“Mazlum Müslüman kardeşlerimize sahip çıkalım”

İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyadaki zulümlere, katliamlara ve insan hakları ihlallerine dikkat çeken İHH Gaziantep Şube Başkanı Tuncay Mengilli, bütün mazlumlara ve Müslümanlara sahip çıkılması çağrısında bulundu.

Ekleme: 10.12.2019 13:45:05 / Güncelleme: 10.12.2019 13:52:14 / Güncel / Gaziantep Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Gaziantep Şubesince Mısır hapishanelerindeki mazlumların durumlarına dair farkındalık oluşturmak, işkence, kötü koşullar veya infazla ölümlerine engel olabilmek, özgürlüklerine kavuşmaları ve “İnsan Hakları Günü” dolayısıyla bir basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklaması öncesi İHH Gaziantep Şube Başkanı Tuncay Mengilli ve yönetim kurulu üyeleri ile vatandaşlar, Mısır'daki idamlara ve yaşanan hukuksuzluklara dur demek için Mısır Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi için mektup yazdılar.

İHH Gaziantep Şubesi’nin hizmet binasında düzenlenen basın açıklamasını Başkan Tuncay Mengilli okudu.

Mengilli, “Bugün, ‘Dünya İnsan Hakları Günü.’ Temel hakları güvence altına almak üzere İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilan edilişi üzerinden 71 yıl geçti. Batının yol açtığı dünya savaşlarında milyonlarca sivilin hayatını kaybetmesinden sonra İkinci Dünya Savaşının ardından ilan edilen bildirgeyle, yaşam hakkı, eşitlik ilkesi, masumiyet karinesi ve daha birçok temel hak sıralanarak, bunların her koşulda dokunulmazlığı kabul edilmişti. Aradan geçen zamana rağmen bugünkü küresel tablo göstermektedir ki ihlallerin önlenmesi konusunda insanlık halen geçer not alamamıştır. Aksine bugün uluslararası siyaset insan haklarını ve değerlerini bir kez daha yitirmiş görünmektedir. Üstelik temel haklar konusunda tüm insanlar eşit olduğu halde, birilerinin hayatı hala diğerlerinden daha değerli görülmektedir.” dedi.

Kendini tüm insani değerlerin merkezi olarak gören Batının, yabancı düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı ve nefret suçları girdabına girdiğine dikkat çeken Mengilli, dünyanın diğer ülkelerinde sivillere yönelik her türlü ihlalin “güvenlik” perdesi altında meşrulaştırıldığını belirterek, bu ülkelerin başını da Doğu Türkistan, Mısır, Suriye ve Filistin’in çektiğini belirtti.

“10 yılda öldürülen Uygur sayısı 10 bini aştı”

1949 yılından bu yana Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’ın, her yıl sistematik olarak insan haklarının ayaklar altına alındığı bir hapishaneye dönüştürüldüğünü belirten Mengilli, “5 Temmuz 2009 yılında gerçekleşen Urumçi katliamından bu yana her yıl daha da kötüleşen yaşam koşulları, etnik ve dini bir soykırıma dönüşmüştür. Ölüm, hapis, işkence ve zorla alıkoyma uygulamaları dünyadan gelen tüm tepkilere rağmen devam etmektedir. Kesin rakamlar tam olarak tespit edilemese de insan hakları kuruluşların tahminlerine göre son 10 yılda öldürülen Uygur sayısı 10 bini aşmış durumdadır. Bölgede halen 1 milyondan fazla Uygur ‘eğitim kampı’ adı altında kurulan toplama kamplarında tutulmakta, burada insanların inançlarına aykırı dahi olsa zorla ideolojik eğitimler verilmekte ve potansiyel tehdit olarak görülenler cezalandırılmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Çok sayıda Uygur aydını ve kanaat önderi haksız yere tutuklanıyor”

Mengilli, “Son birkaç yıldır da yapılan bir uygulama ile Uygurların evlerine yönelik zorunlu ziyaretler, gerekçesiz baskınlar ve Uygur-Çinli zorunlu akraba olma uygulamaları insanları ürkütmekte. Toplama kamplarına alınmış olan aile bireyleri yerine Çinli insanlar yerleştirilmesi, Uygur toplumunun değerlerini tehdit eden bur uygulamaya dönüşmüş durumdadır. Çok sayıda Uygur aydını ve kanaat önderi haksız yere tutuklu bulunuyor. Bunların bir bölümü ya hapiste iken ya da bırakıldıktan hemen sonra hayatını kaybetmiştir. Sadece insanların yaşamına değil, kültürlerine yönelik ihlaller de dikkat çekmektedir. Birçoğu Uygur kültürünü ve dini eserlerini ihtiva eden 730 çeşit kitap ya yasaklanmış ya da yok edilmiştir. 100’den fazla web sitesi kapatılmış ve yöneticileri tutuklanmıştır.” şeklinde konuştu.

