Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'nin en kapsamlı marka etkinliği olan Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları'nın açılışında konuştu.
Bakan Varank, ilk defa, Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının yüzde 1’i aştığını belirterek, “Toplam Ar-Ge harcamalarımız, 2017’ye göre yüzde 29 artarken, en fazla harcamayı da özel sektör yaptı.” dedi. Varank, özel sektörün giderek artan oranlarda Ar-Ge’ye ve inovasyona yönelmesinin, ülkemizi katma değerli üretim öncülüğünde büyüme hedefine yaklaştırdığını kaydetti.
Açılış töreni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ankara Valisi Vasip Şahin ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Dünyada ve Türkiye'de alanında marka olmuş yaklaşık 250 ismin üç gün boyunca 'marka' konuşacağı buluşmaların açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, etkinliğin marka bilinci oluşturmayı hedeflediğini belirterek, 3 günlük organizasyonun sonunda, ilham verici fikirlerle yeni markaların oluşma serüvenin başlayacağını kaydetti.
Bir ürünün pazarlama bileşenleri arasında en önemli unsurun marka olduğuna dikkati çeken Varank, "Bugün marka dediğimiz şey; kalite, güvenilirlik, farklılık gibi ürünün özelliklerini vurgulamanın yanında, başlı başına bir ekonomik değere de dönüşmüş durumda. Üreticiler, ürünlerinin gücünü müşterilerine hissettirebilmek için markalarını kullanıyor. Tüketicilerse, kullandıkları markalarla çoğu zaman duygusal bir bağ kuruyor, satın alma kararlarını buna göre şekillendiriyor." dedi.
Varank, seçilen markanın, diğer alternatiflere göre kalite garantisi sunduğuna işaret ederek, "Tercih ettiğimiz markayı alarak daha az risk üstlendiğimiz kanaati oluşuyor. Bir manada firmalarla biz tüketiciler arasında zımni bir anlaşma söz konusu. Üretici, markasıyla kendini piyasadaki taklitlere karşı yasal olarak korurken, aynı marka, bize satış garantisi ve bakım olanakları gibi konularda kolaylık sağlıyor." diye konuştu.
Kullanılan markada, her defasında aynı özelliğin, faydanın ve kalitenin bulacağının bilindiğini kaydeden Varank, "Dolayısıyla alışveriş kolaylaşıyor, ürünü kimin ürettiğini ve herhangi bir olumsuz durumda kime başvuracağımızı biliyoruz. Markanın sunduğu faydalar, elbette sadece üretici ve tüketiciyle ilgili değil. Küresel piyasalardaki güçlü markalar, ait oldukları ülkelere başta döviz akışı olmak üzere, çok çeşitli ekonomik faydalar getiriyor." ifadelerine yer verdi.
Artan döviz girişinin dış ticaret açığını azalttığına dikkati çeken Bakan Varank, "İhracattaki artış eğilimi, ilgili sektörde istihdamı artırıp iç talebi besliyor. Hem iç hem de dış talepteki artış, ekonomik büyümeyi sürüklüyor. Ürettiğiniz markaların küresel piyasalarda tercih edilmesi, kalite ve güvenilirliğin ön plana çıkarılması, ülke imajınızın gelişmesine de katkıda bulunuyor." dedi.
Ar-Ge ve Tasarım
Varank, markalaşmaya giden yolda iki unsurun temel belirleyici olduğunu belirterek, "Ürünün Ar-Ge’si ve tasarımı. Fiyat, kalite ve performans açısından benzer ürünlerin olduğu bir piyasada, özgün kimlik oluşturmanın anahtarı tasarımdan geçiyor. Dünya'nın neredeyse tüm ülkelerinde satılan başarılı küresel markalara baktığımızda kendi tasarımlarıyla markalaştıklarını ve pazarda söz sahibi olduklarını görüyoruz." şeklinde konuştu.
2018 yılı Ar-Ge istatistikleri
Varank, TÜİK tarafından 2018 yılı Ar-Ge istatistiklerinin açıklandığını kaydederek, ilk defa, Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının yüzde 1’i aştığını, toplam Ar-Ge harcamalarının, 2017’ye göre yüzde 29 artarken, en fazla harcamayı da özel sektörün yaptığını ifade etti.
Ar-Ge Harcamaları
Toplam Ar-Ge harcamalarının neredeyse üçte birini Ankara'nın tek başına üstlendiğini anlatan Varank, "Türkiye’de teknoloji tabanlı işlerde ciddi bir sıçrama yapacağız, Ankara da bu sıçramanın en önemli merkezlerinden olacak. Ben buna eminim." dedi.
Bakan Varank, marka başvurularında 2011 yılından bu yana istisnasız her yıl Avrupa’da birinci sırada olunduğuna dikkati çekerek, "Son 17 yılda ülkemiz orijinli uluslararası marka başvuruları da yaklaşık üç buçuk kat arttı. Toplam yerli sınai mülkiyet verilerinde dünyada 11’inci sıradayız. Markaların piyasa değerinin doğru ve güvenilir bir şekilde tespit edilmesi için geçen sene Sınai Mülkiyet Değerleme Şirketi (TÜRKSMD)’yi kurduk. Şirket, patent, marka ve tasarımların değerlemelerinin yapılması; bu varlıkların ticarileştirilmesi ve sanayiye daha etkin bir şekilde kazandırılmasına imkân sağlayacak." ifadelerine yer verdi.
Piyasa gözetimi ve denetimi
Piyasa gözetimi ve denetimi mekanizmasının haksız rekabetin önüne geçerek markalaşmaya katkı sağladığını belirten Varank, yılın ilk on ayında 59 bin 873 ürünün denetlendiğini, 17 bin 189 ürün için teknik mevzuata uygunsuzluktan cezasının kesildiğini kaydetti. 573 ürünün güvensizlik şüphesiyle teste gönderildiğini söyleyen Varank, 141 ürün hakkında toplatma kararı alındığını ifade etti. (İLKHA)