştan inek sütü satılıyor. Özellikle de aile işletmelerindeki sütün miktarını artırmazsak ya da bu süt işletmelerini ayakta tutmazsak ileri ki süreçte önümüze bir süt açığı gelir ve dolayısıyla da süt fiyatları da artar. Ama bizim bunu dengede tutmamız lazım.” diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)