İmamoğlu'nun medyatik çıkışları ne anlama geliyor?

Yerel seçimlerden önce İmamoğlu için “Bu adam bir Projedir!” söylemleri oldukça fazla dile getirilmiş, o da cevaben “Evet ben bir projeyim, ama Cumhuriyet projesi!” demişti.

Ekleme: 20.11.2019 14:12:04 / Güncelleme: 20.11.2019 17:32:24 / Güncel
Destek için 

FARUK KUZU- HABER ANALİZ

İyi yönetilmiş bir PR (Halkla İlişkiler) çalışması neticesinde İmamoğlu, her kesime güçlü mesajlar vererek seçimleri kazanmıştı. Seçim geçti lakin İmamoğlu ile ilgili iddialar unutulmadı. Tam aksine bu iddialar daha da katmerleşti.

Bu iddialara destek verecek bir olay da İmamoğlu’nun kıta Avrupa’sı ve özellikle İngiltere seyahati sırasında gerçekleşti. İmamoğlu İngiltere gezisi sırasında ünlü CHATHAM HOUSE’de bazı yetkililerle görüştü. Her ne kadar “Çeşitli yatırımlar için finans arayışında olduğunu” söylese de, bu kurumun gizemli geçmişi ve İngiliz siyasetindeki yeri dikkate alındığında akıllardaki sorulara doyurucu cevaplar veremediğini söyleyebiliriz.

Chatham House ile ilgili kısa bir bilgilendirme yapmakta fayda var, böylece bu ziyaretin ne denli önemli olduğunu anlamış oluruz.

“Kökleri 1900'lere dayanan Chatham House (İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü), Osmanlı Devleti'nin yıkıldığı, Anadolu'nun esir alınmak istendiği Sevr Antlaşması’nın mimarı olarak biliniyor. Kuruluşun ilk yöneticileri arasında İngiliz Propaganda Bakanlığı’ndan Robert Cecil ve siyasi-istihbarat bölümünden Ortadoğu uzmanı ve Ermeni soykırım iftiralarına dayanak yapılan Mavi Kitap’ın editörü Arnold J. Toynbee de yer alıyor. İngiliz istihbaratına yakınlığıyla bilinen, dünyayı şekillendirme iddiasındaki Chatham House, emperyalist projelerin görüşüldüğü yer olarak nam saldı. Chatham House, ABD’deki Council of Foreign Relations (Dış İlişkiler Konseyi-CFR)'nin bir versiyonu olarak biliniyor.

Chatham House'un kurumsal ortaklarından biri de Koç Holding. İki kuruluş "Chatham House-Koç Holding Yuvarlak Masa Toplantısı"nın üçüncüsünü Ekim 2019'da İngiltere'de gerçekleştirdi. Toplantının gündemini “Avrupa Birliği, Çin, ABD ve çok taraflılık” oluşturdu.

Bunca girift ilişkileri ve küresel hedefleri olan bir kuruluşa yapılan ziyaret için kamuoyundan farklı yorumlar da yapıldı. Bu yorumlardan birkaçına kısaca değinmekte fayda var:

-İmamoğlu buraya giderek hem küresel sermayeye hem de İngiliz kraliyet ailesine kendini ispatlamaya çalışıyor.

- Daha önce Abdullah Gül’e ödül vermiş olan bu kuruluşa “Benden başka birine ihtiyacınız yok” mesajı vererek gelecek için hazırlık yapmaya çalışıyor.

-Sermaye sahiplerinden İstanbul’a yatırım konusunda yardım isteyerek iç kamuoyunda elini güçlendirmeye çalışıyor.

-Bir yanda “Cumhuriyet Kadını ve erkeği!” imajlarıyla ailece pozlar veriyor bir yandan camide mevlid okutuyor, bir yandan da “Cem evleri ibadethanedir!” diye fetva verip belli bir kesimin desteğini sağlama alıyor… Bundan büyük kamuoyu çalışması mı olur? Türkiye siyasetinin alışık olmadığı bir performans gösteriyor!

-“Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek üç isim” başlıklı bir analizde sırayla “İmamoğlu, Babacan ve Demirtaş’ın” isimleri vurgulanıyordu. İlginçtir bu analiz de bir İngiliz araştırma şirketiNE ait idi! Acaba bu tespit miydi, yoksa Türkiye ile ilgili bir gelecek projeksiyonu mu? İleride daha da net göreceğiz.