Konak hastalığı nedir? Tedavisi mümkün müdür? Konak hastalığıyla ilgili merak edilenler
Konak, saçlı deride meydana gelen bir hastalık. Genellikle bebeklerde ilk üç ayda gözlemlenen bir durum. Fakat yetişkinlerde de görülmekte…
Hastalığın tedavi süreciyse yaş gruplarına göre değişiyor. Peki, konak hastalığının tedavisi mümkün mü? Ne zaman bir uzmana başvurmalıyız? Hastalıkla ilgili merak edilenleri Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Bölümü Uzman Doktor Burcu Beksaç anlattı.
Beksaç’a göre konak hastalığı genellikle bebeklerde görülen ve bebek büyüdükçe gerileyen bir cilt hastalığı…
Konak hastalığı yetişkinlerde de görülür mü?
Halk arasında yaygın olarak konak adıyla bilinen durum, tıp dilinde “infantil seboreik dermatit” ya da “bebeklik döneminin yağlı egzaması” denilen bir deri döküntüsüdür.
Yetişkinlerdeki konak “seboreik dermatit”, yani yağlı egzama olarak bilinir. Bebeklik döneminden farklı şekilde erişkinlerde kaşıntıya yol açabilmekte, yüzde ve kulak arkasında kızarıklıklara, yağlı ve ödemli bir görünüme ve kepek sorununa neden olarak kozmetik sorun oluşturabilmektedir.
Konak hastalığı kimlerde görülür?
Genellikle bebeklerde görülen konak hastalığı, yetişkinlerde Akne, rozasea (gül hastalığı), sedef hastalığı, Parkinson hastalığı, epilepsi, alkolizm, depresyon ve yeme bozukluklarında, inme geçirmiş kişilerde ve HIV enfeksiyonu bulunanlarda daha sık görülür.
Konak hastalığı ne gibi durumlarda artış gösterir?
Annenin doğum öncesinde antibiyotik kullanması ya da bebeğin yaşamının ilk günlerinde antibiyotik almak durumunda kalması, deride yaşayan yararlı bakterilerin azalmasına, dolayısıyla mantar hücrelerinin çoğalmasına yol açarak bebeklerde görülen yağlı egzamanın oluşumunda rol oynayabilmektedir.
Erişkin tipi yağlı egzamanın ortaya çıkışında da birden çok faktör rol oynar. Bebeklerde olduğu gibi, kötü kişisel hijyen ve alerjinin yağlı egzama oluşumunda rolü yoktur. 30-60 yaş arasındaki bireylerde daha sık görülür. Deride bulunan mantar hücrelerinin artması, yağlı egzamaya yol açabilir ve var olan durumu şiddetlendirebilir.
Bazı ilaçlar da yağlı egzama riskinde artışa yol açar. Soğuk ve kuru hava, bulunulan bölgenin iklim koşulları ve duygusal stres de var olan yağlı egzamanın şiddetlenmesine neden olabilmektedir. Hastaların bir kısmı, yedikleriyle hastalık şiddetinin ilişkili olduğunu belirtmektedir.
Konak hastalığı bulaşıcı bir hastalık mıdır?
Konak ve erişkin tipi yağlı egzama bulaşıcı birer hastalık değildir. Ayrıca, yenidoğan bebeklerde oldukça sık rastlanan konak, bebeğin iyi bakılmadığına işaret etmez.
Konak hastalığının tedavisi mümkün müdür?
Bebeklerde görülen seboreik dermatit ya da konak, hafif bir hastalıktır ve 6 ay ile 1 yıl içinde kendiliğinden gerileme eğilimi gösterir, dolayısıyla genellikle tıbbi tedavi gerektirmez.
Bebeklerde konağı azaltmak için saçlı derinin günlük olarak nemlendiricili bir şampuanla yıkanması, kepekler çok şiddetlendiğinde banyo öncesinde zeytinyağı uygulanarak kepeklerin yumuşatılması ve konak tarağıyla taranması genellikle yeterli olur.
Şiddetli hastalık durumunda dermatoloğa başvurulması ve uygun tedavi başlanması gerekebilir.
Erişkin tipi seboreik dermatit ise tedavi edildikten sonra tekrarlayabilir. Hastalığın kontrol altında tutulabilmesi için ilk basamak uygun cilt bakımıdır. Saçlı deri tutulumunda tedavide ilk basamak, bir gün normal şampuan, bir gün kepek şampuanı kullanacak şekilde her gün duş alınmasıdır. Kepek şampuanı ile hastalık gerilerse kullanım sıklığı haftada 1-2 gün olacak şekilde azaltılıp kalan günlerde normal şampuan kullanımına devam edilebilir.
Farklı etken maddeler (çinko pirition, salisilik asit, ardıç katranı, selenyum sülfit, ketokonazol vb.) içeren kepek ilaçları piyasada bulunmaktadır. Kişi bir kepek şampuanından fayda görmezse farklı bir etken madde içeren şampuan denemelidir.
Yüz yaraları varlığında günde iki kez uygun bir yüz temizleyicisi ile yıkamak ve yine yağlı egzama için üretilmiş kozmetik kremlerle nemlendirmek yeterli olabilmektedir. Bu uygulamalara rağmen yaralar devam ederse bir dermatoloğa başvurulması ve uygun tedavinin başlanması gerekir. Yağlı egzamanın azaltılması için pek çok tıbbi tedavi yöntemi bulunmaktadır ve bunlar hastanın ihtiyacına göre basamak basamak uygulanır.
Dermatoloğun önereceği tedavi ile yaralar azaldıktan sonra, hastalığın şiddetlenmesini önlemek için hastanın yukarıda anlatıldığı şekilde cilt bakımına devam etmesi gerekir, çünkü bu hastalık tekrarlayıcı nitelik taşımaktadır.
Kaynak, TRT Haber