Dr. Abdulkadir Turan
Seyyid b. Kutb b. İbrâhîm b. Hüseyn eş-Şâzilî, 9 Ekim 1906'da Mısır'ın Asyût vilâyetine bağlı Mûşâ köyünde doğdu. Kuzey Mısır'daki bu tarım alanı içindeki köy, orada medfun Şeyh Abdülfettah adına Beledü'ş-Şeyh Abdülfettah diye de bilinir.
Sosyal ilişkileri güçlü olan köy halkının büyük çoğunluğu Müslüman'dır ancak köyde bir kiliseleri bulunan Hıristiyan azınlık da vardır.[1]
Seyyid Kutup'un altıncı atası el-Fakir Abdullah, Hindistan'dan Hac için geldiği Mekke'den Mısır'a geçmiş ve buraya yerleşmiş, buradan evlenmiş ve köy halkına intisap etmiştir. Seyyid, Ebû Hasan en-Nedvî'nin 1951'deki Mısır seyahati sırasında, ona Hint kökenli olduğunu ifade etmiştir.
Seyyid Kutup'un babası Kutub İbrahim Hüseyin, Mustafa Kamil'in 1908'de kurduğu Hizbü'l-Vatanî üyesidir. Bu parti, sesini kendi mensubu olan İbrahim Vasıf el-Verdanî'nin Mısır'ın İngiliz yanlısı Başbakanı Butros Gali'yi 1910'da öldürmesiyle duyurmuştur.
Köydeki toplanma noktası Kutup İbrahim'in evi olan parti, İngiliz istilası karşıtıdır, meşrutiyetçidir, milli ruhun korunduğu bir milli kalkınmadan ve sanayileşmeden yanadır.
İbrahim Kutup, partinin yayın organı el-Liva'yı köye getirip evinde topladığı köylüler için oğlu Seyyid'e okutturmuştur.
Kutup İbrahim, çok az kişinin hacca gittiği o günlerde hacca gidip el-Hac unvanını almış, namazlarını camide cemaatle kılan dindar bir şahsiyettir.
Seyyid'in annesi ise köyün yine saygı duyulan isimlerinden Hüseyin Osman'ın kızıdır. Hüseyin Osman, bir süre Kahire'ye yerleştikten sonra köye dönmüştür. İki oğlunu el-Ezher'de okutmuştur. Onlardan Ahmed Hüseyin, Ahmed el-Muşî ismiyle Kahire dergilerinde siyasi yazılar yazmıştır.
Seyyid'in ailesi Mısır'da Ehl-i Hadise en yakın tarikat olarak kabul edilen Şazeli tarikatı mensubudur. Bu vesile ile evlerinde Aşûra dâhil muhtelif İslam'i etkinlikler icra edilir, evliya menkıbeleri anlatılırdı. [2]
Seyyid, en-Nedvî'nin söz konusu seyahat sırasında kendisine yönelttiği biz seni edip olarak bilirdik, İslamî fikriyatta eser vermeye başlaman nasıl oldu, sorusuna cevap verirken annesinin ve bu evliya menkıbelerinin kendisi üzerindeki etkisinden söz etmiştir.[3]
ANALİZİN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ
[1] Salih Abdülfettah el-Hâlidî, Seyyid Kutub, Dârü'l-kalem: Dımaşk, 2000, s. 49.
[2] Hâlidî, s. 49-53.
[3] Nedvî, s. 95.