Şanlıurfa'da düzenlenen "3. Ulusal Şanlıurfa Kitap Fuarı"na katılmak üzere Şanlıurfa'ya gelen Araştırmacı Yazar Abdurrahman Dilipak, Şanlıurfa İHH Temsilciliği'nde düzenlenen "Gençliğin İnşası" konulu seminere konuşmacı olarak katıldı.
Müslümanların adalet, barış ve hürriyetin teminatı olması gerektiğini belirten Dilipak, adalet ve barışın olmadığı yerde hürriyetin güvencesinin olmayacağını ifade etti.
Seminer, Mikail Nakışlı tarafından okunan Kur'an'ı Kerim ile başladı.
Selamlama konuşması için kürsüye davet edilen İHH Şanlıurfa Temsilcisi Behçet Atila, "Gençliğin inşası seminerlerini 3 yıldır yapıyoruz. Malumunuz İslam coğrafyasının değişik yerlerinden Filistin'den Somali'ye, Sudan'dan Güney Afrika'ya kadar çok farklı ülkelerden hocalarımızı burada misafir edip, gençlerimizle buluşturmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Araştırmacı Yazar Dilipak, konuşmasında Müslümanların sahip olması gereken özelliklere vurgu yaptı.
Dilipak, "Biz Allah'ın kulu Resul'ün ümmetiyiz. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberin ümmetiyiz. Bu anlamda yeryüzünden hesaba çekileceğiz. Sadece Müslümanlardan, kendi ülkemizden, hayvan ve bitkilerden değil; havadan, sudan ve topraktan da hesaba çekileceğiz. Biz yeryüzünde Allah'ın rızasının tecellisinin vesilesi olacağız. Hazreti Ömer bunu şöyle açıklar: 'Kenar-ı Dicle'de, bir kurt aşırsa koyunu, gelir de Adl-i İlahi sorar Ömer'den onu.' Yıkık bir köprüden geçerken ayağı sürçen topal keçinin sorumluluğu da Hazreti Ömer'e aittir. Biz yeryüzünde Hakk'ın ve halkın gören güzü, işiten kulağı, tutan eli ve haykıran sesi olacağız. Müslümanlar, dünyada olup biten şeyleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir." şeklinde konuştu.
"İnsan insanla barışık değilse fıtrat ve tabiatla da barışık olmaz"
Müslümanlar güvenilir ve emin olması gerektiğinin altını çizin Dilipak, şu ifadeleri kullandı:
"İşi ehline vereceğiz. Ehliyet ve liyakat imandan önce gelecek. Bütün insanlar bizim kendilerine karşı davranışlarımızda; mal, can, namus, akıl, inanç ve nesil konusunda bizden emin olacak. Biz 'el emin' olacağız. Biz bütün insanlığın bu dünyada adalet, barış ve hürriyet içerisinde yaşamasının teminatı olacağız. Bunun da karşılığını Allah'tan bekliyor olarak yapacağız. Adalet yoksa barış teslimiyettir. Adalet ve barış yoksa hiçbir hürriyetin güvencesi yoktur. Barış yani selam aynı zamanda Allah'ın adıdır. İslam 's-l-m' kökünden barışa giden yoldur. Barışın birinci şartı; insanın aklı ile imanını ve vicdanını barıştırmasıdır. Eğer aklınızla, vicdanınız ve imanınız barış halinde değilse insan insanla barışık olmaz. İnsan, insanla barışık değilse fıtrat ve tabiatla da barışık olmaz. Hayvanları öldürür, ekinleri talan eder. Yeryüzünü fesada verir. İnsan, akıl ve vicdanı ile barıştırırsa insanla da barışır. İnsan, tabiat ve fıtratla barışır. Bu üç barış insanı Allah ile barışa götürür. Eğer barış halinde değilse Allah ile savaştadır." (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)