EKONOMİ SERVİSİ ÖZEL
ABD’nin Çinli teknoloji şirketi Huawei’ye yönelik uygulamaya başladığı ticari yaptırımlarla sonucu yaşanan krizin asıl sebebi gerçekten Trump’ın iddia ettiği gibi Huawei‘nin Çin Hükümetine bilgi sızdırma ihtimali mi?
“KRİZİN ANA KONULARINDAN BİRİ YARI İLETKENLER”
Küçük bir hatırlatma yaparak başlayalım. ABD Ticaret Bakanlığı Huawei‘yi kara listeye aldıktan sonra önce Google, Huawei’nin Android lisansını durdurmuştu, ardından da pek çok ABD menşeli teknoloji şirketinden benzer yaptırımlar geldi. Bu yaptırımlardan belki de en önemlisi başta bir Softbank iştiraki olan ARM olmak üzere, Qualcomm, Intel gibi çip üreticilerinin Huawei‘ye çip teminini durdurması oldu.
İşte bu noktada arka planda yaşanan çok enteresan bir rekabet var ki, önümüzdeki süreçte Çin’i oldukça zor durumda bırakabilir. Detaylarına dün biraz değinmiştik. Krizin ana konularından biri yarı iletkenler.
NEDİR BU YARI İLETKENLER VE NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Yarı iletkenler silikon, kobalt ve bakır bloklardan oluşan ve neredeyse her elektronik cihazın içinde yer alan entegre devreler. Aslında küçük ve basit bir cihaz gibi gözükse de oldukça karmaşık bir yapıya sahip bu çiplerin neden bu kadar önemli olduğunu, geçtiğimiz yıl yaşanan bir olaydan yola çıkarak daha net anlamak mümkün.
Singapur merkezli çip üreticisi Broadcom 2018 yılında ABD menşeli bir başka çip üreticisi Qualcomm‘u yaklaşık 130 milyar dolara satın almak istiyor. Bu teknoloji tarihinin en büyük satın alma operasyonu. Ancak Donald Trump araya giriyor ve Beyaz Saray bu satın almayı durduruyor. Daha küçük çaplı bir satın alımı, bir başka çip üreticisi Lattice Semiconductor‘ın da Çinli bir şirkete satışını yine bizzat Başkan Trump engelliyor.
Not olarak ekleyelim, aslında bir ABD şirketi olan Broadcom, 2016 yılında Singapurlu Avago tarafından satın alınıyor. Çıkış noktası Singapur olsa da, Trump’un Qualcomm anlaşmasını engellemesinin ardından şirket merkezini ABD’ye taşıma kararı alıyor.
Yarı İletkenler Endüstrisi Birliği, Küresel Politikalar Başkanı Jimmy Goodrich bir konuşmasında. Goodrich şöyle devam ediyor: Modern veya elektronik olan herşeyin merkezinde yarı iletkenler vardır. Araba mı kullanıyorsunuz, internette mi geziyorsunuz ya da süper bilgisayar mı kullanıyorsunuz, hepsi yarı iletkenlere dayanır.”
ÇİN, HER ŞEYİ ÜRETİYOR DA KÜÇÜCÜK BİR ÇİPİ NİYE ÜRETEMİYOR?
Amerikan çip endüstrisinde 250 bin insan çalışıyor. Her yıl 14 milyar dolarlık satış yapılıyor. ABD’li teknoloji şirketlerinin, ABD ekonomisinin ve savunma sanayinin kalbi bu çipler. ABD’nin ihtiyaç duyduğu neredeyse tüm çip üretimi ülke içinde yapılıyor ve dünyanın en sofistike yarı iletken üreticileri Qualcomm, Nvidia, Intel, AMD ve Micron ABD’de.
Tersi olaraksa Çin dünyanın en büyük çip ithalatçısı. 2016 yılında 160 milyar dolar değerinde yarı iletken ithalatı yapan Çin, sadece 20 milyar dolar değerinde ihracat yapabiliyor. Yarı iletkenler Çin’in en büyük ithalat kalemi, petrolden bile üstte. Peki ama dünyanın fabrikası diye bildiğimiz Çin, her şeyi üretiyor da küçücük bir çipi niye üretemiyor?
Dünyanın en büyük beş akıllı telefon markasının üçü Çin’e ait. Çin pek çok teknolojiyi üretiyor, hatta yeni teknolojiler geliştiriyor. Ama neden tersine mühendislikle üst düzey bir çipin nasıl yapıldığını çözüp bunun bir kopyasını üretemiyor?
