İslam dışı yasaların sonucu; fuhuş, ahlaksızlık, kumar ve zina gibi her türlü ahlaksızlığın meşrulaştırıldığı bir ortamda, Müslüman bir toplumun yetişmesinin bir mucize olacağına dikkat çeken Siirt Üniversitesi İslami Bilimler Bölümü Başkanı Abdullah Ünalan, devletin, kumardan para kazandığı için vatandaşları teşvik ettiğini kaydetti.
Devlet erkânı, bakan ve milletvekillerinin yılbaşını kutladığını ve medyanın da günler öncesinden "Milli Piyango meblağı şu kadar?" diye teşvik haberlerini yapmaya başladığını dile getiren Ünalan, "Zaten İslami ahlak içinde yaşamayan toplum, elbette gidip büyük meblağlara rağbet gösterecek, kumar kuyruğuna girecek." dedi.
"İlim adamlarımızın çoğu hakkı dile getirmiyorlar"
"İlim adamlarının susmamaları gerekir, hakkı haykırmaları gerekir, kim olursa olsun. Her türlü eza ve cefayı da sineye çekmek zorundadırlar." diyen Ünalan, "İlim adamlarının sustukları yerde kimse gerçeği konuşmaz ve söylemez." ifadelerini kullandı.
İlim adamlarımızın bir kısmının kendilerine düşen görevleri yerine getirirken, bir kısmının ise kendi sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmediğini ifade eden Ünalan, "Ülkeleri idare edenler siyasiler değil, ilim adamlarıdır. Siyasiler yasa ve kanun çıkaracakları, bilimsel bir çalışma yapacakları veya bir köprü yapacakları zaman ilim adamlarını çağırırlar. İlim adamları olmadan bir ülkenin idaresi söz konusu değil. İlim adamlarımızın çoğu hakkı dile getirmiyorlar. Elbette görevini hakkıyla yerine getiren çok değerli ilim adamlarımız da var ama çoğunluğu konuştuğunda hakkı söylemiyorlar. Açıkça söyleyeyim, ben bir hadis doçenti olarak istediğim televizyon kanalında, istediğim hadisi okuyamıyorum veya istediğim ayeti okuyup açıklayamıyorum, korkuyorum. Çünkü ilim adamları sindirilmiş. İlim adamları sinmeli mi? Hayır sinmemeli. Çünkü ilim adamları, bir toplumun omurgalarıdır, bir binanın kolonlarıdır. Kolonlar yıkıldığı zaman binanın ayakta durması mümkün değil." dedi.
"İslam dışı yasaların sonucu fuhuş, ahlaksızlık ve kumar olur"
"Halkın genelinin Müslüman olduğu bir toplumda; siz kalkıp da Hristiyan, Yahudi, Mecusi veya Budist yasalarını dayatır ve bu yasalarla yaşamaya mecbur bırakırsanız, orada İslam'dan ve Müslümanlıktan bahsedemezsiniz." diyen Ünalan, "Müslüman mahallesinde salyangoz satmak diyeceğim ama Müslüman Mahallesi de kalmadı artık. Çünkü bu devletin yasaları gayri İslami yasalardır. Türkiye'de bir Müslüman sadece defnedilirken İslami yasalara uygun defnediliyor ama onların içine de bir sürü hurafe katılmış. Bu halka yıllardır bu yasalar dayatılmış. Eğitiminden askeriyesine kadar, ekonomisinden sanayisine kadar bütün yasalar gayri İslami. Gayri İslami yasaların sonucu yılbaşı, fuhuş, ahlaksızlık, kumar ve zina olur. Bu yasalara göre her şey mubah, her şey caiz. Bir laf var ya! Taşlar bağlı, köpekler serbest. Gayri İslami her şey serbest, haşa Allah'a, Peygamber'e hakaret serbest ama sen hakkı, hakikati ve İslam'ı anlattığın zaman yasak. Böyle bir ülkede Müslüman bir toplumun yetişmesi ancak mucize olur. Şimdi biz de bunu yaşıyoruz." diye konuştu.
"Vatandaşın kumar oynamasının birinci sorumlusu devlettir"
"Devlet erkânı, bakan ve milletvekilleri yılbaşını kutluyor. Medya sabahtan akşama kadar yılbaşının propagandasını yapıyor." diyen Ünalan, "Yılbaşına günler kala 'Milli Piyango bileti şu kadar?' diye başlıyor hazırlıklar. İslami bir ahlakı olmayan, bir de ekonomik sıkıntı içinde olan toplum elbette ki büyük meblağlara rağbet edip kumar kuyruğuna girecek. Niye? Çünkü devlet bunu teşvik ediyor. Devlet dünyanın vergisini alıyor. Ne kadar çok bilet satılırsa yani ne kadar çok kumar oynanırsa devlet o kadar çok kazanıyor. Halkımız da cahil kalmış, İslamî hassasiyeti son derece zayıf, ahlak ve inanç da zayıf, örf ve âdet kalmamış, tarihten gelen kültürümüz bitmiş, tükenmiş ve çökmüş. Ekonomik sıkıntı, devlet ve medyanın 24 saat propagandasıyla elbette halkımız gidip kumar oynayacak. Bunların birinci sorumlusu devlettir." ifadelerini kullandı.
