"Allah katında değerli olmanın ölçüsü takvadır"

Kadın ve erkek için Allah katında değerli olmanın yegâne ölçüsünün takva olduğunu belirten Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, "Ama bugünkü yanlış anlayış, birini öne çıkartma anlayışıdır." dedi.

Ekleme: 12.11.2019 15:45:05 / Güncelleme: 12.11.2019 16:23:18 / İlim & İrfan / Gaziantep Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Diyanet İşleri Başkanlığının Mevlid-i Nebi Haftası teması olan "Hazreti Peygamber ve Aile" konusu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, aile konusunda Müslümanların yeniden kendi değerlerine dönmesi, Kur'an ve sünnete göre hareket etmesi gerektiğini söyledi.

İslam'ın aile kurumuna büyük bir önem verdiğini belirten Çelik, İslam'ın ailenin sağlıklı olması, sağlam temeller üzerine kurulabilmesi için birçok emir ve tavsiyelerde bulunduğunu, ailenin toplumun temel taşı olduğunu, canlı tutulması ve sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

İslam'ın, insanın temel haklarını dokunulmaz kıldığını ve bu konuda da hiçbir şekilde bir cinsiyet farkı gözetmediğini belirten Çelik, kadın ve erkek arasında yaratılış gayesi açısından bir farkın olmadığını ve İslam'da kadının da erkeğin de aziz ve çok değerli olduğunu söyledi.

Bütün milletlerde ailenin önemli olduğunu belirten Çelik, "Bu topraklarda gerçekten aileye geçmişte çok güzel örnekler verilmiştir. Ama zaman zaman ailedeki dini düsturlara; davranışlar, gelenekler ve töresel şeyleri karıştırmışız. Bunların tekrar aile kutsiyetine dönüşmesi gerekiyor. İslam ailede erkeği alarak şefkat abidesi yapmıştır. Kadınının da ayaklarının altına cenneti sermiştir. Kadın anne olmuştur, erkek baba olmuştur. Nene ve dede olmuştur, evin en başköşesine de oturtmuştur, hürmete layık görmüştür. Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk, 'Allah'a (Celle Celaluhu) tanzim ve hürmetten sonra hürmet ve itaat edilmesi gereken en önemli kişileri anne ve baba olarak belirlemiştir. Onların hizmetinde bulunmayı da bir Müslüman için en büyük sevap kaynağı kılmıştır. Peygamber Efendimize 'En büyük ibadet nedir?' diye sorulduğunda 'İmandan sonra anne ve babaya itaattir.' cevabını vermiştir. Bundan dolayı İslam, bir insanı aile içerisinde en büyük yüksek mertebeye koymuştur." dedi.

"Bugünkü yanlış anlayış birini öne çıkartma anlayışıdır"

"Bizim dinimizde nikâhın, aile olmanın, tarafların birbirini emri, itaati ve esareti altına alması değildir." diyen Çelik, "Aile müessesesi karşılıklı sorumluluklarla kuruluyor. Erkeğin ve kadının kendine göre ayrı sorumlulukları vardır. İnsanı yaşatalım ki aile yaşasın. İnsan kim? Kadın ve erkek de insandır. Bundan dolayı Kur'an-ı Kerim'de Allah, 'Size sizin içinizden eşler göndermiştir.' buyuruyor. Aile olduktan sonra kadın artık normal bir kadın değildir. Kadın artık eştir. Bundan dolayı Kur'an-ı Kerim'de erkeğe 'zevc' kadına da 'zevce' denilir. Erkek ve kadının bütünleşmesi ile aile oluyor. Ailede üstünlük, sorumluluğu bilmektedir. Zaten insanların üstünlüğü konusunda Rabbimiz, 'Sizin Allah katında en değerli olanınız, sorumluluğunu en iyi bilerek Allah'tan  en iyi korkanınızdır.' buyuruyor. Yani o saygınlığı koruyanınızdır. Aile olmak eşlerin birbirine saygılı olmaları işidir. Eşlerin birbirlerini tamamlama sorumluluğudur. Ama bugünkü yanlış anlayış birini öne çıkartma anlayışıdır." ifadelerini kullandı.

