İdlib'den olası göç güvenli bölgeler için endişe kaynağı

Suriye'de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla terörden arındırılan yerleşimlerin yerel meclis başkanları, İdlib'den olası göçten etkileneceklerini açıkladı.

Ekleme: 28.08.2019 12:05:04 / Güncelleme: 28.08.2019 12:05:04 / Dünya
Destek için 

Suriye'nin kuzeyinde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'yla terörden arındırılan yerleşimlerin yerel meclis başkanları, İdlib'deki durumla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Azez Yerel Meclis Başkanı Muhammed Hamdan Yusuf, 150 bin insanın yaşadığı Azez'de Türkiye'nin de destekleriyle belediyecilik hizmetlerinde büyük yol katettiklerini belirterek, parklar, oyun sahaları, kreşler inşa ettiklerini anlattı.

Azez'in 24 saat boyunca elektriğin sağlandığı tek kurtarılmış bölge olduğunun altını çizen Yusuf, eğitim ve sağlık alanında da Azez'in geliştiğini ifade etti.

İdlib'den göç ihtimalini değerlendiren Yusuf, "Azez'de savaştan önce 50 bin insan yaşıyordu. Savaş sonrası aldığı göçler sonucunda bu rakam 150 bine ulaştı. Biz İdlib'den bir göç olması durumunda onları kampta ancak bir ya da iki ay boyunca ağırlayabiliriz. Daha sonra başka kamplara aktarabiliriz. Azez ve çevresi yoğun olarak göç almış bir bölge. Zeytin ağaçlarının altında bile insanlar yaşıyor. Büyük bir göç dalgasıyla karşılaşırsak bunu aşamayız." diye konuştu.

Azez'in Soran beldesi Yerel Meclis Başkanı Ali Şeyh de beldenin nüfusunun terör örgütü DEAŞ'tan temizlendikten sonra beşe katlandığını belirtti. Soran'da güvenlik endişesinin olmadığını aktaran Şeyh, yerel meclislerin yönettiği her yerleşim gibi Soran'ın da İdlib'deki zorunlu göç hareketinden etkilendiğini kaydetti.

Şeyh, daha büyük bir göç dalgası yaşanması halinde beldenin buna hazırlıklı olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Soran'da şu an boş ev yok çünkü Duma ve Guta'dan gelerek Soran'da yaşamaya başlayan çok sayıda insan var. Az sayıda aileyi ağırlayabileceğimiz bir çadır kampımız var fakat büyük göç yaşanması durumunda bu kampın da kapasitesi yetmeyecektir." diye konuştu.

Bab ve Afrin'de de durum aynı
Bab'ın Çobanbey beldesinin Yerel Meclis Başkanı İsmet Abbas da beldenin nüfusunun 45 bine ulaştığına işaret ederek, "İdlib'den bir göç dalgası olmasını bekliyoruz. Onlar bizim kardeşimiz. Onlar için elimizden geleni yaparız fakat altyapı olarak hazır değiliz. Göç dalgasına karşı bir hazırlığımız yok. Böyle bir durumda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile koordineli bir hazırlık yapmamız gerekecek." dedi.

Afrin'in Racu beldesi bölgesi Yerel Meclis Başkanı Muhammed Fadıl Karabey de Racu'nun Zeytin Dalı Harekatı'yla terörden arındırıldıktan sonra güvenli bir yer haline geldiğini ve son 1,5 yılda terör saldırısının yaşanmadığını vurguladı.

Karabey, "İdlib'den bir göç durumunda meclislere talimatı verdik. Gelen kardeşlerimizi herkesin evine alması gerektiğini bildirdik. Onlar misafirimizdir. Bir çadır kampı çalışması henüz söz konusu değil." ifadelerini kullandı.

İdlib'deki durum
BAAS rejimi ve destekçileri, Astana anlaşmalarını hiçe sayarak İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde yoğun saldırılarına devam ediyor. Rejimin karadan ilerleyişini sürdürmesi, sivil katliam ve göç dalgasının boyutlarının büyüyeceği endişesine yol açıyor.

Türkiye ve Rusya arasında 17 Eylül 2018'de imzalanan mutabakattan bu yana İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde 945 bin 992 sivil yerinden edildi. Aynı süre içinde rejim ve Rusya'nın saldırılarında 219'u kadın, 341'i çocuk olmak üzere bin 282 sivil öldü.