"Hakkı, hakikati anlamamız için birtakım riskleri, engelleri göze almamız lazım"
İnsanlarımızın manevi açıdan hiç iyi durumda olmadığını ve ahlaki değerlerimizin kökten çöktüğünü belirten Ünalan, neslin çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını, ilim adamlarımızın harekete geçmeleri ve çok güçlü bir ses çıkarmaları gerektiğine dikkat çekti.
Ünalan, "Özellikle biz ilahiyatçıların sorumlulukları büyüktür. Hakkı, hakikati anlatmamız için birtakım riskleri, birtakım engelleri göze almamız lazım. Bugün anlatmazsak ne zaman anlatacağız? Kur'an-ı Kerim'i, hadisleri, tefsirleri ve İslam hukukunu ne için okuyup öğreniyoruz? Biz bunu topluma anlatmıyorsak, biz bunu yetkililere anlatmıyorsak, gayri müslimlerin yasalarını ve kanunlarını dayatanlara karşı direnmiyorsak bunları okumamızın anlamı nedir? İlim adamlarının gücü siyasilere yeter ama hiçbir siyasinin gücü ilim adamlarına yetmez. Dolayısıyla ilim adamları çok daha güçlüdür. Çünkü ellerinde hak ve hakikat var. Hakkın ve hakikatin karşısında hiçbir güç duramaz. İlim adamlarımıza çok büyük görevler düşüyor. Gençlerimiz gerçekten iyi bir durumda değil." diye konuştu.
"Nereye kadar çıkar peşinde koşup İslam'dan taviz vereceğiz?"
Vatandaşların Allah'ın emirlerini iyi dinlemeleri ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in hayatını da iyi bilmeleri gerektiğine vurgu yapan Ünalan, Hazreti Muhammed'in hadislerini okuyup kavrayarak hayatlarına geçirmeleri tavsiyesinde bulundu.
Ünalan, "Allah ve Resulü'nün tavsiyelerinden başka, vatandaşa söyleyecek bir şeyimiz yok. Allah ve Resulü ne diyorsa, vatandaşlara onlara uymalarını söylüyoruz. Kur'an'ı iyi okuyun, anlayın ve dinleyin. Kendi özümüze dönelim. Özümüz, ruhumuz, kültürümüz İslam'dır. Özümüze, kültürümüze, ruhumuza, törelerimize dönelim. Kur'an ve sünneti yaşayalım, bunun için bir gayret gösterelim. Çocuklarımıza, evlatlarımıza sahip çıkalım. Nereye kadar dünyanın peşinden gideceğiz, nereye kadar çıkar peşinde İslam'dan taviz vereceğiz? Sonuçta hepimizin sonu ölüm, öleceğiz ve hepsi dünyada kalacak. Yaşadığımız inancımız bizimle beraber gelecek. Anne-babalar da bu evlatlarını kime teslim edeceklerini düşünsünler. Onlar kendi evlatlarına sahip çıkmazsa kim sahip çıkacak?" diye konuştu.
"Yılbaşı bir Müslüman katliamının kutlama yıldönümüdür"
Bir Müslümanın gayri İslami bir hayat tarzını benimseyemeyeceğini ve Hristiyan adetlerinin kazançtan çok büyük bir zarar olduğuna dikkat çeken Ünalan, yılbaşının Müslümanlarla bir ilgisinin bulunmadığını hatırlatarak, "Bunun için vatandaşlarımıza, Müslümanlara yakışmayan yılbaşı adetleriymiş, hindiymiş, ağaç kesmekmiş bu tür katliamları asla yapmayın, yılbaşının Müslümanlarla ne alakası var? Bilakis yılbaşı, bir Müslüman katliamını kutlama yıldönümüdür. Hristiyanların bir âdetidir. Noel baba kimdir? Niye kimse Hızır Aleyhisselam'ı anmıyor? Ama bütün Müslümanlar kalkıyor, yılbaşını kutluyor. Kimin inancını, neyi kutluyorsunuz? Kimin örf ve âdetini kutluyorsunuz, kazancınız ne? Hiçbir kazancı yok ama kaybı var. İnancını, ahlakını, örf ve âdetini, tarihini, kültürünü, töresini, kaybediyor Müslüman. Onun için Müslümanların kendilerine gelmeleri lazım." diye konuştu. (Murat Orhan-İLKHA)