TEKNOLOJİ SERVİSİ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜRKPATENT’te düzenlenen iftarda basın mensuplarıyla bir araya geldi. İftar sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Varank’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şunlar oldu:
UZAY AJANSI ÇALIŞMALARI NE AŞAMADA?
(Uzay Ajansı çalışmaları ne aşamada? Teşkilatın başına kim geçecek, yeri nerede olacak?) “Uzay Ajansını kurduk, bununla ilgili Milli Uzay Programımıza dönük bir çalıştayı Gebze’de gerçekleştirdik. Türkiye’deki bütün paydaşları kamu, özel sektör, üniversite bir araya getirdik ve bununla ilgili güzel bir rapor hazırladık. Bu bizim Milli Uzay Programımızın aslında nüvesini oluşturabilecek bir çalışma. Teşkilat yapısıyla ilgili mevzuat çalışmalarını biz yürütüyoruz, ama tabi yönetici kadrosuyla ilgili de faaliyetlerimiz sürüyor. Görüşmeler yapıyoruz, en uygun ismi bulalım istiyoruz, ama biraz da zorlanmıyor değiliz. Türkiye’de uzay program ve projelerini yönetmiş çok az insanımız var. Yakın zamanda hem yönetimini hem teşkilatını oluşturmuş olacağız.”
MİLLİ UYDULAR
“Uzay alanında önemli iki projeyi halihazırda sürdürüyoruz. TÜRKSAT 6A, ilk milli haberleşme uydumuz ve İMECE, metrealtı çözünürlüklü milli görüntüleme uydumuz. Bu uydularımızı ve alt sistemlerini milli olarak tasarlıyoruz. Kendi uydusunu tasarlayabilen ve üreten bir ülke olmamız bu alanda yetkinliğimizi gösteriyor. Fakat uzayda rekabet uydularla sınırlı değil. Fırlatma teknolojileri, insanlı uzay araştırmaları... Bu alanlarda da rekabete dahil olacağız. Milli Uzay Programımızda kapsamlı olarak uzun vadeli yol haritamızı ortaya koyacağız.”
ÇEVRE ALANINDA NOBEL ÖDÜLLÜ ARAŞTIRMACI VAR
(Yurt dışında bulunan bilim insanlarının Türkiye’ye dönüşünü teşvik etmek amacıyla bu programı açıkladınız. Bildiğimiz, tanıdığımız, Türkiye’ye katma değer katacak isim var mı?) “Bunu ilk ilan ettiğimizde eleştirenler oldu, ‘Türkiye’ye kim gelir bilim yapmak için’ diye. Aslında oldukça cazip de bir paket ortaya koyduk. Amacımız ne? Kritik teknolojilerin geliştirildiği programlar var ve orada üst düzey araştırma yapanlara ihtiyacımız var. Bunları Türkiye’ye getirerek bu projelerde çalıştırabilir miyiz? Sisteme 3 binden fazla kayıt oldu. Kriterler de çok zordu. Yani dünyanın ilk 100 üniversitesinden, en fazla atıf alan makale sayılarında sıralamalar gibi oldukça zorlu kriterler var. Şu anda bu şartları taşıyan 242 başvuruyu değerlendiriyoruz. Tabi bunlar bir tane kurumla beraber başvuruyorlar bu bir üniversite olabilir, araştırma altyapısı olabilir, şirket olabilir. Türk kökenli olanlar olduğu gibi 80 civarında yabancı da var. İşte çevre alanında Nobel ödülü almış bir araştırmacı var. Amerika’dan 86, İngiltere’den 21, Almanya’dan 17, Fransa’dan 9, Hollanda’dan 9, Kanada’dan 9 başvuru var. Başvuruların beklentilerimizin ötesinde olması bizi de mutlu etti.”
517 DOKTORA ÖĞRENCİSİ
“Bu dönem başka bir yeniliği daha hayata geçirdik. Orada da aslında beklentimizin üzerinde dönüşler aldık. Bu sanayi doktora programı, yani sanayinin ihtiyaç duyduğu doktora derecesine sahip öğrencilere biz burs veriyoruz daha sonra bu öğrenciler o sanayi kuruluşunda istihdam ediliyorlar ve 3 yıl boyunca bunların istihdamına teşvik veriyoruz. Oldukça verim aldığımız bir program oldu. Şirketler gelip teşekkür ettiler, çünkü bazen gerçekten üretim yaparken temel bilim olsun, Ar-Ge anlamında olsun detaylı çalışmaya ihtiyaç oluyor ve bunu da ancak doktora programlarıyla yapabiliyorsunuz. İnşallah bu programla da 517 doktora öğrencisini yetiştireceğiz, daha sonra da sanayide çalışmalarını teşvik etmiş olacağız.”