Son yüzyılda tsunamiler yaklaşık 260 bin can aldı

Büyük depremlerin ardından oluşan ölümcül tabiat olayı tsunamiler, son 100 yılda 250 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu.

Ekleme: 04.11.2019 12:02:40 / Güncelleme: 04.11.2019 12:02:40 / Dünya
Destek için 

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Aralık 2015'te 5 Kasım'ı "Dünya Tsunami Farkındalık Günü" olarak kabul etti.

AA muhabiri, geçmişten bugüne tsunamiler, oluşma sebepleri, insan hayatına etkisi, tehlikeleriyle Türkiye'deki risklerini derledi.

BM verilerine göre, son 100 yılda 58 tsunami 260 bine yakın insanın canına kastetti.

Diğer doğa olaylarının arasında can ve mal kaybı olarak en üst sırada yer alan tsunami, nadir meydana gelse de öncesinde yaşanan depremle halen doğal afetlerin en ölümcülü olarak biliniyor.

Tsu-nami
Tsunamilerin dünya üzerinde en çok anıldığı ülkelerden biri olan Doğu Asya'daki ada ülkesi Japonya.

"Liman" anlamında "tsu" ile "dalga" anlamında "nami" heceleriyle Japonca "tsu-nami" kelimesi literatürde kullanılıyor.

Seri ve dev dalgalar olarak insan hafızasına kazınan tsunamiler, genellikle okyanuslarda meydana gelen depremlerle bağlantılı.

Deprem sonrası su kütlesinin yer değiştirerek okyanus yüzeyinde dik hareketiyle oluşan tsunamiler, volkanik patlama, deniz altı heyelanı, kıyı kayalıklarının düşmesiyle de meydana gelebiliyor.

Su duvarlarını andıran tsunamiler, yüzlerce kilometre hızla denizin kara kıyılarını döverek saatlerce tehlike oluşturabiliyor.

Alçak ilk dalganın, henüz kıyıda hafif seller oluşturarak denize doğru çekilmesinin ardından deniz tabanının görünmesiyle önce büyük tehlikenin farkına varılmıyor. Ancak tabandan şiddetlenerek oluşan, daha yüksek sonraki dalgaların kıyıdan taşınan enkazla birleşip defalarca sahil şeridini vurması, ağır hasar ve zayiatlara sebep oluyor.

En yıkıcı tsunamiler
Aralık 2004'te Endonezya'da Sumatra kıyılarının 30 kilometre derinliğinde 9,1 büyüklüğünde meydana gelen deprem, uzunluğu bin 300 kilometreye ve yüksekliği 50 metreye ulaşan tsunamiye sebep oldu.

Meubolah semtinin 5 kilometre içlerine kadar ilerleyen dalgaların 14 ülkede 230 bin insanın ölümüne ve 10 milyar dolarlık hasara sebep olduğu rapor edildi.

Mart 2011'de Pasifik Okyanusu'nun 29 kilometre derinliğinde ve 9 büyüklüğünde meydana gelen deprem, Doğu Japonya kıyılarında 10 metre yüksekliğindeki tsunamiyi harekete geçirdi.

Saatte 800 kilometre hızla yaklaşan dev dalga duvarları Toohoku'da 16 binden fazla insanın canına mal olurken, 450 binden fazla insanın da sığınaklara kaçmasına sebep oldu.

Şiddetli sarsıntı, Fukuşima Daiçi nükleer santralinin radyoaktif buhar sızdırmasını engelleyemedi. Toplam hasarın 300 milyar dolara yaklaştığı da tahmin ediliyor.

19. yüzyıl öncesi
1896'da Japonya'nın Sanriku kıyılarındaki 7,6'lık deprem ve sonrasındaki 38 metrelik tsunami, 22 bin insanın hayatına mal oldu.

1883'te Endonezya'nın Krakatau volkanının patlamasıyla oluşan 37 metrelik tsunamide, toplam 40 bin insan hayatını kaybetti.

1868'de Şili'nin kuzeyinde 8,5'lik deprem sonrası birkaç gün süren 21 metrelik tsunamide, 25 bin insan öldü.

Kayıtlar 1771, 1707, 1586 ve 1498'de Japonya'da ve 1755'te Portekiz'de on binlerce insanın canına mal olan tsunamilerin meydana geldiğini gösteriyor.

Güneybatı Anadolu
Türkiye'de tsunami tehlikesinin en fazla olduğu bölgeyi Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy güneybatı Anadolu olarak belirtiyor.

Geçen yıl katıldığı Kızılay'ın düzenlediği "Afet Riskleri" toplantısında konuşan Ersoy, Türkiye kıyılarında son 3 bin yılda 125'e yakın tsunaminin meydana geldiğini söylemişti.

Ersoy, bunlardan 25'ten fazlasının Marmara Denizi'nde olduğunu kaydederek, "Güneybatı Anadolu, tsunami açısından en tehlikeli. Burada Afrika kıtası Ege'nin altına dalıyor." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Rodos ile Girit'in yanında 4 bin metrelik Akdeniz'in en derin çukurları olduğunu kaydeden Ersoy, "Bu çukurlar tesadüf değil, bir kıtanın diğerinin altına dalması neticesinde. Dolayısıyla büyük tsunamiler yaratabilir. Gökova, 2017'de bunun küçük bir provasını yaptı." ifadelerini kullanmıştı.

Ersoy, şunları kaydetmişti:

"Marmara Denizi'nin içerisinde 3 tane çukur var. Hepsi de bin metreden derin, bin 200 metreye kadar ulaşıyor. Bunların ortasından fay geçiyor. Marmara'da tsunami olup olmayacağı konusunda tartışmalar var. Kuzey Anadolu Fayı yanal bir hareket yapar, düşey bir hareket yapmaz. Dolayısıyla tsunami oluşturmayabilir ama tsunami kaynağı o değil. 3 çukurun yamaçlarında katılaşmamış kalın çamurlar var. Eğer bu çamurları deprem silkelerse ki, 6,5 büyüklüğünde deprem bile silkeleyebilir, o takdirde denizaltı heyelanları dev tsunamiler bile oluşturabilir."