BM Kaşıkçı Raporunun detayları ortaya çıkıyor: CIA, Avrupa'yı uyardı

BM'nin Kaşıkçı raporunda, CIA'nın, farklı ülkelerde yaşayan ve Suudi Arabistan'ın politikalarına muhalif kişilerin tehdit altında olduğuna dair 4 Batı ülkesini uyardığı bilgisine yer verildi.

Ekleme: 22.06.2019 12:00:46 / Güncelleme: 22.06.2019 12:00:46 / Dünya
Destek için 

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA), farklı ülkelerde yaşayan ve Suudi Arabistan'ın politikalarına muhalif kişilerin tehdit altında olduğuna dair 4 Batı ülkesini uyardığı bilgisi yer aldı.

BM Raportörü Callamard'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, bu yılın başından bu yana Suudi Arabistan'da çok sayıda gazeteci ve siyasi aktivistin gözaltına alındığına dikkat çekildi.

Bu raporun yazıldığı sırada, CIA'in, Suudi Arabistan veya başka bir Körfez ülkesinden siyasi nedenlerle kaçan kişilerle ilgili 4 Batı ülkesini öngörülebilir ve acil tehditler konusunda bilgilendirdiğine dair Callamard'ın ikna edici kanıtlara ulaştığı bilgisi yer aldı.
KAŞIKÇI’YI İKNA ÇABALARI

Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın yapabileceklerinin farkında olduğunu ve başına gelebileceklerden korktuğunu gösteren emarelerin yer aldığına işaret edilen raporda, görgü tanıklarının, Veliaht Prens'in danışmanlarından Suud el-Kahtani dahil üst düzey yetkililerin Kaşıkçı'yı çalışma ve makam vaadiyle Suudi Arabistan'a dönmeye ikna etmeye çalıştıkları bildirdi.

Öte yandan, Kaşıkçı'nın infazından önceki yıllarda, BM ve uluslararası insan hakları örgütlerinin, Suudi Arabistan'da çok sayıda gazetecinin, insan hakları savunucusunun, bazı prenslerin, iş adamlarının ve bir devlet başkanının keyfi olarak gözaltına alındığına dikkat çekilen raporda, bütün bunların Kaşıkçı infazıyla bağlantılı düşünülmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

 Veliaht Prens Bin Selman'ın, Suudi Arabistan'da son yıllarda artan sistematik insan hakları ihlallerini örtbas ettiği belirtilen raporda, Veliaht Prensin, sorumluları cezalandırmak veya önlemek için hiçbir şey yapmadığı ifade edildi.

Raporda, suçlarla ilgili riski Veliaht Prens Bin Selman'ın isteyerek üzerine aldığı belirtilirken, "(Bu nedenle) Örneğin Kaşıkçı, Veliaht bunun için belirli bir emir versin ya da vermesin öldürülebilirdi." ifadesi yer aldı.

Ayrıca, ABD medyasında Veliaht Prens Bin Selman'ın Kaşıkçı'yı zorla ülkeye dönmesi için "kurşun kullanarak" ölümle tehdit ettiğine dair ABD istihbaratından bilgilerin sızdığına değinilen raporda, bu bilgilerin o sırada dikkate alınabileceğine işaret ediliyor. Ancak öte yandan söz konusu sınırlı kayıtların tam bir bulguya ulaşmaya imkan tanımadığı değerlendirmesinde bulunuluyor.
"CIA, NORVEÇ’İ UYARMIŞTI” İDDİASI

ABD istihbaratının, ölüm tehdidi altında olan kişileri etkin şekilde uyarması sorumluluğu bulunduğuna işaret edilen raporda, bunun ABD sınırları içinde yaşayan ve yaşamayan, ABD vatandaşı olan ve olmayan kişileri de kapsadığı bilgisi yer aldı. 

Raporda, bu kapsamda, "Batılı istihbarat teşkilatları, Kaşıkçı'ya karşı muteber ve acil bir tehdit olduğu konusunda, Kaşıkçı'yı uyarması dahil Türk meslektaşlarının harekete geçmesi için kendilerine önceden bilgi vermenin yollarını bulabilirdi." değerlendirmesinde bulunuldu.
Buna örnek olarak raporda, Mayıs 2019'da, CIA'in, Norveç'te yaşayan Filistin doğumlu Arap Baharı aktivisti İyad el-Bağdadi'nin Suudi Arabistan'dan kaynaklanan muteber tehdit altında olduğu konusunda Norveç Polis Güvenlik Hizmeti'ni bilgilendirdiğine dair medyada çok sayıda haberin yer aldığı hatırlatıldı. 

Bağdadi ve diğerlerinin, Suudi Arabistan'ın etkili olduğu söylenen belirli ülkelere seyahat etmemeleri konusunda uyarıldığı anımsatılan raporda, bu ülkelerin çeşitli önlemler almaları istendiği bilgisi yer aldı. 

Bağdadi, Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Veliaht Prens Bin Selman'ın, "yurtdışındaki diğer siyasi muhaliflerin peşine düşebileceği" uyarısında bulunarak, "(Selman, Kaşıkçı cinayetinden) paçayı kurtarırsa, bir sonraki adım başkentlerinizde suikastler olacak ve bu konuda hiç şakam yok." ifadelerini kullanmıştı.
 KAŞIKÇI CİNAYETİ

Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledildi.

Suudi Arabistan yönetimi başlangıçta inkar ettiği cinayeti 18 gün sonra itiraf etti ancak cinayetin önceden ve yönetim tarafından planlanmadığını savundu.

Türkiye, ABD, Kanada, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkeler cinayetle ilişkisi bulunan Suudi devlet görevlilerinin çoğuna yaptırım kararı aldı.
CIA, Kaşıkçı cinayetinde Veliaht Prens'in rolüne ilişkin "yüksek inanca" sahip olduğunu ABD Başkanı Donald Trump'a bildirdi. 
Ancak Trump CIA'nın raporunu dikkate almadı.
Bunun üzerine Kaşıkçı cinayetinden Veliaht Prens Bin Selman'ı sorumlu tutan ortak karar tasarısı ABD Senatosunda kabul edildi. 
Senato ayrıca, oy çokluğuyla aldığı kararda ABD yönetimine Suudi Arabistan'ın Yemen'de sürdürdüğü savaşa verdiği desteği kesmesi yönünde yasa tasarısını kabul etti.

ABD'de Temsilciler Meclisindeki Demokrat vekiller ise Suudi Arabistan'a silah satışını engelleyecek karar tasarıları sundu. 

Suudi Arabistan yönetimi dünya kamuoyundan gelen yoğun tepkiler üzerine kovuşturma başlattı. Cinayetle ilgili 11 kişiyi mahkemeye sevketti. Ancak yargılananların kimlikleri ve isnat edilen suçlamalar tam olarak bilinmediği için sürecin güvenilir olmadığı yönünde yoğun eleştiriler alıyor.
BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Callamard'ın yaptığı incelemeler sonrası açıklanan raporda, Suudi Arabistan, Kaşıkçı'yı kasten ve taammüden öldürmekten sorumlu tutulmuştu.

Raporda, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın da aralarında bulunduğu üst düzey yetkililerin soruşturulması için güvenilir kanıtlar olduğuna işaret edilmişti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin tamamlayıcı kriminal soruşturma başlatmaya davet edildiği raporda, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin yaptırımların Veliaht Prens ve onun yurt dışındaki kişisel mal varlıklarını da kapsaması gerektiği vurgulanmıştı.