Doğruhaber / Faruk Kuzu / Haber yorum
Bazı akımlar vardır toplumun hayatına yerleşir ve zamanla toplumun bir kazanımı veya örfü olarak yer bulur.
Bazı akımlar vardır nispeten zararsızdır.
Sadece gülüp geçmek gerekir.
Ama bazı akımlar da var ki bunların sorgulanması gerekir. "Bu nereden çıktı, kim icat etti, hedefi/ gayesi nedir?" diye sormak lazım.
Bunlardan biri de İstanbul Taksim’de yeni başlatılan asma kilit takma akımıdır.
Aniden başlatılan akımın haberi de aniden ve hızla yayıldı. İlgili haberde şöyle geçiyor:
'AŞIKLAR KÖPRÜSÜ' AKIMI
Dileklerinin gerçekleşmesini isteyenler, "aşıklar köprüsü" olarak bilinen köprüye kilit takıyor. Aşıklar Köprüsü'ndeki bu akım bu günlerde Taksim Meydanı'nda da yaşanıyor.
Paris ve Avustralya’dan sonra İstanbul'a da sıçrayan bu akım nedeniyle Taksim Meydanı'ndaki Cumhuriyet Anıtı çevresinde bulunan bahçe koruma demirlerine birçok asma kilit takıldığı görüldü. Çiftlerin gelip dilek tutarak ve iyi şans getirmesini ümit ederek ellerindeki asma kilitleri meydandaki demir korkuluklara taktıkları görüldü.”
Türkiye gençliği üzerinde ciddi bir operasyon yürütüldüğü artık herkesin kabul ettiği bir olguya dönüşmüş durumda. “İnsan kaynağı” ülkelerin en önemli kaynağıdır.
Ne yazık ki ülkemizdeki yöneticiler uzun bir dönem ülkenin gerçek düşmanlarıyla uğraşmak yerine dindar kesimi hedef tahtasına oturttukları için tehlikeyi göremediler.
Masum gibi görünen bu akımın da toplumun inancına ve özellikle gençliğe yöneltilmiş bir tehlike olduğunu söylersek abartmış olmayız. Nasıl mı?
Yıllardır bu ülkede ne Diyanet ne de İslami Camialar tam anlamıyla “Batıl inançlara karşı” halkı bilinçlendiremediler. İnsanlar ağaçlara çaput/bez bağlayıp dilek diledi.
Türbe ziyaretlerinde medfun muhterem zatları rahatsız edecek şekilde onlardan yardım dilendi, Üstlerinde-evlerinde nazardan korusun diye “Nazar Boncuğu” taşıdı-ticareti yaptı…
Şimdi de “Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin!” emr-i ilahisini bir kez daha çiğneyen “BATIL” ve bir o kadar mantıksız bir akımla karşı karşıyayız. Merak ediyorum:
Acaba Diyanet hem bu hem de diğer batıl geleneklere karşı bir açıklama ve uyarıda bulunacak mı? Toplumu aydınlatacak kapsamlı bir çalışma yapacak mı?
Seküler, laik yaşam tarzına sahip insanlardaki bu batıl inanç yaygınlığının sebebi araştırılacak mı?
Bu durum insanlardaki “İnanç Açlığını da” göstermiyor mu?