AYM'den flaş karar: 'Şiddet uygulayan' ibaresi suçlu izlenimi uyandırıyor

Anayasa Mahkemesi, aile mahkemelerinin tedbir ve uzaklaştırma kararlarında 'şiddet uygulayan' ibaresini kullanmasının masumiyet karinesini ihlale yol açtığına karar verdi. Anayasa Mahkemesi, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında aile mahkemelerinin verdiği tedbir kararlarında, tedbir uygulanan kişi için kullanılan “şiddet uygulayan" ibaresi yerine her somut olay çerçevesinde mahkeme veya diğer adli makamlarca değerlendirilerek titiz bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğine dikkat çekti.

Ekleme: 02.08.2019 09:57:11 / Güncelleme: 02.08.2019 09:57:11 / Güncel
Destek için 

Bir araştırma görevlisinin eski kız arkadaşının kendisini sürekli rahatsız ettiği iddiasıyla savcılığa yaptığı şikayet delil yetersizliği nedeniyle takipsizlikle sonuçlandı. Ancak aile mahkemesi öğretim görevlisi hakkında 2 ay uzaklaştırma kararı verirken, öğretim görevlisi için 'şiddet uygulayan' ibaresini kullandı. Öğretim görevlisi şikayetin takipsizlikle sonuçlanmasına rağmen   “şiddet uygulayan" ibaresinin suç işlediği izlenimi doğurduğunu, hakkında gerçek olmayan iddialara dayalı olarak verilen tedbir kararında kullanılan ifadelerin masumiyetini zedelediğini iddia etti. Öğretim görevlisinin 3 yıl önce yaptığı başvuruyu kabul eden Anayasa Mahkemesi, masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi, aile mahkemelerinin verdiği tedbir kararlarında “Şiddet uygulayan" ve “şiddete uğrayan" ibaresinin mahkeme kararlarından çıkarılmasıyla, ihlalin giderilmiş olacağını belirtti. 

ÖĞRETİM GÖREVLİSİNİ ESKİ KIZ ARKADAŞI ŞİKAYET ETTİ

Bir üniversitede araştırma görevlisi S.M.'yi 2016 yılında eski kız arkadaşı, sürekli olarak kendisini takip ederek rahatsız ettiği iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Öğretim görevlisi S.M. hakkında savcılık, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan soruşturma başlatırken, Aile Mahkemesi de iki ay süreyle eski kız arkadaşına yaklaşmamasına ve onu rahatsız etmemesine dair karar verdi. Aile Mahkemesi kararında öğretim görevlisi S.M. için “şiddet uygulayan" ifadesini kullandı. 


ŞİKAYET TAKİPSİZLİKLE SONUÇLANDI 

Bu arada Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte ve yeterlilikte delil bulunmadığını belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. S.M. de hakkında verilen 2 aylık uzaklaştırma kararına itiraz etti ancak Aile Mahkemesi tedbir kararına itirazı reddetti. 

Öğretim görevlisi S.M. bu süreçte eski kız arkadaşının kendisini takip ettiğini ve tanımadığı kişilerden tehditler aldığını belirterek tedbir talebinde bulundu. Mahkeme de, eski kız arkadaş aleyhine geçerli olmak üzere bir ay süreyle tedbir kararı verdi. 

"SUÇ İŞLEYEN OLARAK GÖSTERİLDİM" 

S.M. aile mahkemesi tarafından verilen tedbir kararında geçen ifadeler nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiğini öne sürerek Anaya Mahkemesine başvurdu. S.M., tedbir kararlarında kullanılan “şiddet uygulayan" ibaresinin suç işlediği izlenimi doğurduğunu, hakkında gerçek olmayan iddialara dayalı olarak verilen tedbir kararında kullanılan ifadelerin masumiyetini zedelediğini iddia etti. 

"MASUMİYET KARİNESİ İHLAL EDİLDİ" 

Masumiyet karinesinin, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini belirten Anayasa Mahkemesi, "Hiç kimse, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemez ve suçlu muamelesine tabi tutulamaz" dedi.


"MAHKEME KARARINDA GEÇEN İFADELERİ ÖZENLE SEÇMELİ" 

Anayasa Mahkemesi S.M.'nin yaptığı başvuruyla ilgili değerlendirmede, masumiyet karinesi değerlendirilirken hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olmayan kişilerle ilgili olarak yapılan diğer yargılamalar sonucunda verilen mahkeme kararlarında geçen ifadelerin dikkatli ve özenli kullanılması, ifadelerin bağlam ve amacını aşacak şekilde kullanılıp kullanılmadığının somut olay koşullarında değerlendirilmesi gerektiğinin açık olduğunu belirti. 

Aile mahkemelerinin tedbir kararlarında “Şiddet uygulayan" tabirini bu nitelikteki tedbir kararlarında şablon olarak kullanılması yerine her somut olay çerçevesinde mahkeme veya diğer adli makamlarca değerlendirilerek titiz bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğine dikkat çekti.


"ŞİDDET UYGULAYAN' İBARESİ SUÇLU İZLENİMİ OLUŞTURUR" 

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. ve 38. maddelerinde güvence altına alınan S.M.'nin masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi kararında "6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'da “şiddet uygulayan" kavramı kullanılmış ise de bu tabirin her olayda uygulayıcılar tarafından kullanılmasını zorunlu kılan bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkeme ve ilgili makamlar tarafından verilen tedbir kararlarında “şiddet uygulayan" yerine başka uygun tabirlerin kullanıldığı da görülmektedir. Zira uygulama açısından genel anlamda “şiddet uygulayan" ibaresinin kişinin suç konusunu doğurabilecek eylemleri işlediği izlenimini oluşturan, sorunlu bir tabir olduğu anlaşılmaktadır" dedi.


"İHLAL İBARELERİN KALDIRILMASIYLA ORTADAN KALKAR" 

Somut olayın koşullarında S.M. hakkında “şiddet uygulayan" ifadesinin kullanılmasının, başvurucunun takipsizlik kararına konu eylemi işlediği ya da farklı şiddete yönelik eylemleri fiilen gerçekleştirdiği izlenimini doğurduğu anlaşıldığını belirten Anayasa Mahkemesi, "Bu açıdan kararda geçen ifadelerle başvurucunun tedbire konu eylemleri işlediği veya suçlu olduğu inancının yansıtıldığı sonucuna ulaşılmıştır" dedi. Anayasa Mahkemesi, aile mahkemelerinin verdiği tedbir kararlarında “Şiddet uygulayan" ve “şiddete uğrayan" ibaresinin mahkeme kararlarından çıkarılmasıyla, ihlalin giderilmiş olacağı anlaşıldığını belirtti.