İşgal devleti Başbakanı Netanyahu’nun Ulusal Güvenlik Müsteşarı Yardımcısı Reuven Azar, işgal edilen Filistin topraklarına yerleşim yeri yapılmasına ilişkin, "Yahudi halkının israil topraklarına dönüşü ilahi vaadin gerçekleşmesidir." dedi.
Siyonist israil’in Haaretz gazetesine göre Azar, Batı Kudüs’te düzenlenen “Hristiyan Basın” zirvesinde yaptığı konuşmada, işgalci işgali altındaki Filistin topraklarına Yahudi yerleşim birimleri inşa edilmesinin "barışa giden olumlu bir adım" olduğunu ileri sürdü.
İşgal altındaki Batı Şeria için Tevrat kaynaklı “Yahuda ve Samara” adını kullanan Azar, “Yahudi halkının israil topraklarına dönüşü ilahi vaadin gerçekleşmesidir. Yahudilerin Yahuda ve Samara’ya dönüşü azap değil bilakis tüm bölge halkı için bir nimettir.” iddiasında bulundu.
Azar, Yahudi yerleşim birimlerinin boşaltılmasının "yıkım ve kaosa çağrı" olduğunu savunarak, “Yahuda ve Samara ile Kudüs’teki varlığımız beraberinde istikrarı getiriyor. Çünkü biz suçlularla mücadelemizle güvenliği sağlıyoruz.” ifadesini kullandı.
Rakamlarla Yahudi yerleşimciliği
Filistin resmi verilerine göre, işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te 150 Yahudi yerleşim birimi ve işgalciler tarafından da "illegal" kabul edilen 116 küçük yerleşim biriminde 653 bin 621 Yahudi yerleşimci yaşıyor. Yerleşim yerlerinin yüzde 47'si Kudüs çevresinde bulunuyor.
Yahudi yerleşim birimleri Batı Şeria topraklarının yüzde 10'unu işgal ediyor. İşgalciler bunun yanı sıra Batı Şeria topraklarının yüzde 18'ini askeri gerekçelerle işgal ederken, yüzde 12'sini Ayrım Duvarı'yla bölüyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Aralık 2016'da aldığı 2334 sayılı kararla, Siyonist israil'in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep etmişti.
Tüm Yahudi yerleşim yerlerini yasa dışı kabul eden uluslararası toplum, bu uygulamayı ayrıca iki devletli çözümün önündeki en büyük engellerden biri olarak değerlendiriyor.
siyonist İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, işgalcilerin "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.