'Aylan Bebek' filmi vizyona girmeyi bekliyor

İnsanlığın filmini çeken Sarıkaya: Aylan bebek sembol oldu ama hiçbir şey değişmedi.

Ekleme: 22.08.2019 10:21:33 / Güncelleme: 22.08.2019 10:45:02 / Güncel / İzmir Haberleri
Destek için 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun rol aldığı ‘Aylan Bebek’ filminin fragmanı geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Filmin yönetmeni Ömer Sarıkaya, Aylan üzerinden mültecilerin yaşadığı ölüm yolculuğunu gözler önüne sererken mültecilerin dünyada sadece Türkiye'nin problemi olduğunu anlatmaya çalıştı. İnsanlığın filmini çektiğini söyleyen Sarıkaya, “İnsanlar her gün ölüm yolculuğuna çıkıyor ve dünya bu dramı sessizce izlemeye devam ediyor. Türkiye'yi bu problemle yalnız bırakıyorlar” dedi. Filmin geliri de mültecilere yardım eden sivil toplum kuruluşlarına bağışlanacak.

Suriye'deki iç savaştan kaçarken Yunanistan'a geçmeye çalışan bir ailenin 3 yaşındaki çocukları olan Aylan bebeği tüm dünya kıyıya vuran cansız bedeniyle tanıdı. Vicdanları sızlatan o görüntü karşısında yönetmen Ömer Sarıkaya’da kayıtsız kalamadı.

Talihsiz bebeğin yaşam hikayesini beyaz perdeye aktaran Sarıkaya, birçok açıdan ilkleri de gözler önüne serdi. Filmde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun yanı sıra, Wilma Elles, Cesur Yürek filminin oyuncusu Mike Mitcell'in, eski milletvekili Aydın Ayaydın, gazeteci Hande Fırat ve Talat Atilla gibi birçok isim yer aldı.

Aylan bebek sembol oldu ama hiçbir şey değişmedi
Sarıkaya, mültecilerin dramını en iyi şekilde özetleyen Aylan bebeğin film olma hikayesini şu şekilde anlattı: “Aylan bebeğin minik bedeni kıyıya vurduğunda tüm dünya gözyaşı dökmüştü. Büyük dramın sembolü olan Aylan bebek tarihe geçti ve sadece öyle kaldı.

Aradan 4 yıl geçti değişen hiçbir şey yok. İnsanlar her gün ölüm yolculuğuna çıkıp ölüyor. Dünya da bu dramı sessizce izlemeye devam ediyor. Türkiye'yi bu problemle yalnız bırakıyorlar.

Bir daha Aylan bebeklerin cansız bedeni kıyıya vurmasın diye film yapmaya karar verdim. Bodrum ve Kuşadası'nda çekimlerimizi tamamladık.

Filmi çekerken gözyaşlarıma hakim olamadım
Özellikle beni en çok etkileyen, tüylerimi diken diken eden sahne boğulma sahneleri oldu. Bir yönetmen olarak özellikle Aylan bebeğin annesinin acısını hissettim. Kadın yüzme bilmiyor ve çocuklarıyla birlikte denizden korkuyor. Oyuncularımız da gerçekten o sahneler çekilirken ağladılar. Düşünsenize denizin ortasında tek başınasınız ve öleceğinizi biliyorsunuz.

Olayları bire bir yaşattığımız için duygulanmamak elde değil. Gözyaşlarıma hakim olamadım. En az 4 defa çektik. Çekim esnasından bizi seyreden insanlar dahi ağlıyorlardı.”

Yıl bitmeden vizyonda olacak

Çekimler Bodrum ve Kuşadası'nda yapıldı.
Çekimlerin bir buçuk ay sürdüğünü söyleyen Sarıkaya, “Bundan sonra montaj aşamasındayız. Filmi eğer devlet himayesi altına alabilirsek daha büyük kitlelere ulaşmasını sağlarız. Hatta galaya dünya liderlerini çağırırsak hem Türkiye’nin gücünü göstermiş oluruz hem de mültecilik sorununu canlı tutarız. Filmi inşallah yıl bitmeden vizyona sokmaya çalışacağız. Hızla bu proje üzerinde çalışıyoruz” dedi.

Kimse Türkiye’ye kapılarını açmaz
Çekimler sırasında dahi Bodrum’dan Avrupa’ya geçmek için kaçak yollar arayan mültecilerin olduğunu belirten Sarıkaya, “Yaşanan bunca acıya rağmen botlarla Avrupa’ya geçmenin yollarını arıyorlar. Onları vazgeçirmeye çalıştım. “Ölmeye gidiyorsunuz” dedim. Hatta bir kaç tanesini ikna ettim. Kaldığımız otele getirdim” diyerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Gerçekten o insanların vatansız olduklarını gördükçe ‘Acaba Türkiye’nin başına böyle bir şey gelse bize kim kapılarını açar?’ İnanın ki hiç kimse Türkiye’ye kapı açmaz. Gidecek yerimiz olmaz. Bizim vatanımız cennet. Allah bizim bu birlik ve beraberliğimizi, sevgimizi hiçbir zaman bozmasın.”

