Kadına yönelik şiddetin son bulması için eğitimin şart olduğunu kaydeden Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Yerinde, kadına farklı hakların verilmesinin İslam'ın kadına verdiği değer ile bağdaşmadığını belirtti.
"Kadın halkları diye kadınlara yönelik ayrı bir hak verilmesi, belirlenmesi, kadın vurgusunun yapılması kanaatimce İslam'ın kadına vermiş olduğu onur ve şerefle de çok bağdaşmamaktadır." diyen Prof. Adem Yerinde, "İslamiyet'te bir insan olarak kadın ve erkek arasında bir ayrım söz konusu değildir." şeklinde konuştu.
"Kur'an-ı Kerim'de kadına ayrı bir değer atfedilmiştir"
Kur'an-ı Kerim ayetlerinde ve Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in sözlerinde kadına değer verildiğini kaydeden Yerinde, "Çok farklı kadın tasavvurları ile karşı karşıyayız. İslamiyet öncesi ki cahiliye olarak nitelendirilen toplumda kadına bakış neydi? 'Oralarda kadının ruhu var mı yoku mu?' tartışması yapılmış. Büyücü ve cadı avına çıkılmış, böyle dönemler yaşanmış. Kadına yönelik hem maddi hem de psikolojik olarak büyük haksızlıklar yapıldığını görüyoruz. Özellikle Batı toplumlarında, feminist hareketlerinin başlangıç noktasının Batı olması da bunu gösteriyor. İslam toplumlarında Batıda görüldüğü gibi kadına yönelik şiddet ve haksızlığın olduğu olaylara tanık olmuyoruz. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de ve Hazreti Peygamber'in sözlerinde kadına ayrı bir önem ve değer atfedilmiştir. Allah Kur'an'da, "Biz sizi bir erkek ve kadından meydana getirdik." buyuruyor. Kadın ve erkek burada insanlığın varlığı için aynı statüde, aynı konumda görülüyor. Fazilet noktasında aralarında farklılık söz konusu olabilir. Bu da kadın ve erkeğin birer olarak yaptıklarının karşılığıdır. Yoksa kadın ve erkeğin yaratılışı noktasında herhangi bir tartışma söz konusu değil bizim geleneğimizde." ifadeleri kullandı.
"Kadına yönelik şiddetin temellerine inmek lazım"
Kadına yönelik şiddet konuları işlendiği süre zarfında şiddetin daha da arttığına dikkat çeken Prof. Adem Yerinde, sözlerini şöyle sürdürdü:
Son dönemlerde kadına yönelik şiddet üzerinde sıklıkla durulmaktadır. Kadına yönelik şiddet konuları ele alındıkça şiddet olaylarının daha da arttığını görmekteyiz. Kadına yönelik şiddetin temellerine inmek lazım. Kadın ve erkek birlikte bir bütünü oluşturmaktadır ve insanlığın varlık sebebidir. Bu birliktelik de aile içerisinde meydana gelmektedir. Ailede kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi İslami çerçevede geliştirecek olursak, o ilişki, temelde sevgiye, karşılıklı rahmete ve merhamete dayanması gerekir. Bunun korunması lazım. Aynı değerlere sahip olan insanlar, çok huzurlu, birbirlerinin haklarına riayet ettikleri bir yuva kurabilirler. Ve bu yuva içerisinde yetişen bireyler de büyüyüp topluma faydalı bir birey, fert olarak katıldığı zaman annesine gösterdiği saygıyı muhakkak dışardaki bir hanımefendiye de gösterecektir. Ya da babasına gösterdiği saygıyı dışarıdaki bir beyefendiye de gösterecektir.
"En önemli aracımız eğitim olmalıdır"
Bireyin görevlerini bilmesinin eğitim ile mümkün olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Yerinde, "Birey olarak hem kadını hem erkeği hem de çocukları korurken, diğer taraftan da toplumun en küçük birimi olarak aile için de koruyucu tedbirler almak lazım. Bir yandan yasal tedbirler alınırken bir taraftan da sosyal, kültürel tedbirlere başvurmak lazım. En önemli aracımız eğitim olmalıdır. Biz bir bireyi alıp 12 yıl içerisinde öyle yetiştirmeliyiz ki, birey olarak hem kendisine karşı hak ve görevlerini bilen hem de anne-babasına karşı görevlerini bilen; ailesine, topluma ve devletine karşı görevlerini bilen bireyler olarak yetiştirmemiz gerekir. Belki o zaman kadına yönelik ya da korumasız, himayesiz toplum kesimlerine yönelik şiddeti hafifletebiliriz diye düşünüyorum. Yani bu şiddetin kaynağının din ya da dini yorumlar olması mümkün değil. Bunun başka sebepleri vardır ona inmek lazım." dedi. (Ömer Adıgüzel-İLKHA)