SİYONİZM VE BOYKOT

Düşmanı tanımak gerekir haddizatında. Yahudiler, Siyonizm ve vahşi barbarlar...

Ekleme: 29.11.2012 15:06:00 / Güncelleme: 29.11.2012 15:06:00 / Okur Köşesi
Destek için 
Düşmanı tanımak gerekir haddizatında. Yahudiler, Siyonizm ve vahşi barbarlar... İsimlerin bile anlamsızlaşıp en atfedilip ama duruma tercüman olmayacak kelimelerin bulunmayışıyla en kötü isimlere taliptir. En iyisi mi insanlıktan nasibini alamamış et ve kemikten ibarettir. Her ne kadar tarihine almadıysa da asırlar öncesinden Medine’de fırsat buldukça ihanet eden 3 gruplu bir geçmişin sahibidir. O dönemdeki haline bakılırsa, Kaynukanın düşmanlığı, Beni Nadirin suikastı ve Kureyzanın ihaneti yeter de artar bile onu anlatmaya...

Fakat o dönemin öncelerine bizzat onlara gönderilmiş birçok peygambere baktığımızda yine pervasızlığın, yine düşmanlığın başrolüdür. Zekeriya (a.s)’yı testereyle bölüp, Yahya(a.s)’nın o mübarek başını kesip her halükarda ‘işittik ve isyan ettik’ ayeti kerimenin tanımıdır. Prensibini de şöyle açıklar; ‘Her dikiliyi yık, her temizi kirlet, her yeşili yak ki bir Yahudi’ye bir kuruşluk faydan olsun’... Ramazan Kayan’da ne güzel ifade eder onları.”Samimiyetsizliği karakter edinen, sadakatsizliği ‘yaşama felsefesi’ bilen, ciddiyetsizliğin şaşmaz temsilcileri malum toplum; -Beni İsrail... Hilenin, ihanetin, fitnenin, fesatçılığın, çıkarcılığın adresi; -yahudi...”

Hakeza onların teknoloji, üretim ve maddi anlamda bir yükseklikte oldukları da aşikâr. Teknoloji adı altında tek tuşla yahut insansız uçaklarıyla birçok insanı öldürmeyi becerenler, aslında insanlara fayda sağlayacak teknolojinin fıtratına aykırı davranıyorlar... Bıçağın et kesmek için kullanılması gerekirken, insan doğramak için kullanılması misali... Üretim alanında da mesafe kat etmişler, ülkelere sattıkları ve sattıkları sonucu aldıkları paralarla da bombalar, silahlar alıp kardeşlerimize vuruyorlar...

Şimdi bu minvalde düşmanımızı bu denli zikrettikten sonra, kendimize bakıp ‘ne yapabilirim’ sorusuna ışık tutan daimi bir tavizsiz hareket içinde olunmalı... Duamız en büyük silahımız, amenna. Lakin kavli duadan fiiliyata geçilmeli... Bu da elbette ki hep aklımızda tutup, insanlara hatırlatıp, tavizsiz bir şekilde ciddi anlamdaki yapacağımız ‘boykot’tur. ‘Ben yapsam n’olcak ki’ düşüncesinden ziyade her insanın o şuurla hareket ettiğini düşünürsek bir çubuğun daha sonra bir sürü çubukla gün yüzüne çıkması ve az kişinin kıramadığı o çubukların büyük bir güç haline geldiği müşahede edilir.

Hiç olmazsa her vicdan ve Müslüman ismine sahip insanın bu tavizi ortaya koyup, her İsrail malı aldığında aslında vicdana sorması gerekir.

Varsın şampuanımız kaliteli olmasın ve parlatmasın, kardeşlerimizin saçları enkaz altında kalırken... Varsın çamaşırlarımız bembeyaz olmasın, onların elbiselerine kan sıçrarken... Coca colaya karşı ‘haram’ fetvasıyla yaklaşmaya çekinip, ikram edildiğinde rahatlıkla hayır derken, bundan sonra diğer içecekler içinde öyle bir yaklaşmama söz konusu olsun.

İçki satılan yerlerde alış-veriş yapmama konusunda gösterdiğimiz hassasiyeti İsrail ve işbirlikçilerinin mallarına karşı da gösterelim... Uygulayalım, gittiğimiz her ortamda anlatalım, hatırlatalım..!
Hadi kardeşler ‘vira bismillah’ diyelim...

Selam ile...

Esra TOPRAK / doğruhaber