İstanbul
AA muhabirinin Birleşmiş Milletler (BM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Zimbabve'de nüfusun yüzde 60’ının gıda güvenliği yok ve ekonomik krizin yol açtığı hiperenflasyon nedeniyle halk gıda ürünlerini almakta zorluk çekiyor.
Mevsimsel yağışların azlığı nedeniyle tarımsal ürün verimliliğinin düştüğü ve hayvanların telef olduğu kırsal kesimde 5,5 milyon kişi gıda güvenliğine sahip değilken, şehirlerde 2,2 milyon kişi yeterli su ve gıdaya ulaşamadığı gibi devam eden grevler nedeniyle sağlık hizmetlerinden de faydalanamıyor.
Bölgeye ziyareti sonrası ülkedeki durumu “korkunç” olarak nitelendiren BM raportörü Hilal Elver, yaşanan krizin “insan eliyle üretilen” bir gıda güvenliği sorunu olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Elektrik ve suyun belli saatlerde dönüşümlü olarak halka ulaştırıldığı 14 milyon nüfuslu ülkede, milli parklardaki yüzlerce canlı türü de tehlike altında.
Elektik ve su kesintileri artıyor
Ülkenin orta, kuzey ve güney kesimlerinde kriz büyürken, halk su ve gaz alabilmek için uzun kuyruklarda beklemek zorunda kalıyor.
Dört büyük şehir Harare, Masvingo, Bulawayo ve Gweru’da su kaynakları giderek azalıyor ve halk gece yarısı kalkarak su kuyruklarında bekliyor. En büyük ikinci şehir olan Bulawayo'da son olarak barajlardaki doluluk oranının yüzde 14 seviyelerine inmesi nedeniyle su kesinti haftada 4 güne çıkarıldı.
Ülkede enflasyondaki artış sonrası elektriğe ekim ayında yüzde 320 zam yapıldı.
Elektrik kesintileri ve artan fiyatlar nedeniyle yakacak ihtiyacını karşılamak isteyen halk çözümü ormanlardaki ağaçları kesmekte buluyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre, Zimbabve'de sadece 15,6 milyon hektarlık orman alanı kalırken uzmanlar, ülkedeki elektrik sorununun çözülmemesi durumunda Zimbabve'nin yakında çölleşebileceği uyarısını yapıyor.
Sağlık hizmetleri durdu
Enflasyon nedeniyle maaşlarına zam isteyen doktorların gittiği grev sonrası sağlık hizmetleri durma noktasına geldi. Şimdiye kadar greve giden yaklaşık 450 doktor işten atılırken, bu sayının önümüzdeki günlerde artacağı tahmin ediliyor.
Greve giden doktorlar geçen yıla oranla maaşlarının alım gücünün 15 kat azaldığını ve ihtiyaçlarını karşılamak için maaşlarında artış yapılması gerektiğini savunuyor. Maaşlarda beklenen artışı yapmayacağını açıklayan hükümet ise ayrılan doktorların yerine başkalarını almak için çalışma başlattı.
Vahşi yaşam tehlikede
Halkın çektiği sıkıntılara çözüm bulamayan hükümet, milli parklardaki zengin türlerin telef olmasını önlemek için de farklı çözüm yolları arıyor.
Hükümet özellikle fil nüfusuyla bilinen ülke susuzluktan ölen filleri korumak için birçoğunu ülkenin farklı bölgelerindeki milli parkalara taşıyacağını açıkladı. Plana göre, Save Vadisi Koruma Alanı'ndaki fil, impala ve bufalo gibi yüzlerce hayvan ülkenin diğer bölgelerindeki üç parka nakledilecek.
Hayvanların göllerde ve kuyular da su bulamadığı ve yiyeceğe erişemediği için halkın yaşadığı alanlara girmeye başladığı bildiriliyor. Kuraklık nedeniyle şimdiye kadar 200’den fazla fil hayatını kaybetti.
Hükümet yaptırımların kalkmasını istiyor
Hükümet, yaşanan krizi ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırımlarıyla ilişkilendirerek yaptırımların bir an önce kaldırılmasını talep ediyor. Hatta ülke ilginç bir uygulamaya imza atarak 25 Ekim’i “Yaptırım Karşıtı Gün” olarak ilan etti. Bu özel günde gösteriler yapan kamu çalışanları ayrıca bir gün de resmi tatil yapıyor.
ABD ve Avrupa Birliği ise yaptırımların sadece kişilere uygulandığını ve bunun ülkenin ekonomik durumunu doğrudan etkilemediğini savunuyor.
ABD’nin eski Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe döneminde yürürlüğe giren yaptırım listesinde Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa dahil 85 kişi ve 56 şirket var. AB’nin 2020'ye kadar uzatılan yaptırım listesinde de yine Zimbabve hükümetinden kişiler var.
2000’li yıllara kadar Afrika’ya ve hatta tüm dünyaya buğday, tütün ve mısır ihraç eden ülke, özellikle beyaz çiftçilerin toprağına el konulması sonrası tarımda büyük bir gerileme kaydetti. 2000 öncesinde tarım, Zimbabve'nin gayri safi milli hasılasının yüzde 9-15'ini oluştururken, ihracat gelirinin de yüzde 20-33'üne denk geliyordu.
Son yıllarda toparlanma içerisine giren tarım sektörü bu yıl kuraklığın etkisiyle yeniden zor bir döneme girdi.
Kaynak, AA