Sudan Halk Savunma Kuvvetleri milisleri, Sudan yönetiminin Ömer el-Beşir’i Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) teslim etmesi durumunda Hartum yönetimini, ülkenin her tarafında büyük olaylar çıkarmakla tehdit etti. Milisler ayrıca, ordu komutanlarına, “liderlerini korumaları” ve UCM’ye teslim edilmesini önlemeleri çağrısında bulundu.
Ömer el-Beşir’in Sudan’da demokrasiyi devirerek iktidarı ele geçirdiği Kurtuluş Devrimi rejimi, Halk Savunma Kuvvetleri ismini verdiği ideolojik bir milis grubu kurdu ve bu grubu Güney Sudan'daki silahlı hareketlerle olan savaşlarda, Darfur'da, Güney Kordofan’da ve Mavi Nil’de ordunun destek gücü olarak kullandı. Fakat bu grup daha sonra rejimi savunan ve rejimin İslami ideolojisini ordu içerisinde yaymaya çalışan bir güç haline geldi.
Halk Savunma Kuvvetleri imzasıyla yapılan açıklamada, el-Beşir’in Sudan yargısı tarafından suçlu bulunması halinde mahkeme sürecine hiçbir şekilde dâhil olmayacaklarını belirten milisler, kendilerine ‘ordunun şerefli üyeleri diyen kimseler’ olarak nitelendirdikleri ordu komutanlarına hitaben, “Beşir’in UCM’ye teslimi durumunda tarih, sizin komutanınızı koruyamadığınızı yazacak” dedi.
11 Nisan’da ordunun da halkın yanında yer almasıyla birlikte Halk Savunma Kuvvetleri’nin dağıtılması yönündeki talepler arttı. Fakat Askeri Geçiş Konseyi adı altında iktidarı eline alan generaller, bu hususta net bir karar veremedi. Ordu Sözcüsü Tuğgeneral Amir Muhammed el-Hasan, daha önce yaptığı bir açıklamada, kendilerini mücahitler olarak nitelendiren grubun incelenmesi için bir komite kurulduğunu belirterek, “Gerçekleri açığa kavuşturmak ve karışıklığı önlemek için Halk Savunma Kuvvetleri’nin silahlı kuvvetler içinde gönüllü olarak çalıştıklarını belirtmek zorundayız. Onların eylemleri seferberlik durumunda devreye girer ve bir süre sonra biter” ifadelerini kullanmıştı.
Halk Savunma milisleri tarafından yapılan açıklamada, el-Beşir’in UCM’ye teslim edilmesini talep edenlere yönelik sert eleştiriler yapıldı ve bu kişilerin yargılamalarda sahte dosyalar, yanıltıcı senaryolar ve yalancı şahitlere başvurdukları iddia edildi.
Devrime önderlik eden ve askerlerle iktidarı paylaşan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), Beşir’in UCM’ye teslim edilmesini talep ediyor. Öte yandan UCM ise Beşir’in Sudan cezaevlerinde bulunmasının bir tehlike kaynağı olduğunu gerekçe göstererek, Beşir’in kendilerine teslim edilmesi talebini yineledi.
ÖDBG, el-Beşir'in ülkede aklanması durumunda Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim edilebileceği açıklamasında bulundu. Independent Arabia’nın haberine göre önde gelen siyasi liderlerden olan Sadık el-Mehdi, Beşir’in uluslararası mahkemeye teslimi için bir mekanizma oluşturulmasını talep etti ve onun teslim edilmesine engel olan yasanın ‘kendisini korumak isteyen’ devrik rejim tarafından konulduğunu söyledi.
Başbakan Abdullah Hamduk, geçtiğimiz hafta Darfur’un kuzeyindeki mülteci kamplarını ziyareti sırasında, mağdurların taleplerini karşılayacağına dair söz verdi. Hamduk bu sözü, Darfur savaşında kurban veren ve el-Beşir’in UCM’ye teslim edilmesini isteyen mültecilerin taleplerini dinlediği sırada verdi.
Buna karşılık Sudan Halk Kurtuluş Ordusu lideri Abdulvahid Muhammed Nur ise Beşir’in Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim edilmesi taahhüdünü memnuniyetle karşıladı ve bu hususta somut adımlar atılması çağrısında bulundu. Beşir’in UCM’ye teslimi için bir zaman çizelgesinin belirlenmesi gerektiğini ifade eden Nur, “Bu adımın atılacağına dair niyeti dile getirmek, başlı başına bir gerçekliği temsil etmiyor” ifadesini kullandı.
Başsavcı Tac es-Sir el-Habr ise geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, teslim konusunun siyasi ve toplumsal yasalara tabi olduğunu belirterek, bu husustaki fikrin henüz olgunlaşmadığını söyledi. Buna karşılık Egemenlik Konseyi'nin bir üyesi olan Sadık Tavır, eski rejimin sembol isimlerinin UCM’ye teslimi öncesinde bu kişilerin Sudan yargısı önüne çıkarılacaklarını söyledi.
UCM, el-Beşir’e, 2009 ve 2010 yılları arasında ‘savaş suçu işlemek, insanlığa karşı suç işlemek ve etnik temizlik yapmak’ gibi suçlamalarda bulundu ve mahkemeye teslimini talep etti. Fakat Beşir iktidarını korudu ve delil yetersizliği dolayısıyla affedilen Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta gibi UCM önüne çıkmayı reddetti.
Darfur şehirleri 2003'ten bu yana hükümet ve hükümet yanlısı güçler ile marjinalleşmenin son bulmasını talep eden silahlı hareketler arasında meydana gelen bir savaşa sahne oldu. BM raporlarına göre, bu savaşta 300 bin kişi öldü, 2,5 milyondan fazla kişi yerinden edildi. Yerinden edilenlerin bir kısmı mülteci kamplarında bir kısmı da başka ülkelere sığınmış halde yaşamlarına devam ediyor.
Beşir'in ‘yolsuzluk, yasa dışı mal edinmek ve döviz bulundurmak’ gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldığı ve hakkında 10 yıldan fazla hapis cezasının istendiği mahkeme ise devam ediyor.