“Mısır’da ağır insan hakları ihlalleri sistematik olarak devam etmektedir”

Çin’deki zulmü aratmayan ihlallerin bir diğer adresinin de Mısır’daki Sisi diktatörlüğü olduğunu ifade eden Mengilli, şunları söyledi:

"2013 yılındaki darbenin ilk zamanlarındaki katliamlar zamanla azalsa da siyasi muhaliflere yönelik kaçırma, gizli alıkonma, işkence ve infaz gibi en ağır insan hakları ihlalleri sistematik olarak devam etmektedir. Mısır rejimi cezaevlerinde çoğu İhvan üyesi siyasi gruplardan tutuklu insan sayısının 40 binin üzerinde olduğu bilinmektedir. Yüzlerce kişiye idam cezası verilmiş ve maalesef bu idamların bir kısmı ailelere bile haber vermeden infaz edilmiştir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ise 7 yıllık işkence ve kötü muameleye daha fazla dayanamayarak bu yıl mahkemede duruşma esnasında hayatını kaybetmiştir. “

“Suriye’de öldürülen sivillerin sayısı yarım milyonu aştı”

Suriye’de yaklaşık 9 yıldır devam eden iç savaşa da dikkat çeken Mengilli, “Öte yandan sınırımızın hemen karşı tarafında Suriye’de 2019 yılı aynı oranda kasvetli geçmiştir. Son bir yılda başta İdlip olmak üzere, değişik sivil yerleşim bölgelerine yönelik rejim saldırılarında en az 3 bini aşkın sivil hayatını kaybetmiştir. 2011'den beri çatışmalarda veya hapishanelerde bir şekilde öldürülen sivillerin sayısı yarım milyonu aşmıştır. Sivillere yönelik tehditler nedeniyle Suriye içinde 6 milyon sivil yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalırken, 5 milyona yakın kişi ülke dışında mülteci konumuna düşürülmüştür. Halen 80 binden fazla insan kayıp olarak kayıtlara geçmiştir.” diye konuştu.

“Suriye’de 10 bine yakın kadın tecavüze uğradı”

Suriye’de gizli ve resmi onlarca hapishanede kaç kişinin tutuklu olduğunun tam olarak bilinmediğini, tahminlere göre 200 bine yakın kişinin tutuklu olduğunu bildiren Mengilli, “Bu tutuklular içinde en az 7-10 bin arasında kadın olduğu tahmin edilmektedir. Tutuklu kadınların neredeyse tamamı bir şekilde işkence, kötü muamele veya istismara maruz kalmıştır. Sürekli gözaltı ve salıvermeler nedeniyle sayı verilemese de uluslararası kuruluşlara göre Suriye’de şu ana kadar 10 bine yakın kadın tecavüze uğramış ve bu tecavüzler sonucu da sayısı tahmin edilemeyen istenmeyen gebelik ve doğum vakası meydana gelmiştir.” dedi.

“2019 yılı insan haklarının rafa kaldırıldığı dönem oldu”

“İşgal altındaki Filistin’de 2019 yılı onlarca insanın hayatını kaybettiği Gazze saldırıları ve Kudüs’teki yıkımlarla dikkat çekerken, Yemen, Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde 2019 yılı insan haklarının neredeyse rafa kaldırıldığı dönem oldu” diyen Mengilli, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:

“İnsan Hakları Günü’nde dünyanın insan hakları karnesine bakıldığında özellikle de Müslümanların yaşadığı bölgelerin insan eliyle üretilmiş felaketler azalmamış, aksine artmıştır. Bu gidişatı değiştirip karamsar tablodan kurtulmanın yolu, adil bir küresel düzen kurmaktan geçmektedir. Bunun için tüm mazlumların ortaklaştığı sivil dayanışma zamanı gelmiştir.” (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)

Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar