Dünya Silahlı Çetelerin Kontrolüne Girdi

Dünya karışık. Dünya ekonomisi büyük bir kriz eşiğinde. Hayat pahalılaştı. Dünya büyük değişikliklere gebe. BM fonksiyonunu yitirdi. Uluslararası Hukuk’u tanıyan kalmadı. Dünkü çete liderleri devletleri yönetir hale geldi.

Ekleme: 26.11.2019 09:08:12 / Güncelleme: 26.11.2019 09:08:12 / Analiz
Destek için 

Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz

Bildiğimiz ideolojik savaşlar bitmiş, çete savaşları başlamış. Sovyetler Birliğini yıkanlar yeni düşman olarak İslam dünyasını belirlemişlerdi. İslam dünyasını da bin parçaya bölmeyi başaranlar yaptığı fitnenin içinden çıkamayınca işi çetelere bıraktı. Medeniyet savaşları silahlı çete savaşlarına dönüştü. Hala bir ideoloji üzerinde siyaset yapmayı düşünenler artık başarılı olamayacağının farkındalar. Yıllarca Emperyalistlere karşı mücadele yürüten İslami hareketler de pek başarı elde edemedi. Filistin buna örnek olarak yeter. İslam ümmeti de dünya serveti için mücadele eder hale geldi.  Sağlam bir analiz yaptığımızda Batı’nın ya da Doğu’nun elde ettiği ciddi bir başarı göstermek mümkün değildir. Fitne içinde boğulmuş ne yapacaklarını bilemeyen iktidarlar yeni stratejiler üretmeye çalışırken dünyayı saran karma karışık bir fitnenin içinde kendilerini kaybetmişlerdir. Kendi nesillerine kin, nefret, savaşlar dışında bir şey bırakmıyorlar.

Ortadoğu karışık, Afrika sefalet içinde, Batı ise ahlakını kaybetmiş durumda. Sorumlusu kim, kim karıştırıyor sorusuna cevap bulmak bile imkansız hale geldi. Çünkü, tüm devletler bir şekilde bu dünya fitnesinin içine dahil edilmiş. ABD bir silahlı çete haline gelmiş. Rusya ondan geri kalmamak için uğraşıyor. Devletler kendi aralarında imzalanan anlaşmalara bile uymuyor. Bir devlet başkanı bugün dediğini yarın kabul etmiyor. Devlet başkanları ise taraftar toplamak için zulmü onaylıyor. Uluslararası hukuku, BM’lerin kararları hiçe sayılıyor.

Ortadoğu ABD’nin getirdiği demokrasiden kendilerini koruyabilmek için ABD’ye haraç veriyor. Yani, bir silahlı çete lideri diğer çete liderlerinden haraç topluyor. Sadece Ortadoğu’da değil, kendi ülkelerinde bile kendi vatandaşlarını sözde ‘uluslararası terörden’ koruyabilmek için vergiler adı altında haraç topluyorlar. Ademoğlu ne zaman uyanacak merak etmemek mümkün değildir. Terör örgütlerinin elindeki silahlar genelde ABD’ye veya Rusya’ya ait. Bu silahları üreten ve satanlar yine ABD ve Rusya. Önce örgütlere silah satarlar ve sonra onlara karşı savaş başlatırlar. Ortadoğu’da ya da Afrika’da bir çölde kendi aralarında bile çatışan örgütler ellerinde en modern silahlar, uzay teknolojileri ve nükleer silahlar olan ABD’yi ve Rusya’yı tehdit ediyor! ABD ve Rusya da kendi aralarında haraç alınan bölgeler için savaşıyor. Eski bir çete lideri Rusya’nın Devlet Başkanlığını ele geçirmiş senelerce koltuğu bırakmıyor. Ben olmazsam ABD Rusya’yı bölecek diyor. ABD ise ben olmazsam Rusya dünyayı ele geçirecek, AB dağılacak diyor!

Türkiye kendi mücadelesini yürütüyor. Şimdi, İran da karışıyor. Her iktidarın öne sürdüğü o devleti ele geçirmek isteyen ve bölmek isteyen biri var. Yıllarca tehdit, şantaj ile devam eden bu kurnaz oyun medeniyetleri yıkıyor, milyonlarca insanı katlediyor, büyük savaşlar çıkarıyor. Dünyada fitne gitgide büyüyor, hayat pahalılaşıyor. Savaşlar çoğalıyor, devletler yeni silahlar üretiyor, insanlar ahlaksızlaşıyor. İnsani değerler azalıyor, akrabalık bağları kopuyor, adalet kayboluyor, dindarlar azalıyor, ekonomiler çöküyor, bereket yok oluyor, fuhuş çoğalıyor, eğlenceler çoğalıyor, haya yok oluyor. İnsanlık yavaş yavaş bitiyor, dünya kirleniyor, afetler çoğalıyor, barış bir hayal oluyor. Silahlı çeteler dünyayı ele geçirmiş dünyaya hükmediyor. Kazanan ne Batıdır ne de Doğudur. Galiba İblis galip gelmiş, Ademoğlu mağlup olmuş. Şu ayeti bir hatırlayalım: (İblis)Dedi ki: "Madem öyle, (Hz. Adem’e secde etmek gibi nefsime ağır gelen bir imtihana tâbi tutmakla)beni azdırmana karşılık; ben de onları (Ademoğullarını)saptırmak için Senin (İslamiyet ve)istikamet yolunun üzerinde oturup tuzak kuracağım. (Her dönemdeki en haklı ve hayırlı davanın ortasında pusu kurup duracağım).  (A’râf Suresi 7/16).