İnsanlığın filmini çekmeye çalıştık
Aylan Bebek filminin gelirinin büyük bir kısmının mülteciler ile ilgili yardım faaliyetleri yürüten sivil toplum kuruluşlarına gideceğini belirten Sarıkaya, “Filmi çekmeye başlarken ki amaçlarımızdan biri de buydu. Oyuncularımız da bu yüzden bir ücret talep etmeden gönüllülük esasıyla çalıştılar. Birçok oyuncu arkadaşlarıma film için bütçe olmadığını ve insanlığın filmini çekeceğimizi söyledim. Hepsi de canı gönülden yer aldılar” ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun filmde yer alma tekliflerini geri çevirmediklerini anlatan Sarıkaya, “Bakanımızın bu filmde olması büyük bir prestij sağladı. Bu film bir partinin siyasi propagandası değil. Dünyanın mülteciler konusunda Türkiye’yi yalnız bıraktığını ancak sinema dili ile anlatılması gerekiyordu. Biz de onu gösterdik” dedi.

süleyman soylu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da filmde yer aldı

Filminin en ilgi çeken karelerinden birisi ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Başsavcı rolündeki Talat Atilla ile mülteci sorununa çare aradıkları sahne oldu. Bakan Soylu, filmde, "Dünya bizi yalnız bıraksa da, biz insanlığı yalnız bırakmayacağız" dediği sahne ile dünyaya mesaj verilirken milletvekili rolünde filmde oynayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Aylan bebeğe sahip çıkmayan Avrupa'ya "Tüm dünyanın yüreği mülteci mi oldu?" sorusu ile itiraz ediyor.

Dizi yapımcısı para kazanacak diye Türkiye’yi zindanlara atıyorlar
Şimdiki hedefinin 1845 yılında Sultan Abdülmecid’in İrlanda’ya yapmış olduğu gizli yardımları beyaz perdeye taşımak olduğunu söyleyen Sarıkaya, “Gelecek sene Allah’ın izniyle o filme başlayacağız. Senaryosu yaklaşık 7 senedir hazır. Sadece film için bütçe arıyoruz. Yüksek bütçeli bir film olacak. Mal Gibson ile de bu senaryo ile tanıştım ve filmde oynamayı kabul etti” diyerek ekledi: “Dünya üzerinde en büyük propaganda aracı sinema. Biz derdimizi ne kadar bağırırsak bağıralım hiçbir faydası olmayacak. Sinema dilini çok iyi kullanmamız gerekiyor. 1978 yılında çekilen ve Türkiye’yi dünyaya yanlış tanıtan ‘Gece Yarısı Ekspresi’ filminin etkileri uzun yıllar kendini hissettirdi. Bizim bu olumsuz etkileri silmemiz lazım. Şiddeti, terörü, ensest ilişkilerin işlendiği dizilerin dünyaya satılması bir başarı değil. Bir dizi yapımcısı para kazanacak diye Türkiye’yi zindanlara atıyorlar.”

 

ömer sarıkaya
Yönetmen Ömer Sarıkaya (Sol tarafta)

Sarıkaya’nın yönetmenlik kariyeri aslında o kadar çok eskilere dayanmıyor. Sektörde 8 yılı geride bırakan ve 30 yıldır Hollanda’da yaşayan Sarıkaya aslen Batmanlı. Türkiye’de yaşarken ise çobanlık yaparak geçimini sağlayan Sarıkaya, Türkçe’den önce İngilizce öğrenerek Hollanda’ya göç etmiş.

Filmleri Cannes Film Festivali’nde görücüye çıktı

Uzun yıllar Hollanda’da farklı işler yapan Sarıkaya’nın sinema ile tanışması ise oldukça ilginç. Osmanlı ve İrlanda arasında yaşanan yardım hareketinin neden film olmadığını düşünür ve sektöre girer. İşi öğrenmek için düğün kamerasıyla film çekmeye başlayan Sarıkaya, dört kısa film çekip bir filmde de başrol oynar. Amacının oyuncu olmak olmadığını söyleyen Sarıkaya, tecrübe edinmek için elindeki tüm birikimini de bu yolda harcar. Sarıkaya’nın çektiği filmlerden İslamofobi ve Sessiz Çığlık ise Cannes Film Festivali’nde görücüye çıktı.

Aylan bebeğin kısacık hayatı film oldu
Bodrum'da cesedi sahile vuran Aylan bebeğin hayatı film oldu. Filmde ünlü Hollywood aktörlerinin yanında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve CHP genel başkan yardımcısı Bülent Kuşoğlu da rol aldılar.

Kaynak: Yenişafak

İlgili Haberler