BU ÇİPLERİ ÜRETECEK TESİSLERİN HER BİRİ 10-15 MİLYAR DOLAR MALİYETİNDE
Uzmanlara göre bunun sebebi yarı iletkenlerin tasarlamak ve üretmek için dünyanın en komplike ürünlerinden biri olması. Yarı İletkenler Endüstrisi Birliği, Küresel Politikalar Başkanı Jimmy Goodrich’e göre çip üretiminde gereken gelişmeleri sağlayabilmek için onlarca yıllık bir Ar-Ge çalışması gerekiyor. Bunun bir kestirme yolu yok. Bir Amerikan şirketinin tek bir çipi tasarlaması yıllarca sürüyor. Diyelim ki sizin tersine mühendislik yapıp, çipin tasarımını çözecek 5000 mühendisiniz var; yine de siz bunu yapana kadar Amerikalı şirket iki jenerasyon ileri gitmiş olacak.”
Ayrıca mesele sadece tasarlamak değil. Bu çipleri üretecek tesislerin her biri 10-15 milyar dolar maliyetinde. Tesislerin içerisinde mikroskobik düzeyde üretim gerçekleştirecek kompleks makinalara ihtiyaç var. Ve bu tesislerin hızlı ve istikrarlı bir şekilde üretim yapması gerekiyor.
Çin’in yarı iletken endüstrisini araştıran bir isim Mark Li şöyle diyor: Entegre devreler üretmek çok kompleks, büyük ölçekli ve hassas bir iş. Her gün, her ay aynı seviyede üretim yapıp, mesela yılda 1,5 milyar akıllı telefona destek vermeniz gerekiyor.”
Uzmanlara göre Çin’in yarı iletken üreticileri, ABD, Güney Kore ve Tayvan’ın 5-10 yıl gerisinde. Çin’in telekom sektörü büyük oranda ABD üretimi çiplere bağımlı.
YAPTIRIMLARIN İKİ TARAFA DA ZARARI VAR
Yine de bu rekabette ABD’nin çok önemli bir avantajı olsa da, ticaret işinin iki taraflı olduğunu unutmamak lazım. Qualcomm ve benzeri çip üreticilerinin gelirlerinin çoğunluğu da Çin’e yaptıkları satıştan geliyor. Yani Huawei’ye veya Çin’e satış yapmamak onlar açısından da ciddi zarar demek. Ayrıca Çin’in elinde de bazı kozlar var. Bunlardan biri de “nadir madenler”. Teknolojik ürünlerde kritik öneme sahip bazı nadir madenler sadece Çin’de bulunuyor. 17 tür elementten oluşan nadir madenler, metalurji, petro kimya, optik, lazer, manyetizma, elektronik gibi modern sanayinin birçok alanında kullanılıyor. Dünyadaki nadir madenlerin yüzde 80’ini üreten Çin, ABD’nin nadir madenler ithalatının yüzde 80’inin karşılıyor. Bu anlamda Çin küçük ama stratejik bir unsur olarak görülen nadir madenlerle ABD’yi sıkıştırmayı deneyebilir.
PEKİ ÇİN NE YAPACAK?
Çin’in önümüzdeki yıllarda kendi çip sektörünü geliştirmek, ABD’ye ve diğer ülkelere olan ekonomik bağımlılığını azaltmak için bazı projeleri var. Ama uzmanların da dile getirdiği gibi bu kolay bir süreç değil. Çin’de yarı iletkenler konusunda uzman bir isim olan Huang Jie‘ye göre Çin’in şu aşamada kendi çip endüstrisini kurup, dünyayla rekabet etmesi mümkün değil.
Bunun için en az 10 yıla ihtiyacı var. California Üniversitesi‘nden bir ekonomist Barry Naughton da bu işin sadece parayla da çözülemeyeceğini belirtiyor. Naughton “Dünyayla rekabet edecek yarı iletkenler üretebilmek için paradan fazlasına ihtiyacınız var” diyor. Rakip ülkelerin onlarca yıllık deneyimi olduğu bu sektörde daha ileri seviyeye ulaşabilmek için çok iyi mühendisleriniz, yöneticileriniz, bürokratlarınız olması lazım.”
Görünen o ki, bu ticaret savaşında Çin’in işi hiç kolay değil. Ama az önce de belirttiğimiz gibi bir savaşta sadece tek taraf yara almaz. İşin ilginç yanı bizim dışımızda gelişen bu süreçte, küresel işbirliğinin refah düzeyi yüksek bir dünya için önemine vurgu yapılırken, bir yandan da ekonomik ve teknolojik bağımsızlığın bir ülke için ne kadar vazgeçilmez bir unsur olduğuna birebir tanıklık ediyoruz. Kaynak, geleceksimdi.com