 

"Aileyi cennet yapacak değer saygı ve sevgidir"

Ailede üstünlüğün kadın veya erkeğin üstünlüğünde olmadığını, karşılıklı sorumluluklarda olduğuna işaret eden Çelik, "Eğer baba sorumluluğunu yapmıyorsa elinden babalık hak ve hukuku alınabiliyor. Anne sorumluluğunu yapmıyorsa anne sorumluluğa davet ediliyor. Bundan dolayı da burada mutlak bir üstünlük yerine, üstünlük karşılıklı sorumluluklardadır, karşılıklı vazifelerdedir. Bundan dolayı aileyi ıslah edeceksek, bu şekilde ıslah etmemiz lazım. Bu topraklarda da bunun çok güzel örneği verilmiştir. Peygamber Efendimiz de aileyi 'cennet' olarak nitelendiriyor. Yani 'ailenizi cennet biliniz' diyor. Aileyi cennet yapacak değer saygıdır, sevgidir, istişaredir, fedakârlıktır, merhamettir. Bundan dolayı bu yıl Hazreti Peygamber ve aile konusunu işlerken; karşılıklı sevgi, istişare, merhamet ve aile fertlerinin her birinin yerine kendini koyma ön plana çıkacak. Erkek kendini hanımının yerine, hanımı kendini kocasının yerine koyacak. Bugün mutluluk ne kadar bir erkeğin hakkı ise eşinin de o kadar hakkı vardır. Kadın için mutluluk ne kadar hakkı ise erkek içinde mutluluk o kadar hakkıdır. Bu konuda empati yaparak işlenmeye çalışılacak." şeklinde konuştu.

"Bize yapılan saldırılar aile üzerinden yapılıyorsa ailemizi güçlendirmeliyiz"

Aile konusunda Müslümanların yeniden kendi değerlerine dönmesi, Kur'an ve sünnete göre hareket etmesi gerektiğini belirten Çelik, şunları söyledi:

Aile kumaşımızda meydan gelen yırtıklar, örselenmeler ve yıpranmalar bu şekilde tamir edilecektir. Biz, yeniden Allah'ın emri, Peygamberin kavli ile yaptığımız bu evliliği acaba Hazreti Peygamberin aile hayatına benzeterek ne kadar götürebiliyoruz? Eksikliklerimiz veya yanlışlarımız nedir? Bunları değerlendireceğiz. Bir de çok basit bir akıl yürüteceğiz. Düşman nereye saldırıyorsa orayı güçlendireceğiz. Eğer bugün başımızda dönen karabulutlar, bize yapılan saldırılar aile üzerinden yapılıyorsa ailemizi güçlendirmeye çalışacağız. Demek ki bunlar gediği buradan açmaya çalışıyorlar. Buradan gedik açtırmayacağız. İnsanız… elbette hatalarımız, yanlışlarımız, gafletlerimiz var. Ama hiçbir yanlış, hata ve gaflet bir aile kurumunun dağılmasına, arkada gözü yaşlı çocuklar ve eşler bırakılmasına neden ve bahane olamaz. Bunları bir tarafa bırakarak kendi öz değerlerimize dönmeliyiz.

"Yeniden kendi değerlerimize dönmemiz lazım"

İslam'da kadının da erkeğinde aziz ve çok değerli olduğunun altını çizen Çelik, "Bizim aile anlayışımızda erkek hanımını azize, kadın da erkeğini aziz görmüştür. Bugün maalesef bizim en büyük sıkıntımız enaniyettir. Onun için ben duygusu bize dönüşmelidir, haklılık duygusu nezakete dönüşmelidir. Allah Kur'an-ı Kerim'de 'Her şeye rağmen aranızda erdemi unutmayın.' diyor. Bugün erdem ve fazilet dediğimiz özellikleri yeniden ailemize getirmeye çalışacağız. Bütün bu değerler zaten bizde ve medeniyetimizde var. Biz, bin yıldan beri bu topraklarda yaşıyoruz ve dünyaya medeniyet armağan eden ender bir milletiz. Bu medeniyeti biz ne ile armağan ettik? Örnek anneler, babalar ve örnek ailelerde yetişmiş üreten ve çalışan çocuklarla, gençlerle bu medeniyeti kurduk. Bundan dolayı bizim yeniden kendi değerlerimize dönmemiz lazım ve döneceğiz." şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)

  ]]